Geçen sabah telefonla uyandım. Sevgili Cem Ceminay'ın programından arıyorlardı. 'Dert dinleyen bir gazete köşesine' yazan bir okurun sorusunu, okurun yaptığı gibi 'dert köşesine' değil de bir uzmana sormak istemişler. Soru, anne babasını cinsel ilişki sırasında gören yedi yaşında bir çocukla ilgiliydi. Anne baba ne söyleyeceğini bilemiyordu. Çocuk onlara küsmüş, anne baba da utançtan çocuğun yüzüne bakamıyordu. Çocuğa ne söyleneceği bir yana, aklıma hemen yedi yaşına kadar ne kadar cinsel bilgi verildiği, o yaşa kadar üç yaşında öğrenmiş olması gereken başkasının özeline saygı, 'anne baba odasına kapı çalınmadan girilmez' kavramının neden verilmediği gibi karşıt sorular geldi. Çocuğun aklının karışması ve bu konuda konuşmaması anlaşılır bir tepkidir. Ama ya anne babanın utancı? Cinsellikten utanan ve böylesi bir sıkıntılarının çözümünü uzman yardımıyla değil de, gazete köşesinden 'dert ablasıyla' çözmeye çalışan, kaç yaşında ne anlatmaları ve öğretmeleri gerektiğini bilemeyen anne babanın utanmaktan önce çocuk büyütmek için bilgilenmeleri gerekmektedir. Her şey bir yana, bu çocuğun cinsellik hakkında ilk bilgisi oluşmuş oldu: Cinsellik utanılacak, kötü bir şeydir. Çocuklara cinsel bilgi vermek için önce doğru bilgilere sahip olmak gerekiyor. Doğru bilgiye sahip olmak demek, çok şey bilmekle aynı şey değildir. Son zamanlarda aklıma takılan bir grup baba var. 14-16 yaş grubu erkek çocuklarıyla cinselliğe ilişkin öğretici tek kelime konuşmayan, konuşamayan ama cinsel imalarda bulunan, her şeyi bilen, çapkın babalar. Çocuklarına babalık yapmak için, karşılarına alıp konuşmak, bazı şeyleri öğrenmek yerine bir anlamda onları yüzme bilmeden denize atan babalar. Bu babaların ortak özellikleri var. Çocukları için çok paraya, az zamana sahipler. Bu nedenle zaman yerine parayla cinsellik satın alıyorlar. Henüz 14-16 yaş arası olan oğullarına parayla otellerde kadın ayarlayanlardan, onlara çarpık gülümsemeyle artık erkek olduğu için hafta sonu evi tutmaktan bahseden babalar. Yaptıkları bu babalıkla övünürken de çocuklarını nasıl bir dünyaya, nasıl cinsel sorunların içine attıklarının farkında olmayan babalar. Hepsi sorumluluğu üzerinden atıyor ama bir kısmı yanlışları anlatılınca anlayabiliyor. Benim aklıma takılanlar ise yanlışlarını dinlemek bile istemeyenler, kendi yaşamlarının yanlışlarını göremedikleri için yaptıkları çarpıklığı anlayamayanlar. Aklıma takılma nedeni çocukların geleceğinden duyduğum kaygı kadar, bu babalara ahlaksızlık kavramını uzmanlığıma rağmen anlatamamak sanırım.
NEDİR BU CİNSELLİK?
Neyin cinsellik olduğunu bilmediğimizden olsa gerek, bir yandan cinselliğe ilişkin olduğunu sandığımız her şeyi kötülerken, diğer yandan cinsel özgürlük denilince; yaşa ve gelişime uygun olmayan her türlü cinsel davranışın izlenmesinin, yapılmasının ya da kurbanı olunmasının arasındaki farkın anlaşılmamasını aklıma taktım. Cinsellikten bu kadar korkar ve utanırken, korku ve utancımızın bilgisizlikten kaynaklandığını bilemezken, cinsellik nedeniyle birbirimizi öldürürken, küçük çocuklara karşı cinsel taciz olguları almış başını giderken, cinsellikle ilgili gereksiz her şeyi merakla takip ederken, cinsel bilgilerimizi gazetelerden ya da bizden daha bilgisiz arkadaşlarımızdan öğrenirken, hemen her gülmecemizde cinsel imalar bu kadar çokken, cinsel aktiviteleri bazen çılgınca alkışlayıp, bazen yerin dibine batırırken, televizyonlar da cinsel içerikli hatta imalı konuşmalarla izlenme oranlarını artırıp, manşetler yaratırken cinselliğin ne olduğunu nasıl öğreneceğimiz ve gelecek kuşağa nasıl aktaracağımız aklıma takıldı işte. 'Nereden başlasak, nasıl yapsak bu çarpıklıklar düzelir?' diye düşünüyorum. Belki cinselliğin ne olduğunu bir kez daha tekrarlayarak ve öğrenerek başlayabiliriz. Cinsellik, kişinin fiziksel yapısını, kendisiyle ilgili yargılarını, seçimlerini, diğerleriyle ilgili olarak neler düşündüğünü ve tüm bunların yaşadığı çevre içerisinde ne anlama geldiğini kapsar. Yani siz nasıl bakmaya çalışırsanız çalışın, cinsellik kişinin kadın ya da erkek olmasından ve seksten çok daha fazla şeyi ifade eder.
