İsrail Pazar gününden itibaren Mescid-i Aksa'ya yönelik şiddetli saldırılar gerçekleştiriyor. İsrail'in Mescid-i Aksa üzerinde zamansal ve mekânsal olarak adlandırılan planı var. Peki Diyanet İşleri Başkanı Prof. Mehmet Görmez'in de dikkat çektiği bu plan ne anlama geliyor ve İsrail Müslümanların ilk kıblesinden ne istiyor? Sabah.com.tr/TAHA DAĞLI İSRAİL'İN MESCİD-İ AKSA ÜZERİNDEKİ PLANI NEDİR? Mescid-i Aksa ve Kubbetüssahra'nın bulunduğu Haremüşerif, Müslümanlar için Mekke ve Medine'den sonra en kutsal mekan. İslamiyetin ilk kıblesi. Ancak İsrail bunu kabul etmiyor ve Mescid-i Aksa'nın altında Yahudi Tapınağının olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle yıllardır o bölgenin altında kazı çalışmaları yapılır. Nihai amaçları Mescid-i Aksa'yı yıkıp, yerine tapınak inşa etmek. Bu plan zamansal ve mekânsal iki aşamadan oluşuyor. İSRAİL'İN MESCİD-İ AKSA ÜZERİNDEKİ PLANI NEDİR? Mescid-i Aksa ve Kubbetüssahra'nın bulunduğu Haremüşerif, Müslümanlar için Mekke ve Medine'den sonra en kutsal mekan. İslamiyetin ilk kıblesi. Ancak İsrail bunu kabul etmiyor ve Mescid-i Aksa'nın altında Yahudi Tapınağının olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle yıllardır o bölgenin altında kazı çalışmaları yapılır. Nihai amaçları Mescid-i Aksa'yı yıkıp, yerine tapınak inşa etmek. Bu plan zamansal ve mekânsal iki aşamadan oluşuyor. MEKANSAL BÖLÜNME NE DEMEK? Planın ikinci aşaması mekânsal bölünme oluyor. Bu da Mescid-i Aksa'nın ikiye bölünmesi ve bir kısmının cami diğer kısmının sinagog olarak kullanılması. İsrail, bunun hazırlıklarını 3 yıl önce tamamladı hatta Mescid-i Aksa'nın avlunun kullanım alanlarının, kapıların kimlere ait olacağı gibi planlar hazırlandı. Yasa tasarısı olarak da hazırlandı, parlamento gündemine alınması bile bir dönem çok ciddi şekilde konuşuldu. ZAMANSAL VE MEKANSAL AŞAMADAN SONRA NE OLACAK? Zamansal ve mekânsal aşamanın sonunda yıkım var. Yani İsrail'in nihai amacı, şu an zamansal aşamanın sonuna gelindi ve mekânsal bölünmeye doğru gidiliyor, ondan sonra da Mescid-i Aksa'nın komple yıkılıp yerine Yahudi Tapınağının inşa edilmesi gündeme gelecek. Tapınağın planları da yıllardır hazır bekletiliyor. BUNUN BAŞKA BİR ÖRNEĞİ VAR MI? Benzer durum Batı Şeria'da El Halil kentinde Halil İbrahim caminde de geçerli. Hazreti İbrahim ve oğullarının mezarlarının bulunduğu o kutsal mekan, 1994'de katliama sahne olmuştu. Yahudi saldırgan Ramazan günü sabah namazında camiyi basıp, içerde katliam yapmış, onlarca Filistinliyi öldürmüştü. Sonrasında Halil İbrahim Cami işgal edildi caminin şu an yarısı Müslümanların kullanımına bırakıldı diğer yarısı ise sinagoga çevrildi. Müslümanlara ayrılan camiye ise Müslümanların girişi, kapıdaki İsrail askerlerinin onayından sonra mümkün olabiliyor. İsrail Halil İbrahim Camindeki bu uygulamayı Mescid-i Aksa'da hayata geçirmeye çalışıyor. MESCİD-İ AKSA ÇEVRESİNDEKİ İŞGALDE SON DURUM NEDİR? Mescid-i Aksa'nın çevresinde islam vakıflarına ait tarihi Osmanlıdan kalma binalar vardır, o yapıların bir kısmı yıkıldı ve işgal edildi İsrail Mescid-i Aksa'nın çevresine son birkaç yılda tam 3 sinagog açtı. Yani Aksa'nın çevresi sonradan inşa edilen sinagoglarla kuşatılmış durumda. MESCİD-İ AKSA'NIN MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖNEMİNİ BİLİYORUZ PEKİ YA FİLİSTİNLİLER İÇİN ÖNEMİ NEDİR? Filistinliler için islami değerlerinin yanı sıra direnişin merkezidir, ruhudur, kırmızı çizgidir. Mescid-i Aksa her Filistinlinin rüyasıdır, oranın özgürlüğü her Filistinlinin amacıdır. KIRMIZI ÇİZGİ AŞILIRSA SONUÇ NE OLUR? Filistinliler aslında Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların şiddetlenmesi durumunda buna intifadayla yanıt vereceklerdir. Geçen sene Kasım ayında benzeri olmuştu. İsrail yine Mescid-i Aksa'ya yoğun saldırılar başlatmıştı.Ama İsrail intifadanın başlamaması için yoğun tedbir alıyor. İSRAİL İNTİFADAYI İSTEMİYOR MU? Kesinlikle istemiyor, geçen Kasım ayında üçüncü Kudüs intifadası aslında bir çok çevreye göre başlamıştı ancak İsrail yoğun sokak baskılarıyla intifadanın alevlenmesini önledi. Çünkü böyle bir ayaklanma İsrail'in huzurunu kaçıracaktır, Filistinliler için ise artık kaybedecek çok fazla bir şey yok. BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE FİLİSTİNLİLERİ NELER BEKLİYOR? Geçen Kasım'daki duruma bakacak olursak yine Aksa'ya saldırılar vardı ve sokak olayları başlamıştı sonra duruldu, tabi bunda İsrail'in asker, polis ve istihbarat üçgenindeki yoğun baskısının etkisi vardı. Şimdi yine aynı manzara var. Aslında İsrail istediği gibi tansiyonu yükseltip, düşürüyor. Bunu bazı şeyleri insanlara kanıtsatmak için yapıyor. İSRAİL'İN BU KONUDAKİ ALGI OPERASYONU NEDİR? 2000 yılında Ariel Şaron'un Aksa'nın avlusuna girmesi ikinci intifadayı başlatmıştı. O yıllarda Aksa'nın avlusuna polis baskını olduğunda ya da bir Yahudi girdiğinde tansiyon bir anda doruğa çıkardı. Ama zamanla buna alışıldı şimdi her gün Yahudiler giriyor, hatta askerler giriyor, içeriyi savaş alanına çeviriyor. İsrail insanları özellikle de bölge ülkelerini bu manzaraya alıştırdı. Şimdi de aynısını yapıyor, her geçen sene bir adım ileri gidip, sonra tansiyonu düşürüyor ve bir süre sonra bıraktığı yerden devam ediyor, böylelikle işgalin boyutu sürekli artmış oluyor.