Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Ediz Hun: Sinemayla mukayese edildiği zaman tiyatro çok zor

‘On Küçük Zenci’ oyunu ile ilk kez tiyatroya adım atan Ediz Hun konuştu: 100 küsur filmde rol alsam da sinema ve tiyatro çok farklı iki kulvar. Sinemayla mukayese edildiği zaman tiyatro çok daha zor. Hayatımda bir dönüm noktası sayılabilir bu. Bir sinemacının, çok çalışmadan tiyatroda başarılı olması mümkün değil

Agatha Christie'nin ölümsüz eseri 'On Küçük Zenci' ile ilk kez tiyatro sahnesinde seyirciyle buluşan usta oyuncu Ediz Hun ve rol arkadaşı Özdemir Çiftçioğlu ile Ak'la Kara Sahnesi'nde buluştuk.
Röportaj dersi, en iyi ustanın sahnesinde canlı canlı yapılır dedim ve Nişantaşı Üniversitesi Gazetecilik Bölümü'nde ders verdiğim öğrencilerimi de yanımda götürdüm. Ediz Hun, hepimize sıkı sıkı sarıldı; öyle şeyler anlattı ki, hepsi ders niteliğindeydi.
Gerisini Ediz Hun ve rol arkadaşı Özdemir Çiftçioğlu'ndan dinleyin...


'On Küçük Zenci' ile ilk kez tiyatro sahnesindesiniz, bu proje nasıl gelişti?
EDİZ HUN: Hayatımda bir dönüm noktası sayılabilir. Son derece başarılı, özgüvenleri tam, neşeli dokuz güzel insanla tanışma imkanı buldum, o bakımdan çok mutluyum. 'Beni ne ikna etti?' derseniz, sinemayla mukayese edildiği zaman tiyatro çok daha zor. Çok daha fazla emek istiyor, dikkat istiyor, çalışma istiyor.
Çok çok fazla çalıştım ben, gece gündüz çalıştım. Benim arkamda 100 küsur filmde olmuş olsa da tiyatro ile sinema çok farklı iki kulvar. Arkadaşlarım da bana destek oldu ve bugünlere geldik.
İzleyiciyi nasıl bir oyun, nasıl bir performans bekliyor?
E.H.: Enteresan bir gerilim romanından uyarlama bir polisiye. Rolüm için çok efor sarf ettim, zaman zaman 'Bakalım bu işi başarabilecek misin?' dedim kendime.
Kolay bir iş değil çünkü ezber var, o ezber işi okuyarak adeta o işi sunmak değil, natural bir şekilde ezberleyip beynin filtresinden geçirip doğal bir şekilde aktarabilmek esas hüner.

Ne güzel iki hoca aynı sahnedesiniz. Siz de dört oyunda varsınız. Bize oyununuzu anlatır mısınız?

ÖZDEMİR ÇİFTÇİOĞLU: Bir Agatha Christie olmasının da çok önemi var. Çok iyi irdelenmiş karakterler, çok iyi yazılmış, çok iyi düşünülmüş, tam 'Katil bu' derken 'Hayır o değil' diyorsunuz, başkası çıkıyor, sonuna kadar bu gerilim devam ediyor. Oyunda tartışılabilecek bir sürü şey var ama ben şunu söylüyorum bu oyun için; kardeşim kötülük yapmayın.
İyilik yapın olsun bitsin.
Oyunun mesajı tam olarak bu mu?
Ö.Ç.: Yapılan her kötülük kimsenin yanına kalmaz.
Kötülük yapmayın, gerçekten gerek yok. Çok mu canınız sıkıldı, dönün arkanızı gidin.
E.H.: 'İnsanların yaptığı kötülükler onlar öyle sansa da sonsuza kadar saklı kalmıyor' diye bir cümle var. Kötülükler sonunda mutlaka cezasını çeker. Daha iyi olalım birbirimize sevgiyle yaklaşalım.


İNSAN KENDİNE YATIRIM YAPMALI

Son dönemde tiyatroya olan ilgi takdire şayan, bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Ö.Ç.: Yüzde 12 seyirci artışından bahsediliyor fakat İstanbul nüfusu yüzde 100 arttı, bu biraz göreceli. Gerçek tiyatro seyircisinin en genci 60 yaşında. Gerisi bilgisayara, oyunlara, cep telefonlarına gösterdiği yakınlığı sanata göstermiyor. Halbuki insan kendine yatırım yapsa hayat çekici hale gelecek.
E.H.: Sanat insanları birbirine bağlar. Sanat çok önemli. Mesela ben oyun için Eskişehir'e, İzmit'e gideceğim, dönünce üniversitede ders verip o akşam yine İstanbul'da sahnede olacağım.

DOSTLARIM BENİ YALNIZ BIRAKMIYOR

Tiyatro sahnesinde olmak nasıl bir hismiş?
E.H.: Tanınmış bir insanım ama sinemada.
Seyredenler benden bir şey bekliyorlar, eğer ben o performansı gösteremezsem onlara da negatif tesir eder. Oyunun başarısı için benim gayret etmem lazım.
Dostunuz Türkan Şoray gelmiş sizi izlemeye...
E.H: Türkan geldi, beni yalnız bırakmadı, bugün de İzzet Günay gelecek, Hülya da (Koçyiğit) gelecek.



ÖNYARGILARIMI ÇALIŞARAK AŞTIM

Ön yargınız var mıydı?
E.H.: Vardı. Bir sinemacı çok çalışmadan tiyatroda başarılı olamaz. Yeteneği olsa beynini de en iyi şekilde hazırlaması lazım.
Sinemacılar da teklif gelirse kendilerine güvensinler ama çalışmak şartıyla.
Ediz Hun'la sahnede olmak nasıl?
Ö.Ç.: Ediz Abi türünün çok nadide örneklerinden biri. Tevazu konusunda, disiplin konusunda, çalışkanlık konusunda gerçekten müthiş bir ekol.

BENİ EKONOMİK KULLANIN

■ Bu tempoya nasıl dayanıyorsunuz?
E.H.: Ekibe 'Beni ekonomik kullanın seneye de kalsın' dedim. Bana 'Abi çok şey var' dediler. Artık vitaminlerle falan idare ediyoruz ama zayıflamışım, 83 kiloydum, 80'e düşmüşüm.
Rüyamda bile oynadığım Wargrave karakterini görüyorum.

TÜRKAN DA SAHNEDE ÇOK BAŞARILI OLABİLİR

Türkan Şoray, oyunu nasıl buldu?
E.H.: Türkan çok pozitif bir insandır, hepimizi çok beğenmiş. Biz 14 Şubat Sevgililer Günü'nde birçok yere gidiyoruz beraber. Orada alışveriş merkezlerinde söyleşi yapıyoruz. Saat 10'da kapanıyormuş alışveriş merkezleri ama biz gidince bir türlü kapatamıyorlar.
Türkan çok değerli bir sanatçı, her rolün üstesinden gelebileceğine inanıyorum. Ve tiyatroda da eğer çalışırsa iyi bir tekstle çok başarılı olabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA