Geçtiğimiz haftalarda Almanya'nın Hamburg kentinde düzenlenen Daf Bama Music Awards'ta En İyi Türk Erkek Sanatçı ödülünü alan Sinan Akçıl ile ödül heyecanını birlikte yaşadık. Ödül almak için salona giren Akçıl'a gösterilen büyük ilgiye kendi gözlerimle şahitlik ettim. Sahneye Türk bayrağıyla çıkan ve konuşmasıyla büyük alkış alan, dostluğumuzun yıllar öncesine dayandığı Akçıl ile Hamburg sokaklarında kahkahalı bir sohbet gerçekleştirdik...
36 BİN KİŞİ BENİ SEÇMİŞ
Daf Bama Music Awards'ta ödül almanız size neler hissettirdi?
Burada olmak çok güzel. Hamburg'daki Barclaycard Arena'da son altı ayda Justin Bieber, Justin Timberlake ve Adel gibi starlar konser vermiş. Bu salonun atmosferini yaşamak benim için çok önemli. Burada Grammy kazanan ilk Müslüman olan Khaled'i izlemek, onunla aynı masada oturmak da çok güzeldi. Türkiye dışında İran'dan, Afganistan'dan, Balkan ülkelerinden ilgi görmek, Avrupa'nın göbeğinde Müslümanlar'ın ve Hristiyanlar'ın bir arada olması, herkesin birbirine saygı ve sevgi göstermesi, ırkçılık ve ayrım olmaksızın herkesin birbirini alkışlaması çok hoştu bence. Burada GÜNAYDIN'ın genel yayın yönetmeni olarak, aldığımız ödüllere canlı olarak şahitlik etmen de bizi mutlu etti.
Bana internet üzerinden tam 36 bin 270 kişiden oy gelmiş, bu oyları veren bütün fanlara çok teşekkür ediyorum. Normalde 'al gülüm ver gülüm' tadında yarışmalar yapılır ama bu çok ciddi bir yarışmaydı. Türkiye'de yapılan ödül törenlerinde çok adaletsiz bir sistem var. Buradaki şeffaflık ve adaletli dağıtım beni gerçekten çok mutlu etti. Aldığım bu ödülün Eurovision'dan daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü Eurovision'a katılmayacak birçok yabancı şarkıcı buradaydı. Hepsinin çok büyük kitlesi var.
Eurovision bu yarışmanın yanında amatör kalıyor bence. Burada 'Düm Tek Tek' şarkımın yarıştığı Eurovision senesinde hissettiğimden çok daha fazla heyecanlandım ve o zamandan çok daha fazla yabancı basın gördüm.
Tüm bunlar beni mutlu etti.
Almanya'da çok seviliyorsunuz...
Almanya'da geçen sene 25'e yakın konser verdim. Yılbaşı gecesi üç konserim vardı. Bu sene 12'nci konserimizi verdik, herhalde 20'yi geçecek.
Yılbaşı gecesi, geçen seneki gibi yine üç konser mi vereceksiniz?
Bu sene de üç yılbaşı konserim olacak Almanya'da. Burada olmaktan çok mutluyum çünkü Türkiye'de ne yaşıyorsam, Almanya'da da aynısını yaşıyorum. Yemeğe para ödeyemiyorum mesela, çünkü hepsinin sahibi Türk çıkıyor ve para almıyorlar.
Avrupa'da böyle bir ilginin olacağını hayal bile edemezdim.
Yabancı dili çok iyi bilen, yurt dışında yaşamış, dünyayı dolaşan birisi olarak milliyetçilik konusunda çok hassassınız.
Konserlerinizde Türk bayrağı açmaya özen gösteriyorsunuz...
Türkiye karşıtı kampanya yürüten, algı operasyonu yapan ülkeler konusunda hassasım.
Hollanda konserinde, "Sen bizim dışişleri bakanımızı buraya indirmesen de olur, burası zaten çoktan Türkiye Cumhuriyeti olmuş" dedim. Hollandalılar bile beni alkışladı.
Ben Hollanda'da, Almanya'da, Viyana'da yani Avrupa genelinde artan ırkçılığa ve ayrımcılığa tepkimi bu şekilde gösteriyorum.
Çünkü zaten sokağa çıktığımda bindiğim taksici ya Türk, ya Mısırlı, ya Faslı çıkıyor ve hepsi de aynı konudan mustarip.
O yüzden bırakalım bu konu politikacılar arasında kalsın. Bence herkes ülkesinin bayrağını istediği her yerde, dilediği gibi gösterip konuşabilmeli, tepkiyi de göze almalı.
Yurt dışına çıktığınızda valizinden Türk bayrağı eksik olmuyor yani...
Aynen öyle, şu anda odamda da asılı; yanıma aldım. Evdeki yardımcım Saliha Hanım da seyahatler öncesi "Türk bayrağını aldınız mı?" diye hep sorar. Konserlerimde bayrak açtığım zaman sevgi şöleni yaşanıyor, hayranlarım çok mutlu oluyor çünkü kendilerinden birinin yanlarında olduğunu hissediyorlar.
KARADENİZ'E HEDİYE
Mustafa Ceceli'ye verdiğiniz 'Simsiyah'ı şarkısını yazarken kendi hayatınızdan mı etkilendiniz?
Çok enteresan bir şey oldu, galiba o dönemde daha çok onun yaşadıklarından etkilendim. Bu sefer gözlem yeteneğim devreye girdi. O dönem kendisinin çok üstüne gidildiğini düşündüm, ruhunun siyah olduğunu hissettim.
'Simsiyahım farkım yok geceden, suçum aşksa ben cezama razıyım' sözleri de o şekilde çıktı. Ertesi gün, "Sana bir şarkı yolluyorum, bunu söyleyip bana geri at" dedim. Şarkıyı sesi titreyerek söylemiş.
Daha sonra Oktay Kaynarca'ya attım parçayı, o bu tarz ezgileri sevdiği için onunla paylaşmak istedim. Kendisi "Sinan buna kemençe koy, müthiş olur" dedi. Yakında klip çekilecek. Bu parçada Türkiye'ye ait duygularımın Karadeniz bölgesi bölümü ağır bastı. Şarkım Karadeniz halkına hediyem olsun.
ROMAN MAHALLESİNE DÜŞEN BİR ŞARKICIYI OYNAYACAĞIM
Bir sinema filmi projeniz olduğunu duydum...
Sevgili Polat Yağcı ve Bilal Kalyoncu'yla bir görüşmemiz oldu. Sinema sektörüne adım atmamı istiyorlar. Diziyle ilgili bir baskı var üzerimde ama diziye vakit bulamam çünkü haftanın beş günü sette olmam, hatta hafta sonlarımı da set saatlerine ayırmam gerekiyor. Sinemada ise benden 20-25 günümü istiyorlar. Ayrıca sinemayla çok daha geniş kitlelere ulaşma ihtimalim var. Tabii diziler de çok değerli ama sinemada verilen emeğin daha çok karşılığının alındığını düşünüyorum. Filmde başka bir isimde bir erkek starı canlandıracağım. Film, bu starın yolunun yanlışlıkla bir Roman mahallesine düşüp orada halkla bütünleşmesini anlatıyor. Bu süreçte tabii çok komik olaylar da yaşanıyor. Kastta BKM oyuncuları da yer alabilir. Bu proje olmazsa yine mutlaka 2018 yılında bir sinema filmim olacak inşallah. Bunu deneyen popçu arkadaşlarım bu işe aslında bilmeden daldılar ama sonradan güzel başarılar elde ettiler. Sinema, kitlelere ulaşma açısından müzik kadar önemli bir sanat dalı.
İSPANYOLCA SINGLE
2018'de yeni sürprizleriniz var mı?
2018 bence bizim için umut sözünün karşılığı olacak. Ben her açıdan umutluyum. 2023'e beş kala artık daha da güzel günler bizi bekleyecek. Mart-Nisan gibi yeni şarkım çıkacak. Bu törenle birlikte Avrupa ve Balkan temaslarım iyice arttı. Belki bir Latin Amerika ülkesinde İspanyolca bir single çıkarabilirim. Konserler devam edecek. Otilla'ya iade- i ziyaret yapacağım. Belki benim müziğini yaptığım, İspanyolca bir şarkının klibinde oynayacağım. Ondan sonra da kendi İspanyolca ve Türkçe şarkımı çıkaracağım. İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan ve Ebru Gündeş'e şarkı verdim, onlar da 2018'de çıkacak.
BENİ KALBİMDEN VURANA KARŞI YUMRUĞUMU SAKINMAM
Özellikle namusunuza laf söylendiğinde, onurunuz kırıldığı zaman çıldırıyorsunuz. Son dönemde Erkan Petekkaya ile birlikte çektirdiğiniz bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşmıştınız. Bu fotoğrafın farklı yorumlanmasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Son zamanlarda böyle bir saygısızlık yaşadık Erkan (Petekkaya) Abi olayında. Böyle durumlarda hakikaten dünyanın bütün orduları gelse gözümü kırpmadan savaşırım çünkü sonuçta şöhret, para-pul geçici ama onur ve tavır kalıcıdır. Aileye veya kişiliğe dil uzatıldığı zaman bütün kalkanlarımı açıyorum. Onun dışında sağlı- sollu vurdukları zaman dayak yemiş numarası yapmayı severim ama kalbimden vurmaya çalıştıkları zaman karşı yumruğu atmaktan çekinmem.
POLEMİKLERİN İÇİNDEN ALNIMIN AKIYLA ÇIKIYORUM
Birlikte olduğunuz kadınlar genelde sizi unutamıyor ve daha sonraki açıklamalarında hep sizden bahsediyorlar.
Sizce neden?
Ben polemikle beslenmiyorum ama herhalde beslenenler var ve mecburen ben de bunların içine çekilerek beslenmek zorunda bırakılıyorum.
Hande Yener'e bir şarkı yazmıştım; 'Üç kişi, beş kişi, on kişi / Yordu herkesi aşk işi/ Akıyor hayat ama bir kişi unutulmuyor' diye; belki de ben zamanında kendi hikayemi yazmışım bu şarkıyla.
Şarkı sözleriniz de slogan gibi olduğu için unutulmuyor...
Beni polemiğe çeken ya da çekmeyen herkesin canı sağ olsun, ama çekildiğim her polemiğin içinden alnımın akıyla çıkmayı bilirim.
