Yasadışı dinleme skandallarının bir başka boyutu da iş dünyasıydı. O dönem telekulakta öncü grup ise Uzanlar oldu. Grupta Telsim vardı. İddiaya göre; grup Telsim sayesinde Yargıtay üyeleri, işadamı, gazeteci ve sanatçıları "hediye telefon" yöntemiyle dinletti. Dinlemeler şantaj amacıyla kullanıldı. Ama en ilginç detay, iki kardeş Cem Uzan ve Hakan Uzan'ın birbirini dinletmesiydi. Uzanlar'ın dinleme ağını, İmar Bankası soruşturması sırasında Telsim'e el konulması ortaya çıkardı. Polis, şifreli 4 valizde gizlice çekilmiş 24 video kaset, 18 CD ile 73 ses kaydı buldu. Birçok işadamı ve bürokrata ait olduğu bildirilen ses kayıtları ve görüntüler arasında, Yargıtay üyeleri de vardı.
TEKNİK DESTEK LONDRA'DAN
Yargıtay'da başkan seçimi sırasında üyelerin birbirleriyle yaptığı görüşmelerin gizlice kaydedildiği tespit edildi. İddiaya göre; Telsim'de tüm şirket çalışanları dinlenmişti. Odalarında gizli kameralar vardı. Kayıtlar, Uzanlar'a ait birçok suç duyurusunun sümen altı edilmesinde ya da Star Grubu'na reklam vermeyen bazı kuruluşların patron ve yöneticilerine şantaj için kullanıldı. Uzanlar, bu dinlemeler için Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün bir üst düzey yetkilisinden ve Londralı uzman bir firmadan destek aldı. İstihbarat birimleri, bunu saptayınca devlet görevlilerine gönderilen telefonlar derhal toplatıldı. Polisin ele geçirdiği ve Hakan Uzan tarafından yazıldığı iddia edilen bir notta "M.Ş.'nin dinlemeyle ilgili kurduğu ekibi dağıtmasını" istediği belirtildi. M.Ş.'nin ise dinlemenin başındaki emekli albay olduğu ileri sürüldü. Cumhuriyet Savcısı Mecit Ceylan tarafından Hakan Uzan ile asistanı Meltem İşgördü hakkında, 6 kişinin telefonlarını dinleyip 'sırrın masumiyetini ifşa ederek zarar vermek' suçunu işledikleri iddiasıyla dava açıldı. Hakan Uzan ve asistanının, her müşteki için ayrı ayrı 1'er aydan 3'er yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, böylece sanıkların toplam 6'şar aydan 18'er yıla kadar hapse çarptırılmaları talep edildi.
8'İNCİ KATTA KAÇAK DİNLEME ODASI
Yasadışı dinleme konusunda en büyük skandallardan biri de Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün 8'inci katında yaşandı. Müfettişlerce yapılan soruşturmada Ankara DGM savcısı Nuh Mete Yüksel, 11 Haziran 1999 akşamı, İstihbarat Şubesi'ne baskın yaptı ve 9'uncu kattaki yasal dinleme odasından ayrı olarak, 8'inci katta izinsiz bir dinleme odası ortaya çıkardı. Mayıs 1998-99 arasında Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Genelkurmay GES İstasyonu, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Güvenlik Kurulu, bakanlar, milletvekilleri, gazeteciler, belediye başkanları, holding patronları, Emniyet Genel Müdürü, İstanbul Emniyet Müdürü, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'nın telefonlarının savcı ve hâkim kararı olmaksızın dinlendiği anlaşıldı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Bülent Ecevit'in de aralarında olduğu 963 kişiye ait tam bin 160 telefon dinlenmişti. Müfettişlerin yaptığı incelemede Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'a bağlı olarak çalışan bir grubun Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde 2 yasadışı dinleme odası oluşturduğu belirlendi. Telekulak olayına karışanlar hakkında yapılan soruşturma sonucunda 38 kişi hakkında dava açıldı. Dava Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Ağır aksak yürüdü. Hatta davanın en önemli delilleri arasında yer alan Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Naci Ünver'in telefonunun gizlice dinlendiğini gösteren ses kasedi kayboldu.
TAZMİNATI DEVLET ÖDEDİ
Dava önce Şartlı Salıverme Yasası kapsamına sokuldu ve ertelendi. Ardından da beraat kararı verildi. Yargıtay tarafından tekrar bozulan dosya bu kez zaman aşımına uğradığı gerekçesi ile 2007 yılında düşürüldü. 1999'da başlayan davadan geriye ise faturası kaldı. İdare mahkemeleri, telefonları dinlenen 40'ın üzerinde kişi ve kuruma tazminat ödenmesine karar verdi. Yargıtay 8. Daire Başkanı Naci Ünver ile Eğitim-Sen ve Kamu-Sen'in kazandığı binlerce liralık tazminatı ise İçişleri Bakanlığı ödedi. İçişleri Bakanlığı, mağdurlardan birine ödediği 1.5 milyar liralık tazminatı da telekulakçılardan istedi. Skandala karışan 38 kişi hakkında alacak davası açıldı.
ECEVİT VE ÇİLLER DE DİNLENDİ
Bülent Ecevit, telekulakçıların Ankara OR-AN'daki evinin telefonlarının dinlendiğini de belirterek "İstanbul'daki evimi de dinlemişler" demişti. Dökümlerinin dahi incelendiği 491'le başlayan üç numara Ankara'daki eve 363 ile başlayan bir numara ise İstanbul Suadiye'de bulunan evindeki özel telefona aitti. Tansu Çiller'in Bilkent'teki evinin özel telefonu ile çalışma ofisi olarak kullandığı Celal Bayar Konutu'ndaki telefon dökümlerinin de Ankara istihbaratı tarafından incelendiği ortaya çıkmıştı. DYP lideri Çiller grup toplantısında telekulak skandalı konusunda açıklamalarda bulunuyor ve mağdur olduğunu belirterek "Öyle görünüyor ki, bu işte biz dinleyen değil, mağdur olan tarafta yerimizi almışız" diyordu.
YARIN
Yasadışı dinlemelere hangi ünlü isimlerin adı karıştı?
Kıskançlık yüzünden sahte evrakla sevgilisini dinleten kimdi?