Gerilim sinemasının efsane yönetmeni
Alfred Hitchcock, en ünlü filmlerinden
"Sapık"ın galasının çıkışında, hayatları boyunca sarışın kadın oyuncuları kendisinden kıskanan karisi Alma'ya döner ve şöyle der: "Hiç şüphen olmasın ki, hayatımda senden daha güzel bir sarışın asla olamaz"... Alma: "Bunu duymak için neden 30 yıl bekledim?"... Hitchcock: "Eee, bana boşuna
gerilimin efendisi demiyorlar sevgilim"!
***
İşte geçen hafta gösterime giren
"Hitchcock", yukarıda okuduğunuz kısa paragraftaki ayrıntılara odaklanıyor… Filmi, yönetmenin tüm yaşamını anlatan ve kariyerini baştan aşağı analiz eden bir biyografik dramdan çok,
Hitchcock'un kendine has hal, tavır ve espri anlayışı, takıntıları, ilişkilerine ve özellikle de Sapık'ın yapım sürecine odaklanan İngiliz komedisi tadında bir iş olarak değerlendirebiliriz. Stephen Rebello'nun "Alfred Hitchcock ve Sapık'ın Yapımı" kitabından John J. McLaughlin'in senaryolaştırıp İngiliz yönetmen Sacha Gervasi'nin beyazperdeye aktardığı filmin başrollerinde; büyük yönetmeni
Anthony Hopkins, eşi Alma'yı Helen Mirren, Sapık'ın esas sarışını Janet Leigh'i Scarlett Johansson ve efsane başrol oyuncusu Anthony Perkins'i James d'Arcy canlandırıyor. Hitchcock karakterinin derinlerine inmese de, sadece
Hollywood'un bir dönemine, "Sapık"ın mutfağına ve Hitchcock'un evine, dünyasına girmek, o günlere ve sinemanın yıldız isimlerinin yaşamından bir kesite tanıklık etmek; diyelim "Sapık"ın başrolü için Hitchcock'un Anthony Perkins'le iş görüşmesini, Paramount Yapım Şirketi'yle pazarlıklarını ya da yönetmenin o meşhur fotoğraflarının
- ağzında purosu, çalışma odasında panjurun ardında vs - bire bir film karesi olarak beyazperdedeki yansımasını görmek gerçekten güzel.
***
Artı olarak… Filmde
Hitchcock'a ve sinema tarihine dair ilk kez duyacağınız pek çok keyifli detay var: Yapım şirketlerinin ilk başta "Sapık" fikrine nasıl burun kıvırdıkları, filmin küçük bir bölümünün Hitchcock'un eşi Alma'nın yönetiminde çekildiği ve kurguda da Alma'nın parmağı olduğu… Hatta meşhur duşta bıçaklama melodisinin, sahneyi müziksiz montajlamak isteyen Hitchcock'a rağmen Alma'nın ısrarıyla filme eklendiği… Yine o
duş sahnesinde bıçak tutan elin aslında Hitchcock'a ait olduğu… Hitchcock ile Alma'nın birbirlerine bitmek tükenmek bilmez kıskançlıkları... Yönetmenin sinir patlamalarıyla gelen yeme krizleri, vb gibi… En önemlisi de, tüm bu değişik hallerin Anthony Hopkins'in müthiş performansıyla vücuda gelmesi… Ve neticede, çok ciddi bir biyografi olmasa da, seyir keyfi garanti!