4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun "Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi" başlıklı 18 inci maddesinde; "… Sendika veya konfederasyonu ilk genel kurula kadar sevk ve idare edecek yönetim kurulu üyeleri, genel kurulda yönetim kuruluna seçilenler ile sendika şube yönetim kurulu üyeleri seçildikleri tarihten itibaren durumlarını en geç otuz gün içinde kurumlarına yazılı olarak bildirirler. Söz konusu yöneticiler sendika tüzüğünde belirtilen hükümlere göre, ayrıca yazılı talepte bulunmaları halinde bu görevleri süresince aylıksız izine ayrılırlar. Talepte bulunmayanlar ise kurumlarındaki görevlerine devam ederler. İzine ayrılmayan yönetim kurulu üyeleri haftada bir gün kurumlarından izinli sayılırlar. Sendika yönetim kurulu üyelerinin, bu fıkrada belirtilen haklardan yararlanabilmesi için bağlı bulundukları sendikanın şube kurulması için öngörülen üye sayısına ulaşması, konfederasyon yönetim kurulu üyelerinin bu fıkrada belirtilen haklardan yararlanabilmesi için ise konfederasyona bağlı sendikaların toplam üye sayısının genel kurullarını delegelerle yapabilecek sendika üye sayısına ulaşması gerekir. Sendika şubeleri en az 400 üye ile kurulur. Sendika şubesi bulunmayan il ve ilçelerde il ve ilçe temsilciliği kurulabilir. İldeki üye sayısı 100 ve daha fazla olan sendikanın il temsilcisi ile ilçedeki üye sayısı 50 ve daha fazla olan sendikanın ilçe temsilcisi haftada dört saat izinli sayılır." hükmü yer almaktadır.
4688 sayılı Kanun kapsamında haftada bir gün izin hakkı bulunan sendika yöneticileri ile haftada dört saat izin hakkı bulunan il veya ilçe temsilcilerinin sendikal izin haklarını kullanılıp kullanmaması hususunda kişinin talebine bakılması sendikal özgürlük açısından yerinde olacaktır.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; haftada bir gün veya dört saatlik sendikal izin hakkı bulunan sendika/şube yöneticileri ile il veya ilçe temsilcilerinin yazılı olarak talepte bulunmaları halinde eğitim ve öğretim hizmetinin sunulmasına katkı sağlamak amacıyla eğitim-öğretim kurumlarındaki ders görevlerini ifa etmelerinin mümkün olduğu değerlendirilmektedir.