Gün
geçmiyor ki Avrupa Spor Başkenti İstanbul'da dünya çapında bir organizasyon düzenlenmesin... Evet, Formula 1'i kaybetmiş olabiliriz ama yelkenin Formula 1'i olarak tanımlanan uluslararası Extreme Sailing Series (ESS) yarışlarına bir kez daha ev sahipliği yapıyoruz. "Nedir bu ESS?" diye soranlara kısa bir giriş yapayım. Yarışlar, saatte 73 kilometre gibi inanılmaz bir hıza çıkabilen, 'Extreme 40' adı verilen ve iki gövdeden oluşan teknelerle yapılıyor. Katamaran tipi teknelerde mürettebatın bir gövdeden diğer gövdeye geçmesini sağlayan trambolin benzeri bir materyal var. Peki neden bunu izlemeye gerek var? İstanbul'un Ahırkapı Sahili'nde düzenlenecek ESS yarışları, sahil şeridine yakın yapılacağı için teknelerin ulaştığı yüksek hızlar, seyirciler tarafından rahatlıkla görülebiliyor. Bence yeterli bir sebep ama devam edelim. Ekiplerin 'reis'ine İngiliz futbolunda da kullanılan
'Skipper' terimiyle hitap ediliyor. Bowman (pruva gözcüsü), tactician (taktisyen), mainsail trim (ana yelken trimci), 5th crew (5. mürettebat) ekibin diğer parçaları. İşte bu noktada yarışın bir diğer fark yaratan özelliğinden bahsetmek şart. Yarışlara, takımların beş kişilik ekipleriyle birlikte altıncı adam olarak ünlü isimler ve medya mensupları da katılabiliyor. Etkisiz eleman olarak görülmesinler, bir hatayla takımların başını yakabilirler. Hâlâ ikna olmadınız mı? Etkinlikleri geliştirmek ve katılımı arttırmak amacıyla, halk günlerinde sekiz saat süren eğlenceler düzenleniyor. Rüzgar sörfü, kiteboard ve laser gibi destekleyici spor aktiviteleri, ESS'in yarış dışı zamanlardaki günlük programında yer buluyor. Yarışma, interaktif eğlenceler yanı sıra yeme içme alanları ile birlikte tam tabiriyle geniş kapsamlı bir kıyı eğlence programını kaçırmayın derim.
ÇOK ÖNEMLİ YELKENCİLER VAR
Bu sezonki ekiplerde, yedi farklı ülkeden; 21 olimpiyat, altı America's Cup, yedi dünya turu yarışı, 47 dünya şampiyonası ve 28 Avrupa şampiyonası katılımı bulunan dünya çapında 40 yelkenci olması dikkat çekici. İngiltere'den üç ISAF World Match Racing şampiyonluğu bulunan Ian Williams ve Avusturya'nın iki Olimpiyat altın madalyası sahibi yelkencisi Roman Hagara bu yıl şampiyonluğu kovalayacak yelkencilerden. Diğer yandan beş kez America's Cup'ta yarışan Fransız Bernard Labro ile Ernesto Bertarelli'den dümeni devralan Alinghi'nin Fransız yıldızı Alain Gautier, İstanbul yarışlarının dikkat çeken isimleri olacak. Rekabetin en üst seviyeye taşınacağı yarışlarda başarının iki temel taşı tecrübe ve uyum.
UMMAN'A DİKKAT
Dikkatimi çeken, yarışlarda iki Umman takımının olması. The Wave Muscat ve Oman Air, Oman Sail'in 2012 Extreme Sailing Series'te sahne alan ekipleri. Her iki teknede de birer Ummanlı mürettebat bulunduğunu da söyleyelim. Bu noktada Umman'ın denizcilik mirasının yeniden canlandırılması hedeflenmiş. Genç Ummanlılar için hazırlanan yenilikçi eğitim programları ile yeni nesillerin yelkenciliği keşfetmesi ve keyif alması için esin kaynağı yaratma amaçlanmış. Ufak bir bilgiyle devam edelim. Masal kahramanı Sinbad'ın Sohar doğumlu bir denizci olduğuna inanılır. Sohar, Umman'ın Hürmüz Boğazı'na en yakın noktalarından biri. Sinbad'ın kullandığı söylenen teknenin bir modeli de başkent Muskat'ta bir meydanda görülebilir. Sinbad kadar ünlü olmasa da Çaka Bey, Piri Reis, Turgut Reis, Barbaros Hayrettin Paşa gibi efsanelere sahip olan bir tarihimiz varken, bizim de bu yarışlarda olmamız lazım diye düşünüyorum. Bu kahramanların adlarını deniz otobüslerine vermekten fazlasını yapmak lazım!
