27 OCAK PAZAR
İKİ ÖĞÜN ARASI KADER ATTIA'NIN AYNALI BUZDOLAPLARI
İstanbul Modern'in restoranında buluşunca şöyle bir ihtimal oluyor: Yemeğe içmeğe dalıp, programın esas hedefi olan serginin kapanış saatinin gelip çattığının idraki! Bu defa tehlikeyi bertaraf etmek için öğlene doğru buluşup, hafif bir simit-peynir-çay cilası yaptık, eşyaları masada bıraktık ve aşağı sergiye indik. Küratörlüğünü Levent Çalıkoğlu'yla Çelenk Bafra'nın yaptığı 'Modernlik? Fransa ve Türkiye'den Manzaralar' sergisine... Bu defa tehlike büyük değilmiş. Kaçırsak mahvolmazmışız! Sergi, modernleşmenin günümüz sanatına olan etkilerini araştırıyor... Sanatçıların modernlik projeleriyle hesaplaşmalarını ele alıyor... Modern hayatın dinamiklerine odaklanıyor... Modernliğin geride bıraktığı tortuların hayatımıza nasıl sızdığını hatırlamaya çalışıyor... Ve bunu böyle mi yapıyor? Bir eser seçmemiz gerekirse, Cezayir asıllı Fransız sanatçı Kader Attia'nın
Untitled (Skyline) isimli, aynalı buzdolapları/gökdelenleri olur o. Sonra da masaya geri dönülür, serginin bu kadar zayıf olmasına hayretle hasbıhal edilir, dışarıda atıştıran kara yakışır mercimek çorbasıyla mesut olunur...
28 OCAK PAZARTESİ
BENUSEN'DE KADEHLER FERDİ ÖZBEĞEN İÇİN KALKAR
Kadıköy'deki Benusen'de, anason temalı bir gece tertip etmiştik. Zeytinyağlılar mideviydi, keyfimiz yerindeydi. Sonra "Ayy," diye bir ses geldi ve Ferdi Özbeğen'in gittiği haberi... Çocukluğunda, hatta birkaç sene öncesine kadar adını bile duymamış ama Taksim Larespark'taki Portofino'ya moda olduğu için beş kere gitmiş değil... Onu canı gönülden seven, neredeyse bütün repertuarında düet yapabilecek arkadaşlarımız vardı masada. Hakikaten cız etti içimiz. Top 3 Ferdi Özbeğen şarkılarını sordum, şöyle dediler:
Mutluluğun Bedeli, İşte Bu Bizim Hikayemiz, Dilek Taşı.
Dilek Taşı, İşte Bu Bizim Hikayemiz, Büklüm Büklüm.
Davacı Değilim, Bir İlkbahar Sabahı, Dost Arıyorum (Kandil). Benim için
Dilek Taşı, Mutluluğun Bedeli, Büklüm Büklüm galiba.
Büklüm Büklüm ile
Kandil yer de değiştirebilir. Huzur içinde, tatlı uykular...
29 OCAK SALI
MEVLANA'NIN BAŞ AŞÇISI ATEŞBAZ-I VELİ ADINA TEBRİKLER!
Ateşbaz-ı Veli, Mevlana'nın baş aşçısı. Asıl adı Şemseddin Yusuf. Ama Ateşbaz-ı Veli diye ünlenmiş. Ateşbaz, ateşle oynayan demek. Kendisiyle ilgili rivayetlerden biri şöyle: Bir gün dergahın mutfağında odun kalmaz. Durumu Mevlana'ya bildiren Ateşbaz-ı Veli, şöyle bir karşılık alır: Odun kalmadıysa ayaklarını kazanın altına sok da yemeği onunla pişir! Söyleneni yapar! Ayaklarını kazanın altına sokar, yemeği parmak uçlarından çıkan ateşle pişirir! Anadolu Halk Mutfağı Derneği faydalı bir iş yapıyor ve onun adına Mutfak Kültürü Ödülleri veriyor. Lacivert'teki geceye biz de şahitlik ettik. Önce yedi ayrı kategoride yedi ödül verildi: 1. Araştırma/inceleme/kitap alanında
Antakya Mutfağı araştırma çalışmasıyla Süheyl Budak'a... 2. İşletmeler alanında Hacı Abdullah Lokantası adına Abdullah Korun'a... 3. Mutfak endüstrisi alanında Koleksiyon Mobilya adına Faruk Malhan'a... 4. Kamu ve STK'lar alanında Wines of Turkey/Türk Şarapları Derneği adına Taner Öğütoğlu'na... 5. Görsel medya alanında
Refika ile Mucize Lezzetler programıyla Refika Birgül'e... 6. Gıda üretim şirketleri alanında Değirmen Çiftliği adına Gürsel Tonbul'a... 7. Mutfak hizmet sektörü alanında Bilintur adına Orhan Hallik'e... Sonra Ordinaryus Prof. Dr. Süheyl Ünver Emek ve Onur Ödülü, Osman Serim'in oldu... Ondan sonra da Anadolu'da hizmet veren, kendi bölgesi ve mutfağının temsilcisi sayılan ve yöresel mutfak kültürüne katkı sağlayan lokantalar geldi: Sultan Sofrası (Hatay-Antakya). Münire Sultan Sofrası (Kastamonu). Lale Lokantası (Rize-Çayeli). Hacıbaba Kervansaray (Malatya). Kaplan Dağ Restoran (İzmir-Tire). Şirvan (Gaziantep). Kebapçı Kadir (Isparta). Cumhuriyet Lokantası (Balıkesir- Edremit). İşte sürpriz tam da burada geldi: Cumhuriyet Lokantası'na ödülünü vermek, bana kısmet oldu! Bu eşleştirmeye bayıldım çünkü bu lokantalar içinde en iyi bildiğim, gittiğimde şaşkınlıkla karışık hayranlık duyduğum bir yer Edremit'teki Cumhuriyet Lokantası. Türlü türlü tencere yemekleri de, döneri de müptela edecek seviyede. Bu ödül vesilesiyle bir daha anmak ve baharlık hayaller kurmak iyi geldi. Bunca ödülün arasında, Lacivert'in yaratıcı şefi Hüseyin Ceylan ve ekibinin hazırladığı degüstasyon menüsünün de övgüyü, alkışı, tezahüratı hak ettiğini söylemek lazım. Haşhaşla kaplanmış orkinos carpaccio, topik, uskumru dolma, keber otu eşliğinde lakerda ve çıtır ekmek üstü taramadan mürekkep soğuk başlangıçlar, hem damağı hem gözü şımartıyordu. Gün kurusu kayısı ile lezzetlendirilmiş Datça bademli kereviz ise, kerevize birkaç level birden atlatmıştı. Tat olarak da doku olaraktan kerevizlikten çıkmış, uçmuş gitmiş! Şevketi bostan eşliğinde kabak çiçeğine saklanmış Barbun, karamelize rezene filan diye saymaya devam edeceğim ama sırf o kereviz yeter. Kereviz yemeye Lacivert'e gitmek, latife değil, her an gerçek olabilir.
30 OCAK ÇARŞAMBA
BATUM'DA DÜNYA MUTFAĞI MI? SENİN İÇİN ÜZÜLÜRÜM!
atv'nin Hopa'da çekilen
Benim İçin Üzülme dizisinin oyuncularından Öykü Çelik'le yapılmış bir söyleşi vardı
Günaydın'da. "Şu anda değişiklik olsun diye Batum'a gidip geliyorum," demiş Öykü Çelik. "Orada dünya mutfaklarının bulunduğu mekanları tercih ediyorum." Hopa'dan Batum'a, hop diye gidilir, evet. Ama orada 'dünya mutfağı' yerse
Benim İçin Üzülme'nin oyuncusu, onun için üzülürüm doğrusu! Çünkü Gürcü mutfağı, baştan çıkarıcı elemanlarla dolu, fevkalade zengin bir mutfak... Hamur işlerinde ve etlerde gayet başarılılar. Gürcü açması, bizim su böreğini andırıyor. Haçapuri ise rüyalara girecek kadar aşmış bir pide. Çıtır ve köpüksü kenarlı, özel bir peynirle çok bol malzemeli. Bölgede tatmaya değer Gürcü şarapları da var. Chateau Mukhrani Khvanckara mesela. Öykü Çelik'in aklında Kıvanç Tatlıtuğ'dan kalsın!
31 OCAK PERŞEMBE
NECATİ ŞAŞMAZ'IN SERT İFADESİNİ ÇİKOLATA YUMUŞATACAKMIŞ
Çikolata ve şeker sektörümüzü Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da tanıtmak için harekete geçilmiş ve
Kurtlar Vadisi'nin Polat Alemdar'ı Necati Şaşmaz'la anlaşılmış. "Bu kadar sert ifadesi olan bir yüzü Türk çikolatası yumuşatacak" imiş. Şekerleme ve Şekerli Mamulleri Tanıtım Grubu Başkanı Zekeriya Mete, sloganlarının "Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım. Hepsinden yiyelim, hepsini yemeyelim," olduğunu söylemiş! Yaratıcılık diye buna denir!
1 ŞUBAT CUMA
KATE'E BURSA İNCİRİ, DITA VON TEESE'E BİSKÜVİ AMBALAJI
Şöyle şeyler de oldu hafta içinde; ufak ufak...
Cambridge Düşesi Kate'in hamilelikten kaynaklanan sabah bulantılarına çözüm olarak Bursa inciri yediği ortaya çıkmış. Mide bulantısı için değil de bağırsakları iyi çalıştırmak için olmasın o?
Burlesk yıldızı Dita Von Teese, bir bisküvi markasının şovu için şeffaf bisküvi ambalajlarından elbise giymiş. Deniz Berdan'ın Katy Perry için tasarladığı top sakızdan entariyi çıkardı bu haber, hafıza çöplüklerimizden.
NASA, 50 yılda astronotların uzayda neler yediğini açıkladı. Krakerden başlayıp dünya mutfağından seçmelere varan, buradan uzaya kadar bir yol o da... Yuri Gagarin zavallım, Bülent Ecevit'miş. Hep kuru pasta, hep kuru pasta!
