Vaka 3: Okuma bilmediği için babasının aldığı kitabın sadece resimlerine bakıyordu. Bir süre sonra sayfaları değiştirememeye başladı. Babasının "Parmağını sayfalara daha sert bastırmalısın" demesine "Hayır baba, benim parmağım bozuldu" diye cevap verdi. Doktora gittiklerinde çocuğun elindeki her nesneyi tabletindeki gibi hafif bir dokunmayla değiştirmeye çalıştığı ve parmağını teknolojik bir alet olarak gördüğü anlaşıldı. Tüm bu örneklerden yola çıkarak, Futurist Ufuk Tarhan'ın kapısını çaldık. Tablet ve internet teknolojisi çocuklarımızı nasıl etkileyecek? Tablet kullanımını sınırlamak ya da hiç kullandırmamak bir çözüm mü? İleride onları nasıl bir hayat bekliyor? Okullar bu teknolojiyle nasıl yarışacaklar? Tüm bu soruların yanıtını almak için Tarhan'la geleceğe doğru bir yolculuğa çıktık.
- Dijital doğanlar kimler?
- Doğdukları andan itibaren evinde bilgisayar olup, interneti bilenler. Nasıl ki bir kuşak televizyonun olmadığı bir zaman dilimini bilmiyorsa, internetin olmadığı zaman dilimini bilmeyenler de var.
- Kuşak farkı giderek daha vahim bir hal alıyor mu?
- Eskiden kuşak farkı dediğimiz şey; anne babalar ve çocuklar arasında olurdu. 20 senelik farklara nesil farkı denirdi. Artık nesil farkı iki yıla indi. Üniversiteyi yeni bitirmiş gençlerle, üniversiteye yeni girenler arasında bile nesil farkı var. Bebekler için uzaylı deniyor.
- Niye?
- Tablete doğdu onlar ve onunla büyüyorlar. Aileler anlatıyor; altı bezli çocuklar işaret parmağı yaralandığında, 'iPad parmağım kanıyor' diye ağlıyor. Tabletteki oyunundaki olgu hayatlarında; 'Sana mikrobumu yolladım anneciğim' diyorlar. Çok acayip bir algının olduğu bir dünyada büyüyorlar. Çocukların oyun parkında, salıncağı ekrandaki gibi eliyle kaydırmaya çalışması çok normal. Bu çocukların bildiği başka bir şey yok.
- Her dönem böyle değişimler oluyor aslında. Bu biraz hızlı oldu sanırım...
- Doğduğumda kalem kağıt vardı, yazmayı böyle öğrendim. Annemlerin zamanı ilginç geliyordu, çünkü hokka ve mürekkep kullanıyorlardı. Biz kaleme doğanlar hokkayı bilmiyorduk. Şimdi iPad'e doğanlar da, kalem kağıda uzak olacak. Kalem kağıdın yerini parmak ve ekran aldı. Biz bu yeni jenerasyondan kalem kağıtla yazmasını beklersek, okullara gidip orada eğitim almalarını söylersek, çok yanılmış olacağız. Okula gitmekten sıkılan çocuklarla dolu etraf.
- Peki okula gitmeyecekler mi?
- Bu çocuklar parmaklarıyla ve animasyonlarla her şeyi çok eğlenceli biçimde öğrenebileceklerini biliyorlar. Sıralara oturup, öğretmeni dinlemeye daha ne kadar tahammül edebilecekler?
- Peki dünya bu durumu nasıl yorumluyor?
- Bu bir geçiş dönemi. Ve bu geçişe dijital devrim diyoruz. Dünya robotlaşma, enerji ve dijital devrimi aynı anda yaşıyor. Çektiğimiz sıkıntıların nedeni bu devrimler olurken öğrenmeye ve anlamaya çalışıyor olmamız. İnternete adapte olamayan büyükler, okuma yazma bilmeyen ebeveyn konumundalar. Eğitimsiz bir ebeveyn çocuğuna nasıl yardımcı olamıyorsa, dijital devrime adapte olamayanlar da öyle olacak. Yeni cahiller parmaklarını ve ekranı kullanamayanlar.
- Anne babalar bununla nasıl mücadele edecek? - Çocuğuyla tablet üzerinden oyun oynayamayan, tablet üzerinden uygulama indiremeyen, ödev yapamayanlar dijital çağın cahilleri olacaklar.
SAVAŞ OYUNLARINI BİLE SAKINCALI BULMUYORUM
- Bu şartlar altında okullar ne olacak?
- Çocukların teknik olarak öğrendiklerini, sosyal ve duygusal olarak kullanmayı öğrendikleri yerler olacak.
- Ciple beynimize bilgi yüklenebilecek mi?
- Matrix gerçek olacak. Bunların denemeleri yapılıyor zaten. Yabancı dil öğrenmek için beynin birtakım merkezlerine göndermeler yapılabiliyor.
- Bu dedikleriniz ne zaman olur?
- Şu an altı bezli, elinde tableti olan çocuklar 20'lerine geldiklerinde birçok şey hazır olur. Onların çocukları tüm bu konuştuklarımızı görür. Yurtdışında özel okulların çoğu sıkıntıda. Diplomaların değeri düştü. İş dünyası, 'Şu anki okulların bize gönderdiği 'parlak' öğrencilerden memnun değiliz, eğitimin içeriği işe yaramıyor' diyor. Akıllı olan çocuklar, okulun kendini sınırladığını düşünüyor, kendini bulmak istiyor. Dört senelik bir üniversite eğitimi çok uzun artık. Ters yüz edilmiş eğitim uygulayanlar öne çıkıyor.
- Nedir bu ters yüz edilmiş uygulama?
- Bu sistemde, öğretmen, konuyu veriyor, 'Gidin öğrenin, gelin' diyor, "Projeyi sınıfta yapacağız." Türkiye'de bile başladı bu. Yurtdışında home school sistemi de başladı. Okula gidiyorlar bu çocuklar ama evde de yeteneğine göre hangi konulara eğilmesi gerektiğine dair eğitim aldırılıyor.
- Tüm bu teknolojiyi sınırsız kullansınlar mı çocuklar?
- Çocuk kediyi kesip, Youtube'a yükleyecek hale gelmeden önce ona sınırlar elbette koymalı. 3-4 yaşında çocuklar elbette tablete hakim olsun ama sabahtan akşama kadar tablet başında olmasın. Tabletle oyun oynamasında bir sakınca yok çocuğun. Savaş oyunları bile sakıncalı değil diye düşünüyorum. Savaş oyunlarında çocuklar yeni dünyanın gerektirdiği ses, görüntü, reflekse hakim oluyor. İsrail'de bir araştırma yapıldı, 12 yıllık cerrahla, yeni mezun bir tıp öğrencisi robotik cerrahi operasyonu gerçekleştirdiler. Yeni mezun çocuk daha başarılı oldu. Çünkü günde üç saat joystick'le oyun oynuyor. Çocukları hem bugüne hem de geleceğe hazırlamak gerekiyor. Aile de teknolojiye adapte olmalı.
- Silikon vadisinde çalışanların çocuklarının gittiği okulda bilgisayar yokmuş...
- Tabii. Çünkü oradaki düşünce yapısı şu; bilgisayarı aptal bile kullanmayı öğrenecek, bunu okulda öğretmeye gerek yok ki. 'Okulda çocuklara insani duyguların öğretilmesini istiyoruz' diyorlar. Çocuklar teknolojiden uzak değil ki, teknoloji hayatın normali.
GOOGLE'DE ÇALIŞANLARIN YÜZDE 14'ÜNÜN DİPLOMASI YOK
- Dünya eğitim sisteminin değişimi üzerine konuşuyor mu?
- En çok konuşulan şey bu. Yavaş yavaş birtakım modeller oluşmaya başladı. Dört yıl önce en büyük sorun, çocuklarımıza nasıl öğreteceğiz, konusuydu. Okul, ders, öğrenme yeni modellerine doğru evrilmeye başladı. Tabletlerin yaygınlaşmasıyla çok hızlandı bu süreç.
- Bir yandan da, 'Gelecekte herkes kendi öğrenecek, öğretmene ne gerek var?' gibi bir hava var. Doğru mu bu?
- Birilerinin işi hep ve daima öğretmek olacak. Antik çağdan beri bu böyle olmuş. Ortamlar ve araçlar değişecek ama birilerinin işi hep bilgi üretmek, bilgiyi istiflemek ve bilge kişi olmak. Bunlara içerik üreticileri diyeceğiz. İçerik üreticileri, sadece ona ulaşılabilen sabit yerlerde olmayacak. O kişilerin bilgilerine internet üzerinden ulaşıp, görselle tamamlanmış şekilde bilgiye ulaşılabilecek. Belgesel tadında böyle kaydedilmiş bilgiler olacak. 15-20 sene içinde tüm içerikler video formatına dönecek. Bu sadece eğitim için değil, her şey için geçerli. Okul her yer.
- Branş denen şey de çeşitlenecek sanırım...
- Elbette. Fizik, mühendislik, kimya gibi değil de, daha detay ve alt segmentlerde uzmanlar olacak. Bir doktor var, organ nakli yapıyor. Bir grup kişi de robot kolu tamir etme uzmanı olacak, buna doktor mu diyeceğiz bilmiyorum.
- Bilgi en önemli şey olacak yani...
- Şimdi gençler büyüklere teknoloji öğretiyor, büyükler de onlara hayat bilgisi öğretiyorlar. Birçok şirkette var bu. Bilgi alma kısmını insanlar kendi ihtiyaçlarına göre tasarlayacaklar. Biri Harvard'dan alacak, diğeri farklı bir yerden. Diplomanın giderek bir önemi kalmayacak. Google'de çalışanların yüzde 14'ünün diploması yok.
OBAMA, OKULLARA KODLAMA DERSİ KOYDURUYOR
- Her diye bir film vardı. İşletim sistemiyle aşk yaşıyor adam. İleride bunlar da olacak mı?
- Kademe kademe oluyor aslında. Eskiden mektup arkadaşlığı vardı. Sonra internetten tanışma ve ilişki yaşama başladı. Yarın öbür gün işletim sistemiyle bir ilişki neden olmasın. Zaten yakında Google bizi eşimizden iyi tanıyacak hale gelecek. Şu an bile, aradığımız şeyin ne olduğunu tahmin etmeye çalışıyor. Bizi biraz daha iyi tanımaya başladığında neden olmasın?
- Tamamen yok olacak meslekler var mı?
- Elle kolla yapılacak her meslek yok olacak.
- Şimdi 3-4 yaşında olanlar için geleceğin meslekleri neler?
- Meslek diye bir şey yok artık. Belli konularda becerikli olmak var. O kadar çok meslek olacak ki. Mesela robot kolu tamirciliği ya da soru tasarımcılığı gibi milyonlarca yeni meslek olacak. Klasiklerin hepsi dönüşüp parçalanacak. Mesele yapacağımız mesleği cihazlarla bütünleştirebilmek. Çocuklarımıza sosyal olsunlar diye bale müzik eğitimi aldırıyoruz ya; onlara bir de kodlama, bilgisayar programcılığı öğretin, bilgisayardan da müzik aleti kullanabilmeyi öğrensin. Şimdiden bir blogu olsun. O bloga ilgi duyduğu alanları yazsın. Video edit etmeyi öğrensin. Ve en önemlisi yazı yazmayı bilmesi gerekiyor. Yazı yazmaktan kastım kendini yazıyla ifade edebilmek. ABD Devlet Başkanı Obama, bu yıl okullara kodlama dersi koyduruyor.
OKULLARDA SOKAK OYUNLARI DERSİ UYGULAMASI
TED Ankara Koleji Genel Müdürü Sevinç Atabay Çocuk
oyunları, çocuğun gelecek yaşantısında gerekli olacak her türlü bilgi ve beceriyi kazandırmada hazırlık niteliği taşıyor. Çocuklar arkadaşlarıyla oyun oynamaya başladığı zaman toplumsal ilişkileri de öğrenmeye başlıyor ve oyunlarla birlikte yüklendiği rolün üstesinden gelebilmek için sorumluluk duyguları artıyor. Çocuğun toplumu tanımasına yardımcı oluyor. Biz TED Koleji'nde sokak oyunları dersini bu nedenlerle uyguluyoruz. Aç Kapıyı Bezirgan Başı, Birdirbir, Körebe, Kutu Kutu Pense, Yağ Satarım Bal Satarım, Yakan Top, Uzun Eşek, Topaç gibi oyunlar eskiden oynanan sokak oyunlarının başında geliyordu. Çocukların ders, yemek ve uyku saatleri dışında kalan tüm zaman dilimini kapsayabilen bu tür oyunlar, çocukların ruhsal, zihinsel ve bedensel güçlerinin gelişiminde büyük rol oynuyor. Oyunların çocukların gelişiminde sağladığı fiziksel, psiko-motor, duygusal, sosyal ve zihinsel katkılar çok büyük.
İLK SÖYLEDİĞİ KELİME 'APTİ' OLDU
SABAH Dış Haberler editörü Selçuk Eren, iki buçuk yaşındaki oğlu Sarp'ın tabletiyle ilişkisini şöyle anlatıyor; "Sarp tabletle veya akıllı telefonlarla oynamaya 10 aylıkken başladı. Hatta ilk söylediği kelimelerden bir tanesi iPad'i anlatmak için kullandığı 'apti'ydi. Bir yaşından itibaren tablet üzerinde nesneleri hareket ettirmeye veya istediği bir uygulamayı açmaya başladı. Sarp'ın teknoloji ile ilişkisini hep annesi kontrol etti. Ben de kendini çok fazla kaptırmasın diye kendisine çocukken oynadığım oyunları öğretmeye başladım. Teknoloji ile dengesini kurduğumuza inanıyorum. Hatta son yedi aydır elimde telefon gördüğünde sinirleniyor. Telefonla değil onunla ilgilenmemi istiyor. Artık tableti veya telefonları istediği şekilde kullanıyor. Ama renkler ve şekiller başta olmak üzere birçok şeyi de tablet uygulamalarından öğrendi. Bu yüzden eşimle birlikte Sarp'ın teknolojiden tamamen kopmasını hiç istemedik. Sadece dengeyi göz ettik."
OYUNCAKÇIYA DEĞİL, APPLE STORE'A GİTMEK İSTİYOR
SABAH gazetesi promosyon müdürü Özlem Bahar'ın oğlu Kuzey, dört yaşında. Alışveriş merkezine gittiğinde oyuncakçıya değil, Apple Store'a girmek istiyor. Özlem Bahar durumu şöyle anlatıyor: "Akıllı telefonlarla neredeyse 10 aylıkken tanıştı ama fiilen eline tableti 2,5 yaşında aldı. Ne kadar anne-baba olarak uzak tutmaya çalışsak da, sonuçta çevresindeki bütün arkadaşlarının elinde tablet var ve oğlum bunun doğal bir şey olduğunu düşünüyor. İngilizce şarkıları internetten kendi öğrendi, sonrasında oyunlara yöneldi. Bir ara kendini o kadar kaptırdı ki, bir sabah 'Ben artık büyüdüm, bundan sonra bana Tory Finch (oynadığı boks oyunundaki karakterin adı)' deyin diye tutturdu. Şimdi tabletteki futbol oyununa sarmış durumda. Gün içinde eline vermiyoruz, bahçede arkadaşlarıyla oynuyor ama akşamları bir saat izni var. Anne-baba gözetiminde kontrollü bir şekilde teknolojiyle ilişkisinin devamında sakınca görmüyorum."
SANAL ÇAĞ BAŞLADI, UYUM GÖSTERMEMİZ LAZIM
Psikiyatrist Kültegin Ögel
- Tablet kullanma yaşı kaça indi?
- Böyle bir araştırma maalesef yok. Ama gördüğümüz, çocuğun eliyle ekrana dokunma becerisi geliştiği anda süreç başlıyor.
- Ne zaman bağımlılık olarak algılanır tablet kullanımı?
- Çocuk için, başka aktiviteleri yapmak yerine tableti seçmek önemli bir belirti. Örneğin babasıyla oynamak yerine tabletle oynamayı tercih etmesi, ciddi bir sorunun işaretidir.
- Tabletler çocukların gerçek dünyayla ilişkilerini nasıl etkiliyor?
- Çocukların yaşamında tablet olacak. Bunu saklamak, onsuz yetiştirmek çözüm değil. Onun yerine tableti ne zaman ve nasıl kullanacağını öğretmek çok daha etkili ve hayatı boyunca işine yarayacak bir yöntem.
- Bu sanal dünya bu kadar küçük bir yaş grubunu şu anda nasıl etkiliyor, gelecekte nasıl etkileyecek?
- Modern çağ bitti. Postmodern çağ da bitti. Artık sanal çağdayız. Bu nedenle de sanal çağa ayak uydurmalarının onları olumsuz etkileyeceğini düşünmüyorum ama sorun tablet veya sanal dünya dışında ailelerin neler verebildikleri? Çocuk tabletle oynadığı kadar, çocuk parkına da gidiyor mu? Yaratıcılığını geliştirecek oyuncaklara ne kadar zaman ayırıyor?
- Ebeveynlere önerileriniz var mı?
- Tabletin yeri ve zamanı olsun. Örneğin ne zaman tabletle oynayabilir? Ne kadar süre tabletle kalabilir? Aslında bunların belirlenmesi çocuğun kurallara uymayı öğrenmesidir. Çocuk arabası içinde gezerken bile çocukların elinde tablet görüyorum. Gezmek zaten çocuk için yeterince ilginç. Aynı şekilde yemek yerken tablete gerek yok.