Ege Denizi'ndeyiz... Saat 05.30... Çandarlı Körfezi içerisinde Aslanburnu'nun kuzeyinde, derma çatma küçük bir plastik botun içerisinde yaklaşık 50 kişi, kaskatı bir karanlığın ortasında sessizce bekliyor. İçlerinde bebekler, çocuklar ve yaşlılar da var. Botun motoru bozulmuş ve yetmezmiş gibi bir de göçmenlerin umutlarını bağladıkları o bot su almaya başlamış... Issızlığın tam da ortasında, ölümle yaşam arasındaki o ince çizginin üzerindeler. Ama çaresizlik içerisinde sessizce beklemekten başka yapabilecekleri hiçbir şey yok. O an en çok istedikleri şey, kendilerine uzatılacak bir eli sımsıkı tutmak. Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı TCSG 18 adlı kurtarma botundan işte o el uzatılıyor. Önce çocuklar ve yaşlılar sonra da bebekler ile yetişkinler tek tek kurtarma botuna naklediliyor. Üşüyenlere hemen termal battaniye veriliyor. Hepsi kurtuluyor... Kurtuldukları için şükrediyorlar ama yaşadıkları o çaresizliğin etkisindeler hâlâ. Tek gördüğümüzse o çaresizliğin yüzlerinde oluşturduğu keskin çizgiler... Yıllardır Ege Denizi'nde her gün yaşanıyor bu durum. Savaş başta olmak üzere çeşitli sebeplerle ülkelerini terk eden göçmenler, daha iyi bir hayat umuduyla çıktıkları yasa dışı yolculukta Ege Denizi'ne gelince buradan Yunanistan'a geçmek için insan kaçakçılarının organizasyonu ile adeta ölüm yolculuğuna çıkıyorlar. Sahil Güvenlik Komutanlığı da bıkmadan her gün onları hayatta tutabilmek için var gücüyle çalışıyor. Geçen hafta perşembeyi cumaya bağlayan gece, her gün gerçekleştirilen ve artık rutine dönüşen hayata tutma operasyonlarının nasıl yapıldığını yerinde incelemeyebilmek için Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı TCSG 310 adlı sahil güvenlik botundaydık. Sahil Güvenlik İzmir Grup Komutanı ve Kuzey Ege Grup Komutanı'nın bizzat katılıp yönettiği operasyonların büyük bir titizlilikle yapıldığına tanıklık ettik. Gece yarısı saat 12.00'de Ayvalık'tan bindiğimiz botla 350 km yol yaptık. Biz 50 kişilik bir göçmen grubunun kurtarılışına şahit olduk. Ama o gece tam 17 vaka yaşandı ve toplam 535 göçmen denizden kurtarıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın organizasyonuyla bindiğimiz sahil güvenlik botunda geçirdiğimiz sekiz saat boyunca denizde işlerin hiç de kolay olmadığını anladık.
Hepsinin hukuki durumu tek tek inceleniyor
Denizden kurtarılan göçmenlere ilk müdahaleyi Sahil Güvenlik birimleri yapılıyor. Tıbbı bir yardım gerekiyorsa hemen devreye giriyorlar. Çeşitli ihtiyaçlarını gideriyorlar ve yaşadıkları travmanın şokunu atlatmaları için dinlenmeye alıyorlar. Göçmenler işlemleri yapıldıktan sonra da jandarmaya teslim ediliyor. Oradaki işlemlerden sonraysa, il göç müdürlüklerine yönlendiriliyorlar. Hepsinin hukuki durumu tek tek incelenip ona göre işlem yapılıyor.
Söz konusu olan insan hayatı
Göçmenleri ölüm yolculuğuna çıkartan insan kaçakçıları ile ulusal düzeyde mücadele sürse de bu yasa dışı organizasyonun uluslararası olması ülkeler arası iş birliğini zorunlu kılıyor. Fakat bu konuda etkin bir iş birliğinin yapıldığını söylemek zor. Her ülkenin göçmen politikasındaki farklılık malumunuz. Türkiye, ülkemizdeki göçmenlerin yasa dışı yollarla Avrupa'ya gitmesini önlemek ve özellikle denizlerde ölüm vakalarının olmaması için uğraşıyor. Bunun için Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli fedakarca çalışıyor. Yaklaşık beş-altı yıldır, bizim tanık olduğumuz günlük operasyonlar rutin bir şekilde yapılıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli gece gündüz çalışıyor. Bindiğimiz botun komutanı "Uyku nedir unuttuk" diyor, ki gece boyu gözünü kırpmadan büyük bir ciddiyetle görev yaptığına tanık oluyoruz. Sahil Güvenlik İzmir Komutanı ise "Biz tüm Sahil Güvenlik personeli olarak her daim uyanığız. 7/24 görev yapıyoruz. Neticede söz konusu olan insan hayatı" diyor.
Ege Denizi 7/24 taranıyor
Sahil Güvenlik Komutanlığı her gece Ege Deniz'inde 22 sahil güvenlik botu, bir uçak, bir helikopter ve beş mobil radarla göçmenleri kurtarmak için denizi tarıyor. Uçaktan ve helikopterden tespit edilen ölüm yolculuğuna çıkan göçmenlerin görüntüleri anında komutanlara iletiliyor. Botlarla da hızlıca bu göçmenlere müdahale ediliyor. Hızlı olmak önemli. Çünkü denizin affı yok. Hele hele deniz dalgalı ise her dakikanın önemi var. Gelen ihbarları, tespit edilen görüntüleri anında değerlendiren sahil güvenlik komutanları en fazla 15-20 dakika içerisinde göçmen botlarına müdahale edebiliyor. Sahil güvenlik botları genelde ışıklarını kapatarak denizde seyrediyor. Bunun sebebi göçmenlerin botları görüp de paniklemesini engellemek.
Kurtarılan hamile göçmen botta doğum yaptı
Botlarda her türlü insan var. Kadın, erkek, çocuk, bebek... Yetkililer bazen hamilelerin bazen de engellilerin bu tür botlara bindiklerini anlatıyor. Hatta bir seferinde denizden kurtarılan hamile bir göçmen, doğumu sahil güvenliğin botunda gerçekleştirmiş. Sahil Güvenlik İzmir Grup Komutanı "Biz kayıp olmadığı zaman mutlu oluyoruz. Burada her gün Aylan bebek vakası yaşanabilir. Tüm gücümüzle yaşanmasın diye uğraşıyoruz" diyor.
30'a yakın milletten göçmen var
Yunanistan'a sadece Suriyeli göçmenler gitmiyor. Göçmenlerin uyrukları çok farklılık gösteriyor. Sahil Güvenlik Kuzey Ege Grup Komutanı "Afgan, Iraklı, Filistinli dahil 30'a yakın milletten insan var Ege üzerinden Yunanistan'a geçmeye çalışan" diyor. Tabii savaş nedeniyle Suriyelilerin ağırlığı olduğunun da altını çiziyor.
Karşı kıyıyla anbean haberleşiliyor
Ege Denizi'nin her iki yakasında göçmenlerle ilgili her gün sıkı çalışmalar yapılıyor. Türk karasularında Türkiye'nin sahil güvenliği, Yunan karasularındaysa Yunan sahil güvenliği ellerindeki imkanları göçmenler ölmesin diye seferber ediyor. İki ülkenin yetkilileri de anbean iletişim halindeler. Birbirlerine, kendilerine gelen ihbarlara göre konumlar atıyorlar. Göçmenler kimin karasularındaysa o ülkenin sahil güvenlik birimleri hemen müdahale etmek için harekete geçiyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı İzmir Grup Komutanı Albay Hasan Aldemir'in mevkidaşlarıyla gece boyu nasıl mesajlaştığına tanık oluyoruz.
Kurtarmada yüzde 113'lük artış
Bu yıl denizden Yunanistan'a gitmeye çalışırken kurtarılan göçmen sayısında geçen yıla göre yüzde 113'lük bir artış olmuş. Geçen yıl 20 bin 687 göçmen denizden kurtarılırken bu yıl bu sayı 44 bin 408'e yükselmiş. Fakat karşı kıyıya geçebilenlerin sayısında da artış var. Geçen yıl deniz yoluyla AB'ye ulaşan göçmen sayısı 24 bin iken bu yıl 40 bine ulaşmış. Sahil Güvenlik Komutanlığı yetkililerinden aldığımız bilgiye göre günlük denizden göçmen kurtarma ortalaması 144. Yunanistan'a deniz yoluyla geçen günlük göçmen ortalaması ise 137.
Karada da operasyon yapılıyor
Denizde bütün bunlar olurken karada da başka bir çalışma gerçekleşiyor. Sahil güvenlik, jandarma ve emniyet birimlerinin organize bir şekilde hareket ettiği karadaki çalışmalardaki esas amaç, göçmenlerin denize açılmasını engellemek. Sahil güvenlik birimleri denizi tarayabildikleri gibi, denizden de sahilleri tarayabiliyor. Termal kameradan bir hareketlilik görünce bunu jandarma ve emniyet birimlerine bildiriyor. Sonrasında operasyon başlıyor. Eğer bu esnada göçmeler denize açılırsa denizde sahil güvenlik birimleri onlara hemen müdahale ediyor. Bu yıl karada yapılan operasyonlarla 33 bin civarında göçmenin denize açılması engellenmiş. Nitekim içinde bulunduğumuz sahil güvenlik botunda saat 03.40 civarında Ayvalık sahillerinde bir hareketlilik tespit edildi. Anında jandarmaya bildirildi. Helikopter bölgeye yönlendirildi. Jandarma karada göçmenlerin denize açılmasını engelledi. Operasyonu da anbean bottaki termal kameradan izledik. Sabah olduğunda karadaki operasyonlarda 136 göçmenin yakalandığı bilgisini öğrendik.
En tehlikelisi fiber tekneler
Sahil güvenlik botlarıyla denize açılmadan önce Ayvalık'taki Sahil Güvenlik Komutanlığı'na gittiğimizde Midilli'ye geçmeye çalışırken tekneleri arıza yaptığı için denizin ortasında kalan ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından kurtarılan 25 kişilik Suriyeli göçmen grubunu görüyoruz. Yaklaşık bir saat önce denizden kurtarılmışlar. Bindikleri fiber tekneyi gösteriyor komutanlar, "Bu en tehlikeli olanlardan" diyorlar. Çünkü dengesizmiş ve en ufak bir harekette ters dönüyormuş. Nitekim geçtiğimiz pazartesi benzer bir tekne ters dönmüş. Bir bebek ve bir yetişkin yaşamını yitirmiş. Ama sahil güvenlik personelinin ilkyardım müdahalesi ile dört çocuk da hayata döndürülmüş.
Geri dönenler var
Göçmenler genel olarak Türkiye'den Yunanistan'a gitmeye, oradan da Avrupa'ya geçmeye çalışıyor. Ama zaman zaman Yunanistan'dan Türkiye'ye geçişler de oluyormuş. Bunlar Avrupa'ya geçemeyen ve Yunanistan'daki göçmen kamplarından da memnun olmayan göçmenler. Türkiye'de göçmenlere sunulan imkanları tercih ederek tekrar geri dönmeye çalışıyorlarmış.