Yazar Meral Saklıyan, salgının ilk günlerinde sosyal medyasından yoğun bakım nöbetinden bir fotoğraf paylaştı. Maskesini takmış, özel kıyafetlerini giymiş ve koronaya karşı mücadelede en ön saflardaki yerini almıştı. Aslında bu fotoğraf, bu habere de ilham verdi. Bugüne kadar sanatçı kişilikleriyle tanıdığımız pek çok hekim, şu günlerde canla başla, Covid-19 ile mücadele ediyor tüm meslektaşları gibi.
Kimi müzisyen kimi yazar kimi ressam ve şair… Çoğunun tıp fakültesinde okurken başlayan sanat yolculukları hekim olduktan sonra da devam etti. Hatta biz onları ağırlıklı olarak bu kimlikleriyle tanıdık. Ama onlar şimdi hekim olarak gündemdeler. Çünkü Türkiye'deki bütün sağlık çalışanları destansı bir mücadelenin içinde ve onlar da bu mücadeleye memleketin dört bir yanından katkı sunuyor. Onlarla konuştuk ve birinci elden salgınla mücadelenin nasıl yürütüldüğünü anlattılar…
MERAL SAKLIYAN (YAZAR, YOĞUN BAKIM UZMANI)
En büyük moral kaynağımız iyileşen hastalar
Meral Saklıyan'ı, yakın zamanda Everest Yayınları'ndan çıkan Uzağa Gidemem kitabıyla hatırlarsınız. Öncesinde yakından tanıdığı Yaşar Kemal'in biyografisini de yazmıştı. Bazıları ise onu kısa filmleriyle de tanıyabilir. 12-13 filmi var Saklıyan'ın. Ayrıca birçok tiyatro oyununda da rol aldı. Oysa aslen bir hekim Saklıyan. Yoğun bakım uzmanı bir doktor. Zaten bu habere ilham veren de sosyal medyasından paylaştığı, yoğun bakımda çektirdiği fotoğrafı. Saklıyan bir hekim olarak Türkiye'nin koronavirüs mücadelesini iyi verdiğini düşünüyor: "Pandeminin yoğun olduğu bir hastanede çalışıyorum. Salgınla mücadele çok iyi gidiyor. Türkiye'deki hekimlerin bilgileri üst seviyede, tıp fakülteleri iyidir bizde. Sahada çalışan bir hekim olarak ilk günlere göre daha çok hakimiz olaya diyebilirim. Mücadelede artık kendi algoritmamızı oluşturuyoruz. Hekimlerimizin tecrübeleri, bilgileri bu konuda iyi bir şekilde yol almamızı sağlandı. Birkaç ay içerisinde bu salgını atlatabileceğimize inanıyorum. Ama şunu da anlatmak gerek. Bir düzene oturuyor her şey ama ara ara bazı toplulukların yanlış hareketleri yüzünden dalgalanmalar oluyor. Bu dalgalanmalar bizim çalışmalarımıza ket vuruyor. Bunun için salgınla mücadeledeki önlem ve uyarıların dikkate alınması elzem."
Bu süreçte hekimlerin tanık olduklarını atlatmasının da o kadar kolay olmadığını söylüyor ve ekliyor Saklayan: "Yoğun bakım altındaki hastaları yakınlarına bile göstermiyoruz. Salgının ilk günlerinde, babası yoğun bakımda yatan 10 yaşındaki bir çocuk: 'Babamı görmek istiyorum' dedi, 'Hayır' dedim. 'Ne zaman eve gelir?' diye sordu. 'Bilmiyorum' dedim. Sonra, 'Eve gelir mi?' dedi. Yine 'Bilemiyorum' dedim. 'O zaman siz neden doktorsunuz'? dedi bana ve ağlamaya başladı, ben de ağlamaya başladım. Böyle durumlar yaşanıyor. Ve bunların üstesinden gelmek çok zor. Ama işte iyileşen bir hastayı hastaneden uğurlayınca bir nebze kendimizi iyi hissediyoruz."
PROF. DR. AHMET ÖCAL (RESSAM, ŞAİR VE KALP DAMAR CERRAHI UZMANI)
Bütün sağlık çalışanları bu onurlu mücadeleye katılıyor
Bir profesör ama biz Ahmet Öcal'ı daha çok ressam ve şair kimliğiyle tanıyoruz. Öğrencilik yıllarında başlayan sanat sevgisi asistan olduğu süreçte adeta ikinci bir mesleğe dönüştü. Ressam olarak 20'den fazla sergi açtı. Çeşitli mecralarda şiirleri yayımlandı. Halen kendi atölyesinde çalışmalarına devam eden Öcal şu sıralar tüm hekimler gibi salgınla mücadele ediyor.
Öcal verilen bu mücadeleyi Çanakkale Savaşları'na benzetiyor: "Çanakkale Savaşları'nda dedelerimiz nasıl ölümüne fedakarlık yaptıysa, bugünlerde Türk hekimleri de aynı fedakarlığı gösteriyor. Bütün sağlık çalışanları virüs kapma pahasına, bu yolun sonunda ölüm olduğunu bile bile onurluca bu mücadeleye katılıyor. Birçok hekim arkadaşımız Covid- 19'a maruz kaldı. 47 sağlık çalışanını kaybettik. Önemli bir mücadele yürütülüyor ve ortada destansı bir çaba var. Bu çaba sayesinde birçok insanımız iyileşti."
Öcal'ın bir uyarısı var: "Pandemi atlatılır, insanlar uyarılara dikkat ederse daha az zararla atlatılır. Ama sonrasında hem psikolojik hem de sosyo-ekonomik etkileri olacak bu sürecin. Ona hazırlıklı olmalıyız. Bu süreç sevginin, ailenin, sağlığın ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkardı. İnsanlar da biraz daha hayata olumlu bakarsa, ellerindekinin kıymetini bilirse, pandemi sonrası süreci daha iyi atlatabilir."
TAYFUN HANCILAR (MÜZİSYEN, ONKOLOG)
Türkiye, salgına karşı başarılı
Elinde gitarı, üzerindeki deri pardösüsü ile tam bir rocker Tayfun Hancılar. Uzun Yağmurlardan Sonra ve Tırışkadan Nameler albümüyle tanınan Seyir Defteri grubunun üyelerinden. Sonra müzik kariyerine bireysel olarak devam etti. Kilit ve Aldırma adlı iki albümü Seninle ve Engel Olamam adlı iki single'ı bulunuyor. Sıklıkla konserler veriyor. Ama o da bir yandan aktif bir şekilde hekimlik hayatını sürdürüyor. Bir onkolog ve ayrıca Okan Üniversitesi Hastanesi'nde başhekimlik görevini yürütüyor.
Hancılar, Türkiye'nin salgınla mücadelesini başarılı bir şekilde yürüttüğünü düşünüyor: "İlk başta neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorduk. Nasıl bir savunma hattı kuracağımızı bilmediğimiz bir düşman vardı karşımızda. Ama Türkiye çok şanslıydı. Hastalık bir ay geç geldi. Ve bu süreçte biz de önlemlerimizi aldığımız gibi düşmanı da tanıma fırsatı bulduk. Doktorlarımızın çok iyi olduğunu bir kez daha gördük. Açıkçası Türkiye'nin salgınla mücadelesini başarılı buluyorum."
Salgın sürecinde tüm sağlık çalışanlarının canla başla çalıştığını anlatan Hancılar: "Tüm dünya olarak ciddi bir süreç yaşıyoruz. Modern tıbbın ne kadar hayati olduğu anlaşılmış durumda. Mesela daha önce bu kadar bilim insanını, doktorları ne dünya ne de Türkiye TV ekranında izlemişti. Doktorların, sağlık çalışanlarının kıymeti anlaşıldı nihayet. Bu da bu sürecin olumlu etkisi" diyor.
Hancıların şu günlerde en büyük motivasyon kaynağı hasta uğurlama seremonisi. "İyileşen hastaları alkışlarla danslarla, müzikle uğurluyoruz. Bu hepimiz için bir moral kaynağı" diyor.
TEMMUZ TANER (MÜZİSYEN, KALP DAMAR CERRAHİ)
Bizler enfekte olmayı göze aldık
"Kalp damar cerrahisinin müzisyen doktorları" haberiyle tanımıştık Temmuz Taner'i. O müzikle hekimliği aynı anda yürüten doktorlardan. Müzikle ilgisi lise yıllarına kadar dayanıyor. Tıp fakültesinde okurken de müzik yapmaktan vazgeçmemiş. O günden bugüne kadar da pek çok grupta müzisyenlik yaptı. Konserler verdi. Şimdilerde Mardin'de görev yapıyor Temmuz Taner. Gitarist olan Taner, artık klarnet de üflemeye başlamış. Mardin'de bir grup kurmak üzereyken salgın süreci başlayınca o da tamamen kendisini mücadeleye adamış.
Taner "Bu da hekimlerin savaşı, nasıl askerler savaş için cepheye gidiyorsa biz de mücadele için hastaneye gidiyor, savaşı orada veriyoruz" diyor. Tıp fakültelerinde pandeminin anlatıldığını ama bir gün böyle bir durumun içinde olacağını hiç düşünmediğini söyleyen Taner: "Açıkçası birçok doktor için teoride bildiği ama pratikte yaşamadığı bir sürecin içindeyiz. Ama Türk hekimler bu süreci fedakârca, çok iyi yürütüyor. Toplumsal bir dayanışma var. Bu süreçte en büyük görev biz sağlık çalışanlarına düşüyor. Biz de elimizden geldiğince mücadeleyi yürütüyoruz" diyor.
Taner'in bu süreçte unutamadığı olay ise salgın sürecinde insanlar sokağa çıkmıyor, hastanelerde sıra olmaz diye hastaneye gelen kimi hastalar. Taner son olarak: "Biz hekimler ve sağlık çalışanları enfekte olma riskini göze alarak girdik bu mücadeleye, hiç kimse karamsar olmasın sadece insanımız kurallara uysun bize yeter. Türkiye bu süreci en az zararla atlatacak" diyor.