Van Gölü, dünyadaki benzerlerinden asırlar sonra kamaralı bir yelkenli tekneye kavuştu. Zeyneb, ilk günden itibaren gölün doğal güzelliğine başka bir hava katmış. Artık yüzünü denize dönenler nazlı nazlı süzülen bir yelkenliyi seyredebiliyor. Zeyneb yatının sahibi Emin Bey, 93 model 10.5 metre boyundaki yatını Antalya'da satın almış. Bir süre sonra da Antalya, Van arasında durmadan git gel şeklinde yelkencilik yapılamayacağını anlamış ve sonunda pek çok kişiye çılgınlık gibi gelecek bir karar vererek, yatını Van Gölü'ne götürmüş. Emin Koç tekne macerasını şöyle anlatıyor: "Teknemi Antalya'dan aldıktan sonra bir yıl kadar Antalya'da Setur Marina'da kaldım. Van'da yaşadığım için Antalya'ya gidip gelmek benim için zor oluyordu. Bu ilginç bir şey, tekne sahipleri beni çok daha iyi anlar. Van'a gittiğim zaman aklım teknemde kalıyor, güzel bir rüzgâr olduğunda 'Şimdi teknem burada olsa ne biçim yelken yapardım,' diyordum. Götürmeye karar verince marinadaki insanlardan yardım istedim. Önce marinanın elektrikçisi ve motor ustasıyla görüştüm. Motor bakımını nasıl yapacağımı, nerelerden arıza yapabileceğini öğrenmeye çalıştım. Çünkü teknemi Van Gölü'ne getirdikten sonra teknenin bütün işlerini benim yapmam gerekiyordu. Sonunda tekneyi Van'a götürmeye kesin karar verdim ve yatı karaya aldırttım. Bu arada da tekneyi nakledecek bir TIR aramaya başladım. Kimse Van'a araç göndermeye yanaşmadı. Derken marinada çalışan arkadaşlar yardımıma yetişti. Daha önce çalışan Ercan adında Erzurumlu bir genç varmış, çağırdılar geldi. Fakat bu kez de hiç akılda olmayan bir şey ortaya çıktı... Teknenin derin bir salması var. O arkadaşın TIR'ının kasası da oldukça yüksek. Mümkün değil o şekilde gitmesi. Yolda köprüler var, alt geçitler var... Var oğlu var. Bir yere kesin takılır yani... 'Salmayı sök,' dediler. İyi burada birine söktürelim de, ben sonra onu Van'da kime nasıl taktırayım? Bir de salma bu. Dibinden su yapar, koparsa tumba oluruz... Benim halimi gören Ercan, 'Sıkma ağabey canını,' dedi, 'ben bir çare buldum. Sen bana şu salmanın enini boyunu ver hele bir...' dedi. Gitti, TIR'la geldi. Adam koca kamyonun kasasını orta yerinden bizim salma kadar kestirmiş. Resmen salma içine girip oturacak. Öyle bir yuva olmuş yani... Belki şaşıracaksınız, belki de inanmayacaksınız ama bir günde geldik... Yani 24 saatte. Akşam yola çıktık. Ertesi akşam Van'daydık..."