Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Organ Nakli Koordinatörü Mümin Uzunalan; organ bağışı ve nakliyle ilgili soruları yanıtladı...
Organ nakli koordinatörü olmak fedakarlık isteyen bir meslek; nereden aklınıza geldi koordinatör olmak?
Organ nakli koordinatörlüğü konusunda daha önce fikir sahibi değildim. Bu meslek fedakarlık istiyor. Ancak yakınını kaybetmiş ailelerle 'organ bağışı' görüşmesi yapmanın ruhsal bir yükü dışında, tüm süreç ciddi bir işbirliği ile yürütülüyor. Dolayısıyla bu fedakarlığın, başta yoğun bakım olmak üzere tüm birimlere bölüştürülmesi gerekiyor.
Şimdiye kadar kaç aileyi kadavra organ bağışı için ikna ettiniz?
25-30 civarındadır sanırım.
Canlı vericili organ naklinde, gönüllü adaylar kimler?
Eşler, anne-baba ve kardeşler ilk olarak sayılabilir.
Eşine organını verdiği ya da aldığı halde boşanmak isteyen oluyor mu?
Ben hiç rastlamadım ama oluyordur. Kadavra veya canlı verici olsun; bağışı yaptıktan sonra ileriye dönük beklenti içinde olmaması gerekir. Aksi halde 'Ben onun hayatını kurtardım, o da bana şu iyiliği yapmadı' gibi bir psikoloji; hem veren, hem de alan için çok ağır bir yük olur. Dolayısıyla ameliyattan sonra da hayat acısıyla tatlısıyla devam edecektir ve beraberinde neler getireceğini kestirmemiz ne yazık ki mümkün değil.
ERKEKLER KORKUYOR
'Ben, organımı verecek kadar eşimi sevmiyorum, güvenmiyorum' veya 'eşim beni aldattı, ona organımı vermem' diyenler oluyor mu?
Her vericiyle görüşüp herhangi bir kaygısının olup olmadığını sorgulamak zorundayız. Bir çıkar, tehdit veya mecbur hissetme varsa; o kişiden organ almamak gerekir. Elbette bazı verici adayları vermek istemediklerini açıkça dile getirebiliyor. Bunların içerisinde; eşinin kendisini aldattığını, kendisine kötü davrandığını, yeniden sağlığına kavuştuğunda da yine aynı şeylerin başına geleceğini düşündüğünü ve organ vermek istemediğini söyleyenler oldu. Çok genellememek gerekir ama 'vermeme' kararında erkeklerde korkunun, kadınlarda ise geçmişin kötü izlerini görmenin mümkün olduğunu söyleyebiliriz.
PSİKOLOJİDEN YARDIM ALIYORUZ
Bağışçıları ikna etmek için uyguladığınız taktikler var mı?
Kötü haber verme, yasta olanların ihtiyaçları, beden dili, etkili dinleme ve ikna gibi psikolojinin ve iletişimin bize sağladığı olanaklardan faydalanıyoruz. Ancak bence sadece organ nakli koordinatörü değil, tüm sağlık sisteminin inandırıcı ve bu konuda özendirici olması gerekiyor.
ANNELER GERÇEĞİ REDDEDİYOR
Kadavra bağışında ikna etmekte zorlandığınız ailelerde en çok sorun kimden çıkıyor?
Aileler organ bağışına 'hayır' dediklerinde, kararlarına saygı gösterilmesi gerekiyor. Onlara yakınlarının 'son nefes'ini verdiğini, artık onun için yapacak bir şey kalmadığını anlatıyoruz. Ailelere, organ bekleyen hastalara nasıl şifa olabileceklerini söyleyip kararlarını bekliyoruz. Bence; her insan için çok zor bir durum olan bu anlarda, gerçeği en fazla reddedenler anneler oluyor.
AİLE YAKINLARI GÖNÜLLÜ OLUYOR
Canlı organ vericisi olmak için nasıl bir hazırlık süreci geçirilmelidir?
Ülkemizde kadavra organ bağışları henüz istenen düzeye ulaşmadığı için, canlı vericiler yakınlarının hayatlarını kurtarmaya gönüllü oluyorlar. Önemli olan; veren kişiye gerek ameliyat, gerekse ameliyattan sonraki hayatında bir risk yüklememek. Bunun için testler ve değerlendirmeler yapılır ve sonuçlarından kesinlikle emin olmak gerekir. Vericide asla risk alınmamalıdır. Hazırlık iki-üç gün de sürebilir, daha uzun da olabilir. Burada önemli olan, işlemin sonunda vericinin etkilenmemesidir.
ALICI VE VERİCİ AİLELER TANIŞABİLİR
Yurt dışında verici ile alıcı aile tanıştırılmıyor. Türkiye'de ise böyle bir yasak yok. Sizce alıcı ve verici aileler tanıştırılmalı mı?
Aslında alıcı ve verici ailelerin tanıştırılması ülkemizde de çok sıcak bakılan bir durum değildir. Eğer yapılana 'bağış' deniyorsa, bağıştan sonra bir beklenti içine girilmemesi gerektiği kabul edilmeli. Dolayısıyla bağıştan önce tanıştırılmak bir şart olarak öne sürülmemeli. Yüz yüze tanıştırmanın iyi bir fikir olmadığı savunulabilir. Ancak insani olarak düşündüğümüzde, ailelerin hastalarla tanışmak istemelerini de anlayışla karşılıyorum.
BİTTİ