Menopoz, doğurganlık yeteneğinin kaybolduğu dönemdir. Şişman kadınlarda daha erken olmakla birlikte, genellikle menopoz yaşı 48-55 olarak belirtilir. Yapılan araştırmalar, hormonal değişikliklere bağlı olarak; sağlıklı beslenmeyen ve düzenli fiziksel aktivite yapmayan kadınların bel bölgesinde ciddi yağlanma olduğunu ve en az 3-8 kilo aldıklarını belirtmektedir.
KOLESTEROL YÜKSELİYOR
Menopoz; diyabet, kalp-damar hastalıkları ve kanserin de sık görüldüğü riskli bir dönemdir. Bu nedenle beslenmede önemli altın kurallara uymak ve haftada altı-yedi kere 45-60 dakika düzenli olarak yürüyüş veya spor yapmak gerekmektedir. Araştırmalar, hayatında bu değişiklikleri yapan kadınların meme kanserinden korunduğu, kanda kolesterol düzeylerinin yükselmediği ve insüline bağlı olmayan şeker hastalığına yakalanmadığını açıklamaktadır. Menopoz döneminde oluşabilecek şişmanlık, kalp-damar hastalıkları ve osteoporozu önleyici şekilde diyetlerin hazırlanması gereklidir. Bunlar şöyle sıralanabilir:
1- Ana öğünlerde dört besin grubundaki besinlerden (süt ve süt ürünleri, et ve benzeri besinler, taze sebze ve meyveler, ekmek ve tahıl grubu besinler) üç çeşidi ile besin çeşitliliği sağlanmalıdır.
2- Süt-yoğurt grubundan üç-dört porsiyon tüketilmelidir. Süt, peynir ve yoğurdun az yağlı ya da yağsız olmasına dikkat etmek gerekir.
3- Et ve et grubundan toplam üç porsiyon tüketilmesi gerekir. Bir porsiyon et; 100-150 gram tavuk, balık, yağsız kırmızı et veya bir tabak kuru baklagil yemeği veya bir adet yumurta anlamına gelir.
4- Bitkisel özlü sıvı yağlar, özellikle fındık yağı, soya yağı ve erken hasat zeytinyağı; menopozdaki kadınlar için hayat kurtarıcıdır.
5- Taze sebze ve meyvelerin kronik hastalıklara karşı koruyucu etkisinin olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle çiğ sebze ve kabuklu meyveler; fitoöstrojen özelliği nedeniyle beslenmede yer almalıdır.
6- Omega 3 yağ asitlerinden zengin besinlerin tüketilmesi önerilmektedir. Yani ceviz, balık, ayçiçeği yağı, soya yağı, ayçekirdeği, badem gibi besinlerin; güvenli miktarlarda beslenmede bulunması gerekmektedir.
7- Basit şekerlerin yerine kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
8- Posa tüketimi artırılmalıdır. Diyetle yeterli miktarda posa alınmasının kronik hastalıklardan koruyucu özelliği vardır. Ayrıca posa, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesini sağlar.
9- Aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır. Proteinin sağlandığı kaynaklar özellikle osteoporoz ve kalp damar hastalıkları açısından önem taşır. Diyet hayvansal proteinden zengin, sebzelerden fakirse; diyetsel asit yüklemesi pH'ı düşürür, osteoklastları uyarır ve bu durum kalsiyum dengesinde negatif etki oluşturur. Kemikler süngerimsi yapı alarak ileriki yaşlarda tuzla buz olacak şekilde dağılabilir.
10- Diyetin mineral ve vitamin içeriği yeterli olmalıdır. Özellikle kalsiyumun yeterli miktarda tüketilmesi önem taşır.
11- Yemeklere aşırı tuz eklenmemeli ve tuzlanmış besinler fazla tüketilmemelidir. Çünkü aşırı tuz, idrarda kalsiyum atımını artırır, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarına zemin hazırlar.
12- Alkol, bazı vitamin ve minerallerin vücutta kullanılmasını olumsuz etkiler. Kemik oluşum hücrelerini harap eder ve kalsiyum emilimini bozar. Şişmanlığa zemin hazırlar.
13- Sigara içilmemelidir. Sigara, kalpdamar hastalıkları riskini artıracağı gibi, D vitaminin aktif şekline dönüşümünü azaltır.
14- Aşırı kafein tüketilmemelidir. Kafein içeren çay, kahve türlerinin ve en önemlisi kemiklerin erimesini sağlayabilecek kolalı-asitli içeceklerin tüketimi sınırlandırılmalıdır.
15- Her gün bol sıvı alınmalı ve sulu yiyecekler tüketilmelidir.
HAFTANIN BİLİMSEL NOTU
Taze
kekiğin, mevsimin en değerli baharatı olduğunu hatırlatmalıyım. Daha çok kuru olarak tükettiğimiz kekik, doğal bir ilaç kadar etkilidir. Yağlı ve ağır yemekler sonrasında hazmı kolaylaştırır ve sindirimi düzenler. Sağlık açısından baktığımızda kramp çözücü ve balgam söktürücü etkisi en bilinenidir. Kekiğin önemli etken maddesi olan eterli uçucu yağlar; kana karışıp bronşiyal kasları etkiler ve akciğeri temizler, kaslarda krampları çözücü özellik gösterir. Bronşlardaki bakteri oluşumunu en aza indirir. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında kekik çayı içilmesi ve gargara biçiminde kullanılması önerilir. Sindirim sisteminde görülen ekşimeler ve kramplı ağrılar bir bardak kekik çayı ile geçiştirilebilir.
HAMİLELER KULLANMAMALI
Kekik birçok bitki gibi vücuttaki suyu atmada çok yararlıdır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardım eder. Gaz giderici ve mide bulantısını teskin edici olarak kullanılır. Bağırsak parazitlerine karşı etkidir. Kekik, hamileler ve guatr hastaları tarafından kullanmamalıdır. Guatrı olan hastalarda kekik kullanımı ile halsizlik, mide bulantısı, baş dönmesi, kalp çarpıntısı meydana gelmektedir. Hamilelerde de düşük riskini artırır. Ayrıca kekik yağının tümör yapıcı olduğu ve karaciğer üzerinde zararlı etkileri bulunduğu bilinmektedir.
MENOPOZDA BİR AYDA 5 KİLO VERDİREN DİYET
Kahvaltı
1 su bardağı havuç veya portakal- nar suyu karışımı + 2 dilim az yağlı peynir + 1 dilim tam tahıllı ekmek + domates, salatalık, tatlı kırmızı biber
Öğle
1 kase sebze veya kurubaklagil çorbası + 1 kase az yağlı yoğurt + 1 dilim ekmek + ceviz eklenmiş az yağlı mevsim salata
İkindi
1 su bardağı az yağlı süt + 1 adet taze meyve
Akşam
5-6 köfte kadar ızgara veya fırınlanmış et (tavuk-balık-kırmızı et) + 1 adet meyve + 1 kase yoğurt + 1 dilim ekmek + az yağlı salata
Ara
1 su bardağı az yağlı süt + 1 avuç içi kadar kuru yemiş