"HAREKETSİZ TOPLUMDA YARIN ÖNEMLİ PROBLEMLER ORTAYA ÇIKACAK"
Hareketli bir toplum için beden eğitimi öğretmenlerine çok büyük görevler düştüğünü anlatan Doç. Dr. Yamaner, "Okul bahçelerinde çocukların illa voleybol, futbol oynaması gerekmiyor. Oyun formatında birtakım önlemler alınmalı. Beden Eğitimi ve Spor Meslek Yüksek Okulu olarak bu çalışmalara destek vermeye hazırız. BESYO sadece burada 60 öğrenciye eğitim veren, onların meslek edinmesini sağlayan bir birim değil. Böyle bir birim olmayı da kabul etmiyoruz. Aynı zamanda bilimsel araştırmalarla toplumları aydınlatan bir birim olmayı istiyoruz.
Hareketsiz bir toplumun yarın çok önemli problemleri ortaya çıkaracak. En basitiyle sağlık sorunları, sağlık harcamaları çok önemli bir unsur olacak. Bir topluma hareket eğitimi verebilirseniz, sağlıkla ilgili birtakım sorunlar azalacak, bu da beraberinde sağlık alanında yapılan harcamalarda bir azalma meydana getirecektir. Bizim toplumumuzu sağlıklı düşünmeye sevk edebilmek ve sağlıklı bir şekilde hareket etmesi için bu tür bilimsel çalışmaları fazla yapmamız gerekiyor. Eğer ilkokuldaki çocukları hareket eğitimine alıştıramazsanız, o çocuklara hareketin nasıl yapılacağına dair bir tedbir alamazsanız hareketsiz bir toplum ortaya çıkacaktır. 30-40 yaşından sonra insanları hareket ettirmek zordur. Ama temel eğitimde mutlaka hareket eğitimini vermemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.
EKONOMİK DURUMU İYİ AİLELERİN ÇOCUKLARI RİSK ALTINDA
Yapılan araştırmada bütün çocukların risk altında olduğunu gördüklerini kaydeden Doç. Dr. Faruk Yamaner, "Mesela bazı ilköğretim okullarımızda şöyle bir durum var. Kırsaldan geldikleri için bu çocuklar sürekli sokakta oyun oynuyorlar. Bunların hareket eğitim sorunu yok. Onlarda da koordinasyon sorunu var. Hareketleri birbirine bağlayabilme yetenekleri düşük. Ama obeziteyle ilgili kesinlikle hiçbir sorunları yok. Esas sorun kolejlerde okuyan, ekonomik durumu iyi olan ailelerin çocuklarında. Bunun kaynaklanma sebebi ne? Maalesef çocuklarımızı yürütmüyoruz. Baba veya anne 500 metre veya 1 kilometre ötedeki okula dahi çocuğunu aracıyla götürüyor. Anneler nasihat ediyor, 'aman çocuğum sırtın ıslanmasın, dışarıya çıkma'. Bunu, görüştüğümüz çocuklar kendileri anlatıyor. Yanlarında da yemek yiyecekleri bir mekanizma oluşmuş. 'Dışarıya çıkma, hoplama, zıplama aman şunu yapma', sonra okuldan çocuğu alıyor, geliyor apartmanın 5 katına. Hapishaneler var. Gün yüzünü yukarıdan görüyor, sonra yatakhaneye geçiyor. Hiçbir hareket yok.
Bugün yüksek yüksek binalar yapılıyor. Ama çocuklarımıza oyun alanları yapılmıyor. Projeler hazırlanırken belediyelerin biraz daha dikkatli olması gerekir. Özellikle metropol illerinde yaygın. Çocuğu getiriyoruz, apartmana hapsediyoruz. Önüne veriyoruz tablet, bilgisayar. Çocuk hareket etmediği için obez olacak. Hareket alanları oluşturulsa hiçbir çocuğumuz obez olmayacak, sağlıklı bir yaşamı öngörecektir. Bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın üniversitelerle işbirliğine gitmesi gerekiyor. Hareket eğitimine artırdıkça hareketli çocuklarımızı bulup Türk sporuna kazandırma gibi bir durumda ortaya çıkıyor. Her şey var elimizde sadece planlama ve programlamada bir sıkıntımız var. Bu problemleri ortadan kaldırırsak sağlıklı düşünen, sağlıklı yaşayan, sağlıklı hareket eden bir nesli ön plana çıkarırız. Biz Çorum ölçeğinde iyi bir araştırma yaptık. Yapılan çalışmaların sonuçlarını mahalle mahalle, okul okul anlattık. İyi bir algı oluşturduk. Ama bu yeterli mi, değil" diye konuştu.