İbnü’s-sikkît

186 (802) yılı civarında Bağdat'ta doğdu. Babasının lakabı olan Sikkît'e (çok suskun) nisbetle İbnü's-Sikkît diye tanındı. Babası lugat âlimi olup dilci Ali b. Hamza el-Kisâî'nin arkadaşıydı. Bağdat'ta çocuklara ders vererek geçimini sağlıyordu. İbnü's-Sikkît öğrenimine babasının yanında başladı; ardından Kutrub, Yahyâ b. Ziyâd el-Ferrâ, Ebû Ubeyde et-Teymî, Asmaî, Ebû Abdullah İbnü'l-A'râbî, Ahmed b. Hâtim el-Bâhilî, Ebû Amr eş-Şeybânî, Ali b. Mugīre el-Esrem ve Ebü'l-Hasan el-Lihyânî gibi lugat ve dil âlimlerinin talebesi oldu. Fasih dil öğrenmek, garip ve nâdir lugatlar, emsal ve ahbâr derlemek için bir süre bedevîler arasında yaşadı. Daha sonra Bağdat'ın Kantara semtinde babasıyla birlikte çocuklara ders vermeye başladı. Abdullah b. Tâhir'in çocuklarıyla Halife Mütevekkil-Alellah'ın oğulları Müeyyed-Billâh ve Mu'tez-Billâh'ın hocalığına kadar yükseldi. Ancak saraya girmesi hayatına mal oldu. Bir sohbet sırasında Mütevekkil-Alellah, Şîa'ya mütemâyil olduğu bilinen İbnü's-Sikkît'e Müeyyed ve Mu'tezz'i mi yoksa Hz. Hasan ve Hüseyin'i mi daha çok sevdiğini sordu. İbnü's-Sikkît, Resûl-i Ekrem'in torunlarını tercih ettiğini, hatta Hz. Ali'nin kölesi Kanber'i bile Müeyyed ve Mu'tez'den daha çok sevdiğini söyledi. Bu cevaba çok kızan halifenin emri üzerine linç edilerek öldürüldü (5 Receb 244 / 17 Ekim 858). Kemâleddin el-Enbârî, İbnü's-Sikkît ile Mütevekkil arasında geçen konuşmaya dair farklı bir rivayeti kaydeder (Nüzhetü'l-elibbâʾ, s. 140). Bilhassa Kûfe nahviyle lugat sahalarında otorite olan İbnü's-Sikkît, hem çağdaşlarının hem daha sonraki âlimlerin takdirlerini kazanmış, aralarında Ebû Hanîfe ed-Dîneverî, Ebû Saîd es-Sükkerî ve Mufaddal b. Seleme gibi dil âlimlerinin bulunduğu öğrenciler yetiştirmiştir.

İbnü's-Sikkît çok sayıda şiir derleyerek bunları rivayet etmiş ve açıklamıştır. Onun rivayet veya şerhettiği divanların sayısı otuzu aşmaktadır. İlk olarak Ebü'n-Necm el-İclî'nin şiirlerini derlemiş, bu çalışma onun tanınmasını sağlamıştır (İbnü'l-Kıftî, IV, 60). Derlediği İmruülkays, Nâbiga el-Ca'dî, Hutay'e, Lebîd b. Rebîa, Cerîr b. Atıyye ve Kümeyt el-Esedî gibi şairlerin divanlarından sadece Müzerrid b. Dırâr el-Gatafânî'nin divanı günümüze ulaşmıştır (nşr. İbrâhim Atıyye, Bağdad 1962). Ayrıca Urve b. Verd, Nâbiga ez-Zübyânî, Kays b. Hatîm, Ebû Nüvâs, Tarafe b. Abd, Kattâl el-Kilâbî, Ebû Duâd el-İyâdî, Tufeyl el-Ganevî (şiirleri için bk. F. Krenkow, [1907], s. 815-877), Ahtal, Meymûn b. Kays el-A'şâ, Züheyr b. Ebû Sülmâ, Ömer b. Ebû Rebîa, Hansâ ve Amr b. Kamîe'nin divanlarıyla el-Muʿallaḳātü's-sebʿi de şerhetmiştir.

Eserleri. 1. Iṣlâḥu'l-manṭıḳ*. Dil hatalarını düzeltmek için yazılan ve üzerinde çeşitli çalışmalar yapılan eser Ahmed Muhammed Şâkir ve Abdüsselâm Muhammed Hârûn tarafından yayımlanmıştır (Kahire 1949, 1956, 1970, 1987). 2. el-Elfâẓ. Konulara göre düzenlenmiş bir sözlük olup kelimeler mensur ve manzum örnekler verilerek açıklanmıştır (nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1897). Hatîb et-Tebrîzî eseri Kenzü'l-ḥuffâẓ fî Kitâbi Tehẕîbi'l-elfâẓ adıyla şerhetmiştir. Bu şerhin Luvîs Şeyho (Beyrut 1896-1898) ve Sâlih b. Ali (Kahire 1325/1907) tarafından yapılmış iki neşri vardır. Şerhte geçen örnek beyitleri Yûsuf b. Hasan es-Sîrâfî'nin açıkladığı kaydedilmektedir (İbn Hayr, s. 343, 474). 3. el-Eżdâd (nşr. August Haffner, S̱elâs̱etü kütüb fi'l-eżdâd içerisinde, Beyrut 1912, s. 163-220). 4. el-Ḳalbü ve'l-ibdâl. Bünyelerinde harf dönüşümleri bulunan veya farklı harflerin birbiri yerine kullanılabildiği Arapça kelimelere dair bir sözlüktür. August Haffner eseri önce 1903'te Beyrut'ta, daha sonra Texte zur Arabischen Lexikographie adlı eserinin içinde (Leipzig 1905, s. 3-65) yayımlamıştır. Bu çalışmanın el-Kenzü'l-luġavî fi'l-lisâni'l-ʿArabî ismiyle tıpkıbasımı yapılmış (Kahire, ts.), Kitâbü'l-İbdâl adıyla Hüseyin Muhammed Muhammed Şeref tarafından da neşredilmiştir (Kahire 1978). 5. Ḥurûfü'l-memdûd ve'l-maḳṣûr (el-Maḳṣûr ve'l-memdûd). Müellifin baş tarafında maksûr ve memdûd isimlerle, munsarif ve gayri munsarif kelimelere dair bilgi verdiği eseri Hasan Şâzelî Ferhûd (Mecelletü Külliyeti'l-âdâb [Câmiatü Melik Suûd], Riyad 1983, X, 3-70; Riyad 1405/1985) ve Muhammed Muhammed Saîd (Kahire 1985) yayımlamıştır. 6. el-Ḥurûfü'lletî yütekellemü bihâ fî ġayri mevḍıʿihâ. Müstear kelimelerle şiirde vezin gereği asıl yapısı değiştirilmiş olarak kullanılan bazı müfretler, tağlib yoluyla kullanılan tesniyeler, tekil ve ikil yerine kullanılan bazı cemi kelimeleri ele alan bu risâle, büyük ihtimalle müellifin günümüze ulaşmamış el-Müs̱ennâ ve'l-mübennâ ve'l-mükennâ adlı eserinin bir bölümüdür. Ramazan Abdüttevvâb tarafından önce bir dergide (bk. bibl.), daha sonra S̱elâs̱etü kütüb içerisinde (bk. bibl.) çeşitli notlar, müellif ve eserlerine dair uzunca bir mukaddimeyle birlikte yayımlanmıştır. Nâşir, bazı kaynaklarda İbnü's-Sikkît'e nisbet edilen Mecâzü mâ câʾe fi'ş-şiʿr ve ḥurrife ʿan cihetihî adlı kitabın da bu eser olduğu görüşündedir. 7. el-Baḥs̱. Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye'de ve el-Mektebetü't-Teymûriyye'de yazma nüshasının olduğu kaydedilmektedir (Sezgin, VIII, 132). 8. el-Maḳṣûr ve'l-memdûd. Bir konu sözlüğü olduğu ve Medine'de Ârif Hikmet Kütüphanesi'nde yazmasının bulunduğu bildirilmektedir (a.g.e., IX, 137). 9. Manṭıḳu'ṭ-ṭayr (DMBİ, III, 698).

İbnü's-Sikkît'in derlediği veya şerhettiği divanlardan yayımlananlar şunlardır: Dîvânü'l-Ḥuṭayʾe (Kahire 1958; nşr. Nu'mân Emîn Tâhâ, Kahire 1987; nşr. Müfîd Muhammed Kumeyha, Beyrut 1413/1993); Dîvânü'l-Müzerrid b. Ḍırâr (nşr. Halîl İbrâhim el-Atıyye, Bağdad 1962); Dîvânü ʿUrve b. el-Verd (nşr. Muhammed b. Şeneb, Kahire 1923; Cezayir-Paris 1926; nşr. Abdülmuîn el-Mülevvahî, Dımaşk 1966; nşr. Recî el-Esmer, Beyrut 1994); Dîvânü Ḳays b. el-Ḥatîm (nşr. Nâsırüddin el-Esed, Kahire 1962); Dîvânü'n-Nâbiġa ez-Zübyânî (nşr. Şükrî Faysal, Beyrut 1968; nşr. Muhammed Tâhir b. Âşûr, Tunus 1976); Dîvânü Ṭarafe (nşr. Ahmed b. Emîn eş-Şinkītî, Kazan 1909); Dîvânü'l-Ḫansâʾ (nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1305/1888). İbnü's-Sikkît, sahâbî Abbas b. Mirdâs'ın divanını da tertip etmiş, ancak eser günümüze kadar gelmemiştir.

Müellifin kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: el-Beyân, ed-Duʿâʾ, Ebyâtü'l-meʿânî, el-Ecnâs, el-Ems̱âl, es-Serc ve'l-licâm, Seriḳātü'ş-şuʿarâʾ ve me'ttefeḳū ʿaleyh, Tabaḳātü'ş-şuʿarâʾ, el-Ensâb, el-Envâʾ, el-Eṣvât, el-Eyyâm ve'l-leyâlî, Faʿale ve efʿale, el-Farḳ, Ġarîbü'l-Ḳurʾân, Ḫalḳu'l-insân, el-Ḥaşerât, el-İbil, Meʿâni'ş-şiʿr, Meʿâni'ş-şiʿr el-Kebîr, Meʿâni'ş-şiʿr eṣ-ṣaġīr, el-Müs̱ennâ ve'l-mübennâ ve'l-mükennâ, el-Müẕekker ve'l-müʾennes̱, en-Nebât ve'ş-şecer, en-Nevâdir, et-Taṣġīr, et-Tevsîʿa fî kelâmi'l-ʿArab, el-Vüḥûş (bu eserler için bk. el-Ḥurûf [S̱elâs̱etü kütüb içinde, nşr. Ramazan Abdüttevvâb], s. 66-77).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA