Dürri Ahmed Efendi Kimdir?

Van'da doğdu. Vanlı Ebû Bekir Vehbi Efendi'nin oğludur. Yekçeşm, Kör, Vâfî lakaplarıyla da tanınır. Şiirlerinde Vâfî veya Dürrî mahlaslarını kullanmıştır. Öğrenimi hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamakla beraber iyi bir medrese tahsili gördüğü anlaşılmaktadır. İstanbul'a giderek Divan Kalemi'ne girdi. Önce divan kâtibi oldu; şairliği sebebiyle devrin ileri gelen devlet adamlarının takdirini kazandığı için süratle yükseldi ve hâcegânlık mesleğinin çeşitli kademelerinde görev yaptı. Receb 1125'te (Ağustos 1713) vak'anüvis Naîmâ'dan boşalan Anadolu muhasebeciliğine, 27 Muharrem 1127'de (2 Şubat 1715) sipahiler kâtipliğine getirildi. Ardından haraç muhasebecisi oldu. Bu sonuncu görevde iken Avusturya ile Pasarofça Antlaşması'nın imzalanması sırasında, iki devlet arasındaki ticarî konuları içine alan ticaret antlaşmasının (27 Temmuz 1718) 19. maddesi uyarınca, Osmanlı topraklarından geçecek Avusturya-İran ticaret yoluna ait meseleleri halletmek üzere şıkk-ı sânî defterdarlığı pâyesiyle İran'a elçi olarak gönderildi. Ayrıca kendisine devrin sadrazamı Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa tarafından gizli bir tâlimat verilerek o sırada İran'da meydana gelen siyasî olayları yerinde izlemesi, bu ülkenin örf ve âdetlerini öğrenmesi istendi. Dürrî Ahmed Efendi Ağustos 1720'de İstanbul'dan ayrılarak Bağdat'a gitti. Orada Osmanlılar'ın Bağdat valisi Eyüplü Hasan Paşa ile görüştükten sonra Dergezîn, Hemedan ve Kazvin üzerinden İran Şahı Hüseyin'in bulunduğu Tahran'a ulaştı. Yaptığı görüşmeler sonunda ticaret işleriyle ilgili hususların hallini sağladı. Bir süre daha burada kaldıktan ve dönüş sırasında uğradığı Van'da atalarına ait bazı hayır eserlerini tamir ettirdikten sonra 15 Safer 1134'te (5 Aralık 1721) İstanbul'a geldi. Elçiliğiyle ilgili olarak hazırladığı raporu III. Ahmed'e ve Sadrazam İbrâhim Paşa'ya sundu. Bu hizmeti karşılığında başmuhasebeciliğe getirildi; bir yıl sonra da 2 Rebîülevvel 1135'te (11 Aralık 1722) vefat ederek Vefa'da Şeyh Vefa Camii hazîresine gömüldü. Kendisinden bahseden tezkirelerde iyi Farsça bildiği, son derece nüktedan bir kişi olduğu, güzel yazı yazdığı belirtilir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA