Ebu Medyen Kimdir?

515 (1121) yılı civarında Endülüs'te İşbîliye (Sevilla) yakınlarındaki Katniyane (Cantillano) kasabasında doğdu. Küçük yaşta yetim kaldı. Ağabeylerinin koyun sürüsünü güttüğü sıralarda çevresindekilerin ibadet edip Kur'an okuduklarını gördükçe bilgisizliği yüzünden bu tür dinî vecîbelerini yerine getiremediği için büyük bir eziklik duymaya başladı; bu şekilde içinde tahsil arzusu doğdu. Kardeşleri başlangıçta tahsil için ayrılmasına engel oldularsa da onun son derece istekli ve kararlı olduğunu görünce anlayış gösterdiler. Bunun üzerine Katniyane'den ayrılan Ebû Medyen önce Tanca'ya, daha sonra Sebte ve Merakeş'e gitti. Merakeş'te iken Endülüs'e giden bir askerî birliğe katıldı. Dönüşünde, kendisini ilim ve ibadete verecekse Fas'a gitmesi gerektiği tavsiye edilince Fas'a geçti. Daha sonra Karaviyyîn Camii'nde fıkıh okumaya başladı, Ali b. Gālib'den Mâlikî fıkhı dersleri aldı; İmam Mâlik'in el-Muvaṭṭaʾını ve Tirmizî'nin el-Müsned'ini okudu. Öğrendiği nazarî bilgilerin yanı sıra derslerde geçen âyet ve hadisleri günlük hayatta ve nefsinde uygulamaya büyük çaba gösteriyor, bunların derunî mânalarını iyice kavramaya çalışıyordu. Zâhir ulemâsında aradığını bulamayınca mutasavvıf Ebü'l-Hasan İbn Hirzihim'in sohbetlerine devam etmeye başladı. Hâris el-Muhâsibî'nin er-Riʿâye li-ḥuḳūḳı'llâh adlı eseriyle Gazzâlî'nin İhyâʾü ʿulûmi'd-dîn'ini ondan okudu. Tarikat hırkasını Ebû Abdullah ed-Dekkāk ile Ebü'l-Hasan Ali es-Selevî'den giydi. Daha sonra kerametlerini duyduğu Ebû Yaizzâ Yelennûr b. Meymûn'un meclisine katıldı. Bir müddet sohbetlerine devam ettikten sonra onun iznini alarak Bicâye'ye gitti. Ebû Yaizzâ'ya büyük hayranlık duyduğunu ifade eden Ebû Medyen, şeyhi hakkındaki yakışıksız söylentileri reddederek ona olan bağlılığını devam ettirdi.

Ebû Medyen hac için gittiği Mekke'de birçok âlim ve sûfî ile buluşup kendilerinden faydalandı. Arafat'ta görüştüğü Abdülkādir-i Geylânî'den hadis dinledi, hırka giydi, feyiz aldı. Bâdisî, Bağdat'ın bu büyük sûfîsi ile görüşmüş olmayı büyük nimet sayan Ebû Medyen'in Ahmed er-Rifâî ile de görüştüğüne dair bir rivayet kaydeder. Ancak bunun muhtemelen ruhanî bir görüşme olduğunu söyler.

Hac dönüşü o sırada Muvahhidler'in hâkimiyeti altında bulunan Bicâye'ye yerleşen Ebû Medyen, Ebû Zekeriyyâ ez-Zevâvî Camii'nde ders vermeye başladı. Kekeme olmasına rağmen sabah namazlarından sonra yaptığı tasavvufî sohbetler büyük ilgi görüyor, halk kendisinden fetva sormak ve duasını almak için uzak beldelerden onu ziyarete geliyordu. Halk arasındaki şöhret ve nüfuzunun gittikçe artması devlet adamlarının da dikkatini çekti. Bu arada bazı zâhir ulemâsı onun mehdîlik iddiasında bulunan İbn Tûmert'e benzediğini ileri sürerek devlete baş kaldırabileceği yolunda söylentiler çıkardı. Bunun üzerine Muvahhid Hükümdarı Ebû Yûsuf Ya'kūb el-Mansûr Bicâye valisinden Ebû Medyen'i Merakeş'e göndermesini istedi, ancak kendisine saygıda kusur edilmemesi gerektiği tâlimatını da verdi. Bu emir karşısında yaşı bir hayli ilerlemiş olan Ebû Medyen birkaç müridiyle birlikte Merakeş'e gitmek üzere yola çıktı. Tilimsân bölgesine varınca hastalandı. İsser vadisindeki çok beğendiği Ubbâd köyünde vefat etti.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA