Şerefiye Külliyesi Hakkında Bilgiler

Bitlis şehir merkezinde Kışla ve Hasor derelerinin birleştiği yerde kurulmuştur

--
-->

Avluya girişi sağlayan taçkapı üzerindeki kitâbesine göre Bitlis Emîri IV. Şeref Han tarafından 935 (1529) yılında yaptırılan külliye cami, medrese, türbe, imaret ve hamamdan oluşmaktadır. Binalardan cami, türbe ve imaret bir avlu etrafında yer almakta, medrese caminin güneyinde, hamam ise bunların uzağında ana caddede bulunmaktadır. Avluya, caminin son cemaat yerinin bir uzantısı şeklinde doğudan dışa taşan giriş ünitesinin güney yüzüne yerleştirilmiş bir taçkapıdan geçilmektedir. Taçkapı dikdörtgen görünüşlü olup düz ve kaval silme ile üç sıralı mukarnaslı ve geometrik geçmeli bordürle çerçevelenmiştir. Bordürde sekizgen ve sekiz köşeli yıldızlardan gelişen geometrik bir düzenleme yer almaktadır. Mukarnas kavsaralı kapı girintisinin köşeleri helezonik yivli silindirik sütunçelerle yumuşatılmıştır. Kavsara iki renkli taşlarla yapılmış üç dilimli bir kemerle kuşatılmış, kavsaranın altında kartuşlar içerisindeki dört bölümlü inşa kitâbesi celî sülüs hatla yazılmıştır. Kapı açıklığı üstten düz lentolu olup yarım yıldız şeklinde devam eden bir silme ile çevrelenmiş, lento üzerinde geometrik bezemeler yapılmıştır. Kapıdan kare planlı, üstü kubbe ile örtülü giriş ünitesine geçilmektedir. Bunun batı tarafında ikinci bir kapı caminin son cemaat yerine açılmakta, buradan da avluya ulaşılmaktadır.

Cami. Avlunun güneyinde yer alan cami, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş olup beş bölümlü son cemaat yeri ve enine dikdörtgen planlı harimden meydana gelmekte, kuzey cephesinde iki köşeye kaydırılmış kapılardan harime girilmektedir. Harim mihrap önü kubbeli ve enine üç neflidir. Mihrap önü kubbesi iki nefi kesmekte, güneyden kıble duvarına diğer üç yönden pâyelere oturmaktadır. Kıble tarafındaki birinci nef köşelerde kubbe, aralarda beşik tonozla, daha geniş tutulmuş ikinci nef beşik tonozlarla, üçüncü nef ikisi köşelerde, ikisi ortada dört kubbe ve aralardaki beşik tonozlarla örtülmüştür. Mihrap önü kubbesi içten tuğlalarla hafif sivri biçimde, dıştan oldukça yüksek silindirik kasnaklı ve basıktır. Harim ve son cemaat yerinin üstü düz dam şeklinde ele alınmıştır. Caminin avluya bakan kuzey cephesinde beş bölümlü son cemaat yeri bulunmaktadır. Doğudan giriş ünitesi, batıdan bir duvarla iki yandan kapatılmış olan son cemaat yerinin sütunlara oturan sivri kemerli açıklıkları mevcuttur. Bölümlerin üzerleri pandantif geçişli kubbelerle örtülmüştür. Son cemaat yerinde ortada bir mihrap nişi, bunun iki yanında birer pencere ve köşelerde camiye geçişi sağlayan iki kapı mevcuttur. Mihrap, iki silmeyle çerçevelenmiş dikdörtgen görünüşlü olup yarım daire planlı ve oval kavsaralıdır. Kavsara ortasındaki yarım gülbezek ve köşeliklerdeki ma'kılî yazılar mihrabı süslemektedir. Kapılar sade dikdörtgen birer açıklıktan ibarettir. Pencereler ise birbirine benzer, üstten mukarnasla sonlanan, köşeleri sütunçeli bir girinti içerisinde dikdörtgen açıklıklıdır. Sütunçe gövdeleri geometrik, başlıkları bitkisel bezemeli olarak yapılmıştır. Caminin batı cephesi sağır olup caddeye bakan doğu cephesi iki katlı üçer pencere ve aralardaki damla motifleriyle, güney cephesi de ortada mihrap çıkıntısı, köşelere yakın doğudaki iki katlı birer pencere ile hareketlendirilmiştir. Doğu cephesindeki alt pencereler dikdörtgen açıklık şeklinde, üsttekiler sivri kemerli, değişik geometrik şekilli taş ajurludur. Aralarındaki damla motiflerinin içleri geometrik yıldız motifleriyle doldurulmuştur. Güney cephesinin ortasındaki mihrap çıkıntısı beş kenarlı olarak dışa yansımakta, bunu üstten yarım piramidal bir külâh örtmektedir. Alt pencereler köşelerden sütunçelerle sınırlandırılmış, üstten mukarnasla nihayetlenen girinti içerisinde düz lentolu, dikdörtgen açıklıklıdır. Sütunçelerin gövde ve başlıklarıyla lento üzerinde zengin bitkisel ve geometrik süslemeler bulunmaktadır. Doğudaki üst pencere sivri kemer açıklıklı, içerisi ajurlu geometrik desenlerle doldurulmuştur. İç mekânda pâye ve kemerler düzgün kesme taş kaplı, duvarlar, kubbe ve tonozlar sıvalıdır. Beden duvarları günümüzde ahşapla yarıya kadar kaplanmıştır. Mihrap nişi üstten yarım küre kavsaralı ve sıvalıdır. Minber ise ahşaptan olup orijinal değildir; üzerinde çeşitli bitkisel ve geometrik desenler yer almaktadır.

Medrese. Caminin güney tarafında yer almaktadır. Kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir alana oturan medresenin doğu kanadı iki katlıdır. Kuzey cephesinin ortasında dışa çıkıntı yapmayan eyvan türü bir taçkapıdan medreseye girilmekte, kapıdan giriş eyvanı vasıtasıyla avluya ulaşılmaktadır. Avlu doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı olup oldukça küçük tutulmuştur. Girişin karşısında avluya açılan ana eyvan mevcuttur. Her iki eyvanın yanlarında dar birer eyvan daha vardır. İki katlı doğu kanadının altında yola açılan birbirine eşit büyüklükte beş mekân bulunur. Beşik tonoz örtülü bu mekânlar dükkân olarak yapılmıştır. Üstte üzerleri kubbe ile örtülü, kare planlı beş medrese odası sıralanmaktadır. Bunların dışa bakan dikdörtgen açıklıklı birer penceresi vardır. Batı kanadında ortadaki dikdörtgen planlı ve beşik tonoz örtülü odanın güneyinde bir adet, kuzeyinde iki adet kubbeli, kare planlı oda yer almaktadır. Her iki kanatta ortadaki odalara avludan, yanlardaki ikişer tanesine koridorlardan birer kapı ile geçilmektedir. Batı cephesi kayalıklara yaslandığından pencere açılmamıştır. Kuzey cephesini taçkapı, doğu cephesini pencereler hareketlendirmektedir. Üstten örtü düz dam şeklindedir. Odalara ait bacalarla batı kanadının ortasındaki tepe penceresi dışa yansımaktadır. Düzgün kesme taş işçiliğinin görüldüğü yapı oldukça sade ve yalındır.

Türbe. Avlunun kuzeydoğu köşesinde giriş ünitesine bitişik olarak yapılmıştır. Dere kenarında kurulduğundan batı cephesi avlu zeminde kalmakta, doğu cephesi yamaca uydurulmuş olarak aşağı seviyeye kadar inmektedir. Tek katlı türbe kuzey-güney doğrultusunda dikdörtgen bir plana sahiptir. Güney tarafından bir kemerle genişletilmiş türbeye batı cephesinin ortasındaki dışa çıkıntılı taçkapıdan girilmektedir. Türbenin doğu ve güney yönlerine dikdörtgen birer pencere açılmıştır. Kübik gövdeden üçgen köşe pahlarıyla sekizgen kasnağa geçilmekte, kasnak üzerine sivri piramidal külâh oturmaktadır. Gövdeden dışa çıkıntı yapan taçkapıyı dıştan geometrik geçmeli bir bordürle iki kaval silme çevrelemektedir. Sivri kemerli girişin ortasına dikdörtgen açıklıklı kapı yerleştirilmiştir. Kapının üstünde mermer kitâbe yer almaktadır. Yazı celî sülüs karakterde, bordür şeklinde dört yandan dolanmakta olup ortası boş bırakılmıştır. Bu kitâbeden türbenin 940 (1533-34) yılında IV. Şeref Han için oğlu Emîr Şemseddin tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. İçerisinde beş sanduka bulunan türbe pandantif geçişli bir kubbe ile örtülmüş, güney tarafı kemerle genişletilmiştir. Dıştan kubbeyi kaplayan sekizgen piramidal külâh oldukça sivri tutulmuştur. Gövdeye açılmış doğudaki pencere dikdörtgen açıklıklı ve taş ajurludur. İçerisi onikigenlerden meydana gelen geometrik geçmeyle şebekelendirilmiştir. Türbenin tamamında düzgün kesme taş malzeme kullanılmıştır. Süslemeler taçkapı ve pencerelerde yoğunlaşmış, üçgen pahlar kübik gövdeyi hareketlendirmiştir.

İmaret. Avlunun kuzey tarafına yerleştirilmiştir. Doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı yapı diğerlerine göre daha harap durumdadır. İmarete güney cephesinin ortasındaki taçkapıdan geçilmektedir. Merkezî kubbeli yapı dört kollu bir düzenlemeye sahiptir. Kubbe pandantiflerle geçişi sağlanan aydınlık fenerlidir. Kuzey ve güney kolları doğu ve batı yönündekilere göre daha kısa tutulmuştur. Ayrıca kuzey ve doğu kollarının ortasından bir duvarla bölündükleri görülmektedir. Yapının dört köşesinde birbirine eşit dikdörtgen planlı ve beşik tonoz örtülü mekânlar yer almaktadır. İçte düzgün kesme taş, dış cephelerde moloz taşların kullanıldığı yapının kuzey ve güney cepheleri harap durumdadır. Günümüzde helâ ve abdest alma yeri olarak kullanılan yapı sade olup süslemeye yer verilmemiştir.

Minare imaretin güneydoğu duvarına bitişik olarak yapılmıştır ve kare kaidenin batı yönünde kapısı vardır. Güney yönünde imaretin çatı hizasına yakın bir yerine enine dikdörtgen bir taş plaka yerleştirilmiştir. Dıştan silme, içten iki sıra mukarnasla çerçevelenmiş, içerisi alttaki kûfî yazılardan gelişen geometrik, üstte palmet motifleriyle sonlanan bir kompozisyonla doldurulmuştur. Bunun üzerinde kaideyi iki silmeyle sınırlandırılmış palmet motifli bir kuşak dolanmaktadır. Kaideden ters ve düz üçgen pahlarla sekizgen pabuçluğa geçilmektedir. Pabuçluğun her yüzeyi sivri kemerli olup içlerine kare ve dairesel rozetler işlenmiş, rozetlerin içleri girift geometrik kompozisyonlarla bezenmiştir. Pabuç kısmından sonra gelen silindirik gövde alt ve orta kesimde iki kuşakla bölümlenmiştir. Alttaki kuşakta silmelerle sınırlandırılmış kûfî yazı dolanmaktadır. Ortadaki çift silmenin sınırlandığı kuşak boş bırakılmıştır. Bu iki kuşak arasına dört ana yöne gelecek şekilde dört adet damla motifi gövdeyi hareketlendirmektedir. Damla motiflerinin içleri simetrik palmet ve rûmî kompozisyonlarla doldurulmuştur. Şerefede demir parmaklıklı bir korkuluk mevcuttur. Şerefeden sonra silindirik kısa bir petek ve sekizgen piramidal külâh gelmektedir.

Hamam. Külliye binasının uzağında ana cadde üzerinde bulunmaktadır. Vakfiyesinden hamamın IV. Şeref Han tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Han Hamamı adıyla anılan yapı düzgün olmayan bir plana sahip olup tek hamam şeklinde inşa edilmiştir. Güneybatı köşesinde kare planlı, üzeri kubbe ile örtülü soyunmalık yer almakta, buraya güney cephesinin ortasından beşik tonoz örtülü bir giriş ünitesiyle geçilmektedir. Tromplu kubbeyle örtülü soyunmalıktan kuzey tarafındaki ılıklık bölümüne varılmaktadır. Ortadaki dar bir koridordan birer kapı ile kuzey, batı ve doğudaki ılıklık hücrelerine ulaşılmakta, bunlardan doğudaki odadan sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık merkezî kubbeli, dört eyvanlı ve köşe halvetlidir. Eyvanlar dört ana yönde birbirine eşit büyüklükte beşik tonozla, köşe halvetleri ise kubbe ile örtülüdür. Ancak güneybatıdaki köşe odası güneye doğru, güneydoğudaki güneye ve doğuya doğru sivri kemerle ayrılan beşik tonozlu ilâve mekânlarla genişletilmiştir. Güneydoğudaki geniş bölüm külhan ve su deposunu teşkil etmektedir. Düzgün kesme taş malzemenin kullanıldığı yapı günümüzde faaliyetini sürdürmektedir.

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA