Zülkifl'in hayatı ve şahsiyeti hakkında birçok rivayet vardır. Ahmed b. Hanbel'in Abdullah b. Ömer'den naklettiğine göre Kifl, İsrâiloğulları'ndan günah işlemekten çekinmeyen bir kişidir. Bir gün karşısına çıkan bir kadına kendisiyle beraber olması karşılığında 60 dinar verir. Ancak kadın aslında kendisinin iffetli birisi olduğunu, fakirlik yüzünden ilk defa böyle bir iş yapacağını söyleyince Kifl verdiği parayı geri almadan kadını bırakır ve artık günah işlemeyeceğine dair söz verir. Kifl o gece ölür ve sabahleyin kapısının üzerinde, "Allah Kifl'i bağışladı" yazısı görülür (Müsned, II, 23). Bu rivayette geçen, ömrünü günah işlemekle geçirmiş Kifl'in Kur'an'da anılan Zülkifl olması düşünülemez, zira hem bu hadisin isnadı rivayet tekniği açısından garîbdir hem de metinde Zülkifl değil Kifl diye birinden bahsedilmektedir (İbn Kesîr, Tefsîrü'l-Ḳurʾâni'l-ʿaẓîm, IX, 433-434). Tirmizî ve Ahmed b. Hanbel dışında muteber hadis kaynaklarında Zülkifl'e dair bilgi yoktur. Buna karşılık tefsir ve kısas-ı enbiyâ kitaplarında birbirinden farklı çok sayıda rivayet yer alır. Meselâ Ebû Mûsâ el-Eş'arî'ye ve Mücâhid'e göre Zülkifl peygamber değil Allah'ın övgüsünü kazanmış sâlih bir kuldur. Abdullah b. Abbas'a göre İsrâiloğulları'ndan Dâvûd ve Süleyman gibi bir kral peygamberin yahut İsrâiloğulları arasında ismi adaletle özdeşleşmiş bir kadı veya kralın halefidir. Tâbiînden Abdullah b. Hâris el-Hâşimî ile Hasan-ı Basrî'nin çoğunluk tarafından benimsenen görüşüne göre ise Zülkifl bir peygamberdir (a.g.e., IX, 431-433; Fahreddin er-Râzî, XXII, 210-211).
Rivayetlerde Zülkifl'in niçin bu lakapla anıldığı hususunda da farklı anlatımlar vardır. Mücâhid'den gelen bir rivayete göre Zülkifl, Elyesa' peygamberin halefidir. Elyesa' yaşlanınca kendisine üç gün boyunca gündüz oruç tutup gece namaz kılacak ve ihtilâflı konularda sinirlenmeyecek bir halef arar. Her defasında bu şartları yerine getireceğini söyleyen bir genç ortaya çıkar ve şeytanın iğvâsına kapılmadan, öfkelenmeden istenilen şartları yerine getirir, böylece Zülkifl diye anılmaya hak kazanır (Taberî, XVII, 74; Fahreddin er-Râzî, XXII, 211). İbn Abbas'tan nakledilen bir rivayete göre ise Allah, kendisine krallık da verilen İsrâiloğulları'ndan bir peygambere, "Ruhunu kabzetmek istiyorum. Saltanatını İsrâiloğulları'ndan gündüzlerini oruçla, gecelerini ibadetle geçirecek ve insanlar arasında hükmettiğinde öfkelenmeyecek birine teslim et" der. Peygamber bu durumu halka üç defa duyurur ve her defasında bir genç şartları yerine getireceğini vaad eder. Şeytan bu gence engel olmaya çalışırsa da başaramaz. Allah genci över ve onu üstlendiği vazifeyi hakkıyla yerine getirdiği için Zülkifl diye adlandırır (a.g.e., XXII, 210-211). İbn Abbas'tan gelen başka bir rivayete göre İsrâiloğulları'ndan bir kral veya kadı ölümünden kısa bir süre önce, "Kim benim yerime geçecek, ama asla öfkelenmeyecek?" diye bir çağrıda bulunur, bu çağrıya cevap veren bir kişi bütün gece namaz kılar, gündüz oruç tutar, insanlar arasında adaletle hükmeder, şeytanın tuzaklarından kurtulur, böylece Zülkifl diye anılır (İbn Kesîr, IX, 431-432). Zülkifl'i peygamber kabul etmeyen Ebû Mûsâ el-Eş'arî'ye göre Zülkifl, İsrâiloğulları arasında yaşayan ve günde 100 defa namaz kılan sâlih bir kulun vefat etmesi üzerine onun güzel işlerini üstlenen bir kişidir ve kendisi de her gün 100 defa namaz kıldığı için Zülkifl adını almıştır (Taberî, XVII, 75; İbn Kesîr, IX, 433). Diğer taraftan tefsirlerde Zülkifl, Hz. Eyyûb'un oğlu Bişr, Yûşa' b. Nûn, Zekeriyyâ, Elyesa', Hezekiel ve hatta Buda ile özdeşleştirilmiştir. Bunların yanında Zülkifl'in Allah'ın kendilerini iki isimle andığı beş peygamberden biri olduğu da ileri sürülmüştür. Buna göre İsrâil Hz. Ya'kūb'un, Mesîh Hz. Îsâ'nın, Zünnûn Hz. Yûnus'un, Ahmed Hz. Muhammed'in, Zülkifl de Hz. İlyâs'ın Kur'an'daki ikinci ismidir (Fahreddin er-Râzî, XXII, 212).
Tefsir ve kısas-ı enbiyâ kitaplarında Zülkifl'in, özdeşleştirildiği isimlerden Elyesa' ve Zekeriyyâ olması mümkün değildir. Zira Sâd sûresinde (38/48) Zülkifl'in yanında Elyesa', Enbiyâ sûresinde (21/85) ise Zülkifl'in ardından 89. âyette Zekeriyyâ zikredilir. Zülkifl'i İlyâs ve Yûşa' ile ilişkilendirilecek veya bunu teyit edecek hiçbir işaret de yoktur. Buda ile özdeşleştirildiği takdirde Zülkifl, "Kiflli" anlamına gelir, Kifl de Buda'nın doğduğu yer olan Kapilavastu'dur. Âlûsî yukarıdaki rivayetlere ilâveten yahudilerin Zülkifl'i Ahd-i Atîk'te adı geçen ve İsrâiloğulları'na gönderilen Hezekiel ile aynı kişi kabul ettiklerini nakleder (Rûḥu'l-meʿânî, X, 122). Mevdûdî çağdaş müfessirlerin, hakkında bir delil bulunmamasına rağmen Zülkifl'in Hezekiel olduğu yolundaki görüşü kabul etmeye meylettiklerini söyler ve bunu mantıklı bulur. Ona göre âyette geçen, "O sabreden sâlihlerdendi ve ona lutfettik" ifadesi Ahd-i Atîk'teki Hezekiel kitabınca da desteklenmektedir. Hezekiel, İsrâil tarihinin en sıkıntılı dönemlerinde yaşamış, milâttan önce 597'de Bâbil Kralı Buhtunnasr döneminde esir alınmış, çeşitli eziyetlere katlanmış, esaretinin beşinci yılında peygamber olarak görevlendirilmiş ve yirmi iki yıl peygamberlik yapmıştır (Tefhîmü'l-Kur'ân, III, 327; Ahd-i Atîk, Hezekiel kitabı). Brockelmann, Kâ'b el-Ahbâr adına uydurulan Ḥadîs̱ü Ẕilkifl adlı bir kitaptan (Bulak 1283) söz etmektedir (GAL Suppl., I, 101).
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ