Aylardır Beşiktaş'taki küçülmeden, ekonomik sıkıntılardan, fedalardan bahsediyoruz. Bu tablo takımdaki futbolcunun, kulübedeki teknik adamın öyle içine işlemiş ki... Şaşırmamak gerek çünkü yönetim sürekli bunlardan bahsetti. İstanbul Büyükşehir Belediye maçı sonrası yapılan yorumlara ve açıklamalara bakılınca, sanki Beşiktaş, borç batağına saplandığı için ligden ihraç edilen İskoçya devi Glasgow Rangers...
Bütün futbolcuları gitmiş, hepsi gençlerden oluşan bir takım yaratılmış!
Ortada böyle bir durum yokken bu eziklik neden, anlamak mümkün değil.
Savaşan, mücadele eden bir takım yaratmak isteyen Samet Aybaba maç sonrası, "Biz daha yeni bir takımız, yeni oyuncularımız var. Zaman içinde daha organize oynayan bir takım olacağız. Eksiklerimizi giderip büyük takım gibi oynayacağız" diyor.
Beşiktaş küçülmedi ki, büyük takım gibi oynasın.. Hep büyüktü. Bu büyüklüğünü mazisine borçlu. Değil birkaç ayda, birkaç yılda bile küçültemezsiniz; ne kulübü ne de vizyonunu...
Yine de vizyonu aşağıya çekecek cümleler tehlikelidir. Bunları telaffuz ettikçe taraftar önce sanal dünyada tepkisini gösterir. Daha tehlikelisi tepkinin tribünlerde dillenmesidir. Her Beşiktaşlı, Aybaba'nın mücadele eden takımını alkışlamayı istiyor.
Özellikle de derbilerde...
İlk sınav; Pazar günü Galatasaray maçı...