Türkiye'de her ay yaklaşık 1.5 milyon telefon satılıyor. Her 2 telefondan 1'i dokunmatik ekranlı ve akıllı telefonlar. Akıllı cihazların en büyük derdi kırılan ekranları. Aslında teknoloji ürünlerinde markanın değerini servis ve destek yatırımları oluşturuyor. Markalar, servis ve destek konusundaki yatırımlarına özen göstermiyor. Bu konuda yapılan resmi denetimler de yetersiz. Yazılım hatalarının birçoğu zaman zaman gecikse de güncellemelerle gideriliyor. Ancak sıkça kırılan ekranlar, sıvıyla temas eden cihazlar, tüketicinin taksit öderken canının yanmasına neden oluyor. 2 ila 2 bin 500 TL civarında para ödediğiniz bir akıllı telefonun en pahalı parçasını ekran oluşturuyor. Servis hariç ekran fiyatları yeni telefonlarda 650 TL, eski modellerde 450 TL civarında değişiyor. Ekran büyüdükçe maliyet daha da artıyor. Oysa benzer bir ekranın yan sanayideki fiyatı yüzde 40-50 daha düşük olabiliyor. Aradaki fiyat farkı, vergisiz ve faturasız ithalattan yada değişen parçanın kalitesinden kaynaklanıyor.
TÜKETİCİ HAKLARINI BİLMİYOR
Türkiye'de markalar tüketicilere 2 yıllık garanti kapsamında destek vermek zorunda. Servise verilen bir ürünün, 20 iş gününde kusuru giderilmiş olarak size geri teslim edilmesi gerekiyor. Yoksa cihazınızı marka, yeni bir ürünle değiştirmek zorunda. Pek çok marka bu konuda tüketicilere sıkıntı yaşatıyor. Bin 500 ile 2 bin 500 TL civarında para ödenen akıllı telefonlara 50 TL'ye sigorta yaptırmak da mümkün. Bu ürünlerin de 5 gün içinde sigorta şirketine bildirilmesi zorunlu. Teşhis süresini uzatan servisler, kullanıcı hatası yüzünden oluşan hasarların sigorta kapsamına girmesini engelliyor.
FİYAT FARKI ŞAŞIRTIYOR
Ekran kırıldığı için servise götürülen ürünlerde teşhis konusunda farklılıklar var. Ekran dışındaki parçalar da hasar görmüş olabiliyor. Yan sanayi ürünlerinin bir bölümünde dokunmatik ekranlarda sorun oluşabiliyor. Ayrıca yetkili olmayan servisler çıkma ürün (hurdaya çıkmış üründen alınan parçalar) kullanarak maliyeti düşürüyor.
TUVALETE DÜŞÜRMEK AĞIR İHMAL
Platform
Dağıtım Genel Müdürü Gökalp Ekşi, tüketicinin çok küçük bir ödeme ile sigorta yaptırmayı ihmal ettiğini belirtiyor. Ekşi, "Tüketiciler genelde sigorta kapsamındaki ürünü yasal olarak 5 gün içinde bildirmeyince sorun yaşıyor. Bu sürede mutlaka bildirimde bulunulmalı. Ayrıca, telefonla havuza girme ve tuvalete düşürme gibi ağır ihmal koşullarında sigorta geçersiz oluyor. Küçük risk payı ile herşeyi sigorta kapsamına almak mümkün değil.Tüketici sigorta koşulları konusunda doğru bilgilendirilmeli" diye konuştu.