Odessa, Karadeniz'in en büyük liman şehri olmakla birlikte, Ukrayna'nın 3.büyüklükte şehridir. Şehrin güzellikleri arasında, en merkezi kısmı olan Opera Binası bulunuyor. Bina Lviv, Barok ve Rönesans mimarisi tarzında, 1809 yılında inşa edilmiş. Ancak 1873 yılında çıkan yangın nedeniyle hasar görmüş. 1887 yılında Ferdinand Fellner ve Hermann Helmer tarafından yeniden inşa edilmiş.
ODESSA'DA GEZİLECEK YERLER
Odessa'nın ilk kurucularında olan büyük Catherine'nin adını taşıyan Catherine Meydanında, Duc de Richelieu anıtı bulunuyor. Heykeli ve meydandaki kalabalığı görmeniz muhtemel. Heykelin bir eli havada ve elinde bir kese tutmakta. Yanında da paralar var. Heykelin altındaki dikdörtgen mermerin alt tarafında insanların bir dilek tutma şekline tanık olacaksınız. Elinizi önce paralara, sonra da keseye sürüyorsunuz. Bereket için yapılan bir adet veya bizim deyimimizle batıl inanç.
Buradan çıkın ve Primorskaya Caddesine gidin. Orada 1837-1841 yıllarına ait Potemkin merdivenlerini göreceksiniz. Bu merdivenler,deniz tarafından şehre giriş olarak kabul ediliyor.Ayrıca Avrupa'da 'en dikkat çekici' merdivenler arasında yer alıyor. Şuanda merdivenlerin sayısı 192. Ancak ilk yapıldığında 200 imiş. Zamanın etkisiyle 8 basamak toprağa gömülmüş.ilk basamak enine 21,6 metre,son basamak ise 12,5 metre olmasına rağmen aşağıdan bakıldığında eşit gibi gözüküyor. Yukarıdan bakıldığında ise sadece sahanlıklar görünüyor.Merdivenleri kullanmayı tercih etmeyenler içinde finüküler mevcut.
Odessa'da gezilecek yerler için asıl gelmek istediğimiz konu yeraltı şehri ya da yeraltı labirenti olarak bilinen,'Katakomb'.Aslına bakılırsa, ülke bağımsızlığını bu yeraltı şehrine borçlu. Bizce herşeyden önce,ilk olarak buranın ziyaret edilmesi gerek.Tarih kokan bir yapı.Katakomblar yerin 16 metre derinliğine kadar ulaşıyor.En dipten yüzeye 70 basamak var.Normalde 200 kilometre uzunluğu olan şehrin şuan sadece %30'luk kısmı bulunuyor.Taşları yumuşak yapılı olduğu için,zamanında yeryüzündeki yapıları inşa edebilmek için buradan taşlar alınmış.Odessa'nın Katakombları, Avrupanın en uzunlarından. Bazı kısa film ve macera filmlerinin çekimlerini burada yapıyorlarmış.
2. Dünya Savaşında Katakomblar,partizanlar için barınak olmuş. Zor şartlarda burada barınan partizanlar,taştan yataklarda yatmak zorunda kalmışlar, en yüksek ısı derecesi 13 derece ancak, nem ve rutubet çok fazla.Islak bir eşya bırakıldığında hemen çürür,o şekilde düşünebilirsiniz.Yemek yapmaları da baya bir zormuş. Çünkü duman direkt dışarıya çıkarsa düşman fark edebilirmiş.Onlar da dumanı metrelerce uzaktan çıkabilecek şekilde ayarlamışlar ve deliğin üzerine taş koymuşlar ki,duman yayıla yayıla çıksın,görenlerde sis sansınlar.Karanlıkta durmak kolay değil ancak onlar her bölümde 45 ile 50 kişi kalabilmişler.Katakomb 3 kattan oluşuyor.Kimya öğrencileri burada molotof kokteyli hazırlıyorlarmış ve partizanlar da onlara,tuzak nasıl kurulur,tren nasıl raydan çıkarılır gibi taktikler öğretiyorlarmış.
Naziler,partizanların burada barındığını biliyorlarmış ancak yerlerini bir türlü tespit edemiyorlarmış.Ne yazık ki onları dışarıda tanımak daha kolaymış onlar için.Çünkü partizanlar uzun süre kapalı kaldıkları için güneşi göremiyorlarmış.Bu yüzden tenleri çok beyazmış.Aşağısı karanlık olduğundan dolayıda gözleri kırmızı olurmuş.Onları belirledikleri an da öldürüyorlarmış.
Odessa'da gezilecek yerler için bizce Odessa'nın renkli yerin üstündeki dünyasının ihtişamına kapılmadan önce, yer altında ki tarihe tanık olun..