Ne zaman bir şehre konuk olsam resmi ağızların içinden 'bal akan' söylemlerini değil, sokak berberleri, taksi şoförleri, meydan kahvecilerinin hal hareket ve muhabbetlerini kerteriz alırım. Şanlıurfa'da da öyle ettim. Vali beyden, falanca filanca il müdüründen önce, özel haber kaynaklarıma iliştim. Gördüm ki ahali gayetle mutlu mesut. "Rakı şişesinde balık olsam..." demiş Orhan Veli merhum. Muhtemel ki, ömrü hayatı esnasında Urfa'yı görüp, gezmemiş de ondan. Bu kenti görse, yolunu bir kez olsun Rızvaniye Camii külliyesine düşürse, tercihini rakı şişesine değil Balıklıgöl'e kullanırdı. Sebep mi? Efendim, ol rivayet malumunuzdur. Dillere destan bu göl için; "Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, bir mucize gerçekleşti ve etraf güllük gülistanlık oldu. Alev cehennemi mavi bir göle, kor halinde yanan odunlar ise kutsal sazan balıklarına dönüştü" denir. İşte ol zamandan beri göldeki sazanlara kimsecikler ilişmez, onları besler, büyütür. Yani sözün tam anlamıyla "ekmek elden su gölden" geçinir durur, sadece eceli mukadderle ölür. Balıkları böyle 'beleşçiliğe' alışmış kentin insanları şükür ki aynı fıtratta değil. Aksine Şanlıurfalılar; çalışkan, hırslı, becerikli, atak. 'Devlet Baba'nın da özellikle son 10 yılda hayli bonkör davranması, Urfalının bu özellikleriyle birleşip şehri her bakımdan palazlandırıp coşturmuş ki görmelere değer. Huyumdur, ne zaman bir şehre konuk olsam resmi ağızların içinden 'bal akan' söylemlerini değil, sokak berberleri, taksi şoförleri, meydan kahvecilerinin hal hareket ve muhabbetlerini kerteriz alırım. Şanlıurfa'da da öyle ettim. Vali beyden, falanca filanca il müdüründen önce, özel haber kaynaklarıma iliştim. Gördüm ki ahali gayetle mutlu mesut... Söz timsali diyorlar ki; "15 yıl önce Harran'a su geldi 'vay babo bu bir mucize' dedik. Devrisi yıllarda baktık her bir kasaba köye kadar damar damar uzadı suyolları. Kuru kurtlu toprağımız çok evvelden olduğu gibi yine yeşerdi, yılda 2 ürün verir oldu.
İNANÇ TURİZMİ
Halk istedi, devlet ve belediyeler destekledi cümle cami, çeşme, türbe, evliya mekânı onarıldı. Urfa Müzesi, Fırfırlı Camii, Cevahir Evi, Halepli Bahçe, Ayn Zeliha Gölü, Urfa Kalesi, Mevlid- i Halil Mağarası Sipahi Pazarı, Gümrük Hanı, Hüseyniye Çarşıları, Dabakhane, Reji Kilisesi, Yıldız Sarayı, Göbekli Tepe pırıl pırıl oldu ve inanç turizmi patladı. Bak, her yanda İran, Irak, Suriye, Lübnan, Afgan, Pakistan otobüsleri cirit atıyor. Alman'ı, Fransız'ı, diğer Avrupa insanını da sayarsak sadece turizmden binlerce aile ekmek yiyor."