Kurucuları arasında olduğu PKK'dan 10 yıl önce bir grup arkadaşıyla ayrılarak PWD-Nerin adlı örgütü kuran "Botan" kod adlı Nizamettin Taş SABAH'a konuştu. Kürt sorununun çözüm sürecini 1514'te Osmanlı ile İran orduları arasında yaşanan Çaldıran Savaşına benzeten Taş, Türkiye'nin Kürt sorununu çözememesi durumunda, Kürtlerin yaşadığı bölgeler üzerinden Ortadoğu'yla bağının kopacağını öne sürdü. Ortadoğu'daki Arap baharının İran'ı kuşatma amacı taşıdığını, ancak İran'ın bu kuşatmayı önlemek için savaşı kendi ülkesinde kabul etmediğini, önce Lübnan ve Filistin'de, şimdi de Suriye'de cephe açtığını öne süren Nizamettin Taş şunları söyledi: "Bu cepheleşmede eskiden belirleyici güç Filistin'di, şimdi Kürdistan. Irak'ta Şialarla Kürtler arasında bir savaş çıksaydı, İran yeni cepheyi Kürdistan'da açacaktı. Türkiye Kürt sorununu çözmeden bu cephede inisiyatifli güç durumuna gelemiyor. Bu kapışmada Kürtler hangi tarafta olursa o taraf zafere ulaşacaktır. Tarihsel açıdan bu dönem Çaldıran Savaşı'na benzetilebilir. Çaldıran Savaşı'nda Kürtler Şah İsmail yerine Yavuz Sultan Selim'le ittifak yapınca, dengeler Osmanlı'dan yana dönmüştü."
'ÇÖZÜM TÜRKLERİN DE YARARINA'
Müzakere sürecine girilmesinde dış etkenlerin önemli olduğunu öne süren Nizamettin Taş, Arap baharının etkisiyle Suriye'deki Kürtlerin yaşadığı bölgelerde inisiyatifi ele geçirmesinin bu etkenlerden biri olduğunu belirterek, "Suriye Kürtleri hızla resmi statü almaya doğru gidiyor. 2 milyon Kürdün resmi statü elde ettiği koşullarda, Türkiye gibi 20 milyon Kürdün yaşadığı bir coğrafyada Kürtlerin hâlâ anadilini konuşmak için cezaevine girmeyi kabul etmesi mümkün değil" dedi. Müzakere sürecinin diğer bir etkisinin Irak ile Kürdistan Bölge Yönetimi arasındaki savaşa doğru giden gerginlikler olduğunu söyleyen Nizamettin Taş, Kürt sorunu çözmenin sadece Kürtlerin değil, Türkiye'nin de yararına olduğunu belirtti. Türkiye sınırları dışına çekilen PKK güçlerinin ne yapacağına dair sorumuza "PKK'nın hemen silah bırakacağını sanmıyorum. Bir kısmı Irak'ta kalır, bir kısmı da Suriye'de değerlendirilir. Türkiye'nin de bu konuda kabulünün olduğunu tahmin ediyorum" yanıtını veren Taş, örgütün silahlı güçlerine dair şunları anlattı: "PKK'nın şu anda 6 bine yakın gerillası var. Ama şu anda Suriye'de düzenli silah altına aldığı 30 bin silahlı güç var. Milis gücünü de hesaba katarsak, 50 bin kişiye varan bir silahlı güçten bahsedebiliriz."
'BAŞBAKAN ERDOĞAN BİR ŞANS'
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın müzakere sürecinin başlamasıyla kamuoyuna verdiği mesajların çok yerinde ve olumlu olduğunun altını çizen Nizamettin Taş, çözümün güven verici bir atmosferde yürümesi için "farklı ve özgün" adımlar atılması gerektiğini savundu: "Bu sürecin PKK'nın tasfiyesi değil, Kürt sorununun çözümünü amaçladığını göstermek için Türkiye'nin Kürtlerin kimliğini tanıması, anadilde eğitim hakkının verimesi ve koruculuğun kaldırılması gerekiyor." Nizamettin Taş'a göre Kürt sorununun çözümünde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın hem karizması hem de cesareti önemli bir etken: "Türkiye gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, Türkiye'de değişimi sağlayan Menderes, Turgut Özal ve Erdoğan'dır. Erdoğan hem karizmatik hem cesurdur hem de ideolojik kökenden geliyor. Kürt sorunu çözülürse MHP'nin, CHP'nin ulusalcı kanadının varlık sebebi kalmayacak. Bu dönemde süreci sabote etmek için her türlü çabanın zirveye ulaşacağı günler de göreceğiz. Kimin ne gücü varsa, gizli, açık ve bütün uluslararası bağlantıları da devreye sokarak bir kapışma yaşanacak."
'PKK'NIN ÖZÜR BORCU VAR'
BİR soğuk savaş gücü olan PKK'nın demokratik olmadığını, ideolojik ve yıkıcı bir güç olduğunu belirten Nizamettin Taş sözlerini şöyle sürdürdü: "PKK sadece Türkiye'ye karşı değil, Kürtlere karşı da yıkıcı bir güçtü. Kendisi dışındaki hiçbir güce yaşam hakkı tanımadı. Haksız yere cezalandırdığı binlerce insan üstünden, yarattığı tahribatı gidermek açısından bir özür borcu var."