Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Taksim Gezi Parkı için bir fikrim var

Geçen gün Taksim'deki Gezi Parkı'ndan geçtim. Hani Taksim Projesi kapsamında, 1940'ta yıktırılan Topçu Kışlası'nın yeniden yapılacağı alan... Topçu Kışlası'nı yeniden inşa etme fikri önceleri fena gelmemişti bana... Ancak Gezi Parkı'ndan bir kez daha geçip... Çevreyi daha dikkatli bir gözle inceleyince... Taksim ve civarına nefes aldıran bu yeşil alanı niye betonlaştıracağımızı anlamadım.
Şehircilik uzmanı değilim. Ama her doğma büyüme İstanbullu gibi, ben de parklara, ağaçlara, çimenlere ihtiyacımız olduğunu... Ve bu ihtiyacın daha da artacağını biliyorum.
Evet, bugün Gezi Parkı kötü durumda: Tuhaf bir havuz ve sekiz-on bankla güzel bir park olmaz. Üstelik merdivenle çıkıldığı için ulaşılması kolay değil. Park dediğin düzayak olmalı. (*) Lütfen dipteki nota bakın.

Duvar vatandaşı kovar
Ben Göztepe Parkı'ndan biliyorum: Uzun yıllar duvarlarla çevrili olduğu için gideni geleni azdı. Derken duvarları yıktılar. Ortaya şahane bir mekan çıktı: Ağaçlar, güller, çimenler... Dışarıdan bakmak bile insanın içini açıyor.
Gezi Parkı da böyle olmalı: Taksim Meydanı'yla eşitlenmeli. (Kod farkı nedeniyle herhalde InterContinental tarafı yukarıda kalmak zorunda.) Gelelim kışla meselesine... Biliyorsunuz, askerin terk ettiği kışlanın ortasında, bir zamanlar resmi lig maçları oynanırdı. Yani o kadar büyük bir alan vardı göbeğinde.
O kışlayı yeniden inşa etmek... Aslında vatandaşın yeşilin ferahlığına ulaşmasını engelleyecek... Çünkü orta bölüm yeşil olsa da; çevresinde duvarlar bulunacak.
Yukarıda, Göztepe Parkı örneğini bu yüzden verdim: Değil kışlanın yüksek duvarları... Bir metrelik duvarlar bile vatandaşı geri püskürtmeye yetiyor.

Kendimizi boğmayalım!

Aslında Topçu Kışlası'nı ben de görmek istiyorum. Peki, ne yapılabilir? Şuna ne dersiniz: Gezi Parkı'nı yaşayan bir park haline getirildikten sonra... Bir köşesine... Duvarları bel yüksekliğinde olmak şartıyla, kışlanın birebir minyatürü inşa edilir... Sonra da kışlanın tarihi, hologramlarla canlandırılır.
Yani sanal görüntüler ve ses efektleri kullanılarak... Kışlanın Üçüncü Selim tarafından inşa edilmesi... Ortasında askerlerin talim yapması... Daha sonra kışlanın futbol oynanan bir yer olması... Ve nihayet yıkılması anlatılır...
Çağdaş teknoloji sayesinde bu hologramları yapmak zor değil. Bilhassa geceleri insan akınına uğrar böyle bir proje.
Tabii daha neler neler yapılabilir. Bence tek yapılmaması gereken Topçu Kışlası'nın birebir kopyası... Geçmişi yaşatacağız diye, bugünü boğmayalım.

Acayip bir park
(*) Not:
Yukarıda "Park düzayak olmalı" dedim ya... New York'ta bunun şahane bir karşıt örneği var.
1930'larda güneybatı Manhattan'a metal ayaklar üzerinde girmiş olan tren yolu işlevsiz kalınca... Sökmediler, 2009'da park haline getirdiler: The High Line Park (Yüksek Hat Parkı).
Böylece, yerden 8-9 metre yukarıda, bir km. uzunluğunda, 200'den fazla bitkinin yaşadığı bir parka kavuştu gökdelenler kenti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA