Merhaba,
Bugün USASABAH olarak ilk yayın günümüz.
Çok uzun soluklu bir yolun ilk adımlarını atıyoruz bugün.
Geç kalınmış bir adım belki. Atalarımız gibi biz de geç kaldık.
Amerika'ya ilk Türk göçünün 1860-1920 yıllarında olduğu kabul edilmekte.
Türk nüfusunun ölçülebilir olmaması, Türk nüfuzunun da güçlenmesini engelliyor.
Fakat yine de sevindirici gelişmeler oluyor Amerika'da.
Son yıllarda daha da güçlenen Türk dernek ve sivil toplum kuruluşları ile Amerika'da yaşayan Türkler toparlanıyor, bilinçleniyor. Ticari müesseseler çoğalıyor, Türk profesyoneller Wall Street başta olmak üzere değişik alan ve sektörlerde önemli görevlere geliyorlar.
Washington'da Türkiye merkezli think-thank ve benzeri lobi unsurlarının sayısı artıyor. İkinci ve üçüncü kuşak Türk-Amerikan nesli kariyer basamaklarında hızla ilerliyor. Beyin göçü ile Türkiye'den Amerika'ya gelen isimler, Amerikan bilim hayatına çok büyük katkılar yapıyor. Özetle Türk toplumu Amerika'da yavaş yavaş kendini hissettiriyor.
Amerika'da yaşayan Türk toplumunda bu türden değişimler baş gösterirken buradaki Türkiye algısında neler olup bittiğine de göz gezdirmek gerekiyor.
Türkiye'nin soğuk savaş sonrası kaybettiği önemini son yıllarda yeniden kazandığı bir gerçek. Soğuk savaş sonrasında küresel anlamda uluslararası ilişkilere yeniden şekil verilirken Türkiye'nin önemi her geçen gün artıyor.
Şu da bir gerçek ki, ortalama bir Amerikalıya boş bir dünya haritasında Türkiye'nin yerini göster deseniz. Bunu yapamaz. Bu cehaletten çok umursamazlıkla açıklanabilecek bir durum. Ortalama Amerikalının ilgisini çekmeyen Türkiye, Amerikan yönetici elit sınıfının öncelikli gündem maddeleri arasında kendine yer buluyor. Amerikan basınında Türkiye ile ilgili haber sayısı her geçen gün artıyor. Amerikan yönetici eliti geniş bir anlamda Türkiye ile ilgileniyor. Türkiye'nin nasıl algılandığı meselesi her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.
Amerika'daki Türkiye algısını biraz da Amerika'daki iç gündem belirliyor. Amerikan iç gündemi çok hızlı değişen bir gündemden ziyade belli konuları uzun süre işleyerek o konuda derinleşen ve dünya kamuoyunda fikirlerin ve kanaatlerin oluşmasını sağlayan bir gündem. Türkiye'de alışık olduğumuz gibi her güne yeni bir gündemle uyanmıyoruz Amerika'da. Oluşan ya da oluşturulan gündem bazen haftalar bazen aylarca işleniyor.
Amerikan gündemini soğuk savaş sonrası meşgül eden her konunun küresel yansımaları olduğu bir gerçek.
11 Eylül'ün yarattığı travma ve güvenlik meselesi, hemen akabinde Irak ve Afganistan işgalleri; ve son olarak "islamofobia" küresel düzeyde yansımaları olan Amerika'nın yoğun gündem maddelerin başında geliyor. Örneğin Ground Zero yakınına yapılacak ibadet ve kültür merkezi tartışmasında Amerika kendini yeniden tanımlarken tüm dünya bu tartışmayı dikkatle takip ediyor. Ekonomik kriz, yasal olmayan göç, sağlık reformu, doğal afetler…
Bütün bu gündem maddeleri sadece Amerika sınırları içinde değil tüm dünyada tartışılıyor. Dikkatle izleniyor.
USASABAH okuyucusuna iki şey vaad ediyor;
1) Amerikan gündemini en başarılı içerik kurgusu ile ele almak. Derinlemesine, detaylı analizler sunmak.
Her geçen gün varlığımızı daha da özel ve anlamlı kılan güçlü ve kapsamlı bir içerik ile karşınızda olacağız. USASABAH'ı tıkladığınızda, okumaktan ve takip etmekten büyük zevk alacağınız; sadece iddialı değil iddiasını yaşatan bir yayın organı bulacaksınız.
Size iyi okumalar…
Bize bol şanslar…
serdar.karagoz@sabah.com.tr