Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Salgında varoş

Koronavirüsten başka konu yok.
Haber de yok.
Hayat durdu. Herkes evinde olunca olay da olmuyor ki haberi olsun.
Bu durumda, "arızalar" haber değeri kazanıyor.
Arızalar çeşitli sınıflar arasında paylaşılıyor, yasakları çiğneyen şımarık genç kızlar da var yaşlı amcalar da... (Amca Tolstoy okusa haber değeri kazanır.)
"Ay ben evde oturamam, sıkılırım ayol" diyen de var, "evde karı virüsten beter" diye bunalıp kendini dışarı atan da.
Fakat "varoşlarda" daha bir yoğunlaşıyor gibi.
Kahvehanelerde kumar da oralarda oynatılıyor, arkadaşını bıçaklayana da oralarda rastlanıyor, evlere servise başlayan uyuşturucu "torbacıları" da oralarda enseleniyor.
Bir de "aymazlar" var.
İşte Bağcılar'da bir apartman.
Apartman dediysek, bir bina bozuntusu.
Ama orada bulunan insanlar "İstanbul'da yaşadıklarını ve apartmanda oturduklarını" varsayıyorlar.
Abdürrahim bir hastanede temizlik görevlisiymiş. Eskiden "hademe" denirdi. (Artık tezgahtara da "satış görevlisi" deniyor ya.)
Kendini rahatsız hissedince hastaneye gitmiş, almamışlar. Başka bir hastaneye gitmiş, "soğuk algınlığına bağlı boğaz enfeksiyonu" demişler, ilaç yazıp evine göndermişler.
Bütün akraba ve taallukat "geçmiş olsuna" gelmiş tabii.
Sonra nefes darlığı çekmeye başlamış, hastaneye bir daha başvurmuş, test yapılmış, bu sefer pozitif.
Abdürrahim virüsü geçmiş olsun ziyaretine gelen yedi kişiye daha bulaştırmış. Onlar da kendi yakınlarına. On altı kişinin başı yanmış.
Dört apartman şu anda karantina altında.
Bu insanlar iyi niyetlerinin ve insancıl davranışlarının kurbanı olmuşlar.
Kaçı ölecek kaçı kalacak bilemeyiz.
Bir de sokakta parti verenler, kafayı çekip dansöz oynatanlar, arabasına atlayıp "drift" atanlar var...
Onların da kaçı ölecek kaçı kalacak bilemeyiz.
AK Parti'ye oy verdiklerini de hiç sanmıyorum.

***

Fikret Zikret

Fikret diye bir teres de muska yazarmış...
"Korona muskası", virüsten koruyor, hediyesi iki yüz lira.
"Salgın yüzünden psikolojisi bozulanlara" iyi geliyormuş.
Nefesi kuvvetli olsa gerek, kendini "Fikret Zikret Hocaefendi" olarak tanıtıyor. Muska yazdığının arkasından sevabına dua da ediyor, buna ayrıca para almıyor.
Aynı zamanda büyü bozar, kısmet açarmış. Göbek yazıp yazmadığını öğrenemedik.
Fakat göbeği yanlış yazarsa bunu nasıl sileceğini merak ederiz doğrusu...
Tutuklanmış tabii.
Herifin sosyal medya adı verilen kenef çukurunda dile getirdiği "CV'sine" bakın: Araştırmacı, yazar, şair, radyo ve televizyon programcısı, İstanbul'da bulunan bütün adliyelerde yirmi yıldır uzman bilirkişi, Kuran Tedavi Merkezi müdürü...
Fikret Zikret, Fetullah'ın donunu koklayanlara da bir "psikolojik yardım" düşünüyor mudur?
Muska parası benden.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA