Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

BAYRAM NOTLARI: Şaka değil, gerçek!

Hayırlı bayramlar... Allah tekrarına erdirsin. Tekrarında kucaklaşma imkanımız olsun inşallah!

***

Yıllar boyu buralarda "nerede o eski bayramlar?" deyip durduk, yaşadığımız bayramı bayram kılmak için çabalamayı unuttuk. Şimdi şu günleri bunu bir kez daha ve baştan düşünme zamanıdır. Bir de dünyevi "saldırı" zihnimizi darmadağın ediyor, bildiklerimizi unutturuyor ama şunu asla unutmamalıyız: Ramazan bayramı Ramazan'ı "yaşayıp" tamamlamış olmanın kutlamasıdır. Bir sonraki Ramazan'da birlikte iftar ve sahurlar yapmak nasip olsun...

***

Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu bir söz etti, kimi köşe yazarlarımızın kültürümüzden ne kadar uzak olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Düşünün, "ümmet" kavramının ne anlama geldiğini bilmeyen bu zatlar yıllar boyu ana akım medyada gazete ve TV yönetmişlerdi. Şimdi TDK sözlüğüne bakıp oradan öğrenmeye çalışıyorlar. Şaka değil, gerçek. Yine de anlamıyorlar. Daha fenası anlamak da istemiyorlar. Onlarla geçen uzun yıllarımıza vah ki, ne vah!

***

Geçen gün turizmcilerin dertlerini anlatmaya çalıştıkları bir TV programında meşhur profesörü (!) gördüm. Bir ara şöyle bir duyguya kapıldım: Pandemi sıkıyönetimine meftun bu kişiler sanki bir New Age tarikatının üyeleri gibiler. Bir tür "kıyamet vaizliği" yapıyorlar ve her şeyin hale yola gireceği bir günün gelmesini istemiyorlar... Turizmciler "aşılandık, şunu yaptık, bunu yaptık" dedikçe, profesör "olmaaaz!" diyordu; "aşı kurtarmaz, aşılı kişiler virüs taşıyıcısı olabiliyorlar." Sonra bir baktım ki, gazetelerde iş almış yürümüş, "süper bulaştırıcı aşılılar" diye bir deyim üretilmiş. Kardeşim, nedir derdiniz? Dünyayla dalga mı geçiyorsunuz?

***

İnsanların Kovid'den başka sağlık sorunları da var, malum. Hatta "kapanma"lar yüzünden diğer sağlık sorunları iyice ağırlaştı. Özel hastaneler bu açıdan epey yük kaldırdılar. Randevu için santrallarının kitlendiği günler olduğunu, polikliniklerinin dolup taştığını biliyorum. Fakat anlamadığım şey şu ki, bazı özel hastaneler çalışanlarına karşı pek cimrileştiler. Haklarını ödemiyorlar, aylıklarını geciktiriyorlar. Ben de şikayetlerden oluşmuş bir liste birikiyor, söyleyeyim.

***

Bugünkü notları Şirazlı Sadi'den bir sözle kapatayım: "Bolluk içinde beslenmiş can, darlık görünce mihnetten ölür."

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA