Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Dehşet dolu haberler

Hafta içinde haberlere irkiltici cinayet ayrıntıları damga vurdu. Bunun makul sınırı nedir?

Haftaya kurbanlarının çoğu çocuk olan, bazı dehşet verici cinayetlerle ilgili haberler damgasını vurdu. Cinayetler öylesine arttı ki, okurların sayfalara yansıyan şiddet tasvirleri karşısında irkilmemeleri mümkün değildi.
26 Mart Cumartesi tarihli gazeteden iki haber…
Katiliyle Son Nefesine Kadar Boğuştu başlıklı haberde Aydın'ın Karacasu ilçesinde öldürülmüş olarak bulunan Gamze'nin (19) acı öyküsü vardı. Spotta, "başının taşla ezilerek öldürüldüğü" yazılıydı.
Bu haberin hemen yanında, Kayseri'deki Kayıp Üç Çocuktan Acı Haber Geldi başlığıyla sunulan haberde, Talas'ta kaybolan 8, 9 ve 11 yaşlarındaki çocukların cesetlerinin bulunduğu aktarılmaktaydı.
Habere üç çocuğun fotoğrafları da eklenmişti.
Devamı ertesi gün geldi. İnsan Mı? başlıklı haberde, katil zanlısının Talas'ta üç çocuğu nasıl öldürdüğü hayli ayrıntılı olarak anlatılmaktaydı. Öldürme yöntemi spottan da aktarılmıştı. Haberde çocukların ailelerinin acısı da yansıtılmaktaydı. Burada da yine üç çocuğun fotoğrafları yer aldı.
Yanda, Karacasu'daki cinayet kurbanı Gamze ile ilgili, Zanlı İzmir'de Yakalandı başlıklı haber yer almaktaydı.
28 Mart Pazartesi tarihli gazetede Talas cinayetlerine, özellikle de katil zanlısı U.V.G.'nin bunları nasıl işlediğine dair irkiltici ayrıntılar içeren anlatımlarına geniş bir yer (tam sayfa) ayrılmıştı.
Zanlının ifadelerden yine irkiltici alıntılar içeren haberlere 29 Mart Salı tarihli gazetede yine tam sayfa üzerinden devam edildi. 'Öldürdükten Sonra Uyudum' başlığı altında…
Türkiye'de vicdanlar bu haberle sarsılırken, gazete aynı gün üçüncü sayfada bir başka dehşeti yansıtıyordu. Üvey Aile Vahşeti başlığıyla sunulan haberde, spota damgasını "bıçakla parçalara ayırdı" ifadesiyle vuran, 9 yaşındaki Fırat'ın üvey annesi tarafından öldürülmesi anlatılmaktaydı.
Spotun devamında, "Üvey anneannesi de vücut parçalarını sokak sokak dolaşarak dağıttı" deniyordu.
Haber metninde de bol miktarda "cinayet an an nasıl işlendi?" ayrıntısına yer verilmişti.
Bazı okurlarımız "bu kadarı fazla" dedi.
Bazıları "Sabah'a bu sansasyonellik yakışmadı" fikrini dile getirdi. İki okurumuz da "o çocukların da aileleri var, onların acısına neden acı ekliyorsunuz?" sorusunu ekledi.
Bu kıyıcı haber rekabeti ortamında cinayet haberini şiddet ayrıntılarına boğup dehşet katsayısını artırmak çoğu kez farkındalık içermeden yapılan bir işe dönüşebilir, hatta okura sadece onun ihtiyacı olan haber unsurları yerine onun hissiyatına direkt seslenen şiddet pornosunu sunmak bir amaç halini bile alabilir.
Varılacak en uç noktadır tabii ki bu.
Onun için bir soluklanıp düşünmelidir, haberci ve editör.
Mesela, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Hak ve Özgürlükler Bildirgesi'nde yer alan Doğru Davranış Kuralları yardımcı olabilir.
İşte bazı yol gösterici noktalar:
Gazeteci; her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtan yayın yapamaz.
Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı ve gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılmalıdır.
Gazeteci, sanıkların ve suçluların akrabalarını, yakınlarını, olayla ilgileri olmadıkça veya olayın doğru anlaşılması için gereği bulunmadıkça teşhir etmemelidir.
Çocuklarla ilgili suçlarda ve cinsel saldırılarda sanık, tanık ya da mağdur (maktul) olsun, 18 yaşından küçüklerin açık isimleri ve fotoğrafları yayınlanmamalıdır.
Bu ahlaki mercekten baktığımızda, okur tepkilerini haklı kılan şu sonuçlara varmak mümkün:
Gamze, Talas ve Fırat haberlerinde okura gerekli olmayan; irkiltici, itici, haberi okumada aklı devre dışı bırakıp duyguyu harekete geçiren vahşet ayrıntıları yer alıyor.
Bunların spota kadar çıkarılması ters etkiyi daha da artırıyor.
Acaba, vahşice işlenmiş bir cinayetin tüm "kirli" ayrıntıları eklendiğinde, o haber fazladan ne değer kazanmış olmaktadır?
Bu sorunun, karşılaşılan bu tür her haberde, özellikle editörlerce sorulması gerekir. Tıpkı intihar haberlerinde olduğu gibi, cinayetin "nasıl" işlendiği ile ilgili ayrıntılar da özendirici olabilirler.
Toplumun ruh sağlığı da hesaba katılması gereken bir husustur.
Gazetecinin, bu tür ayrıntıları yayınlayarak, zaten derin bir mateme girmiş olan ailelerin duygularına, acısına saygıyı gözettiği herhalde öne sürülemez. Ölenin anısı her aile için önemlidir. Gazetecinin "ya bu benim yakınlarımın başına gelseydi, şiddeti milimetrik tasvir eden ayrıntıların okunmasını kendim ister miydim?" diye sorması da elzemdir.
Hassasiyet, kitlelere seslenen gazetelerde daha fazla olmalıdır.
Maktul dahi olsa, 18 yaşından küçüklerin görüntülerini vermemek kural, vermek (olayın doğru anlaşılması için gerekli ise) istisna olmalıdır.
Cinayet haberlerinde genel olarak sosyolojik bir arkaplan var. Bu nedenle, eğer bir şiddet artışı varsa, cinayetler "salgın" belirtisi gösteriyorsa, "nasıl işlendi?" yerine, "neden işlendi?" sorusunun peşine düşmek daha doğru olur. Zira, o araştırmalar okura toplumu ve ruh halini anlatacak, ona gerekli olan ayrıntıları sunacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA