Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BERCAN TUTAR

Hadsize haddini bildirmek

Dünya düzeninin içine girdiği değişim sürecini en somut şekilde algılamamızı sağlayan gelişme 24 Şubat 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik başlattığı askeri operasyon oldu.
Altı aya yaklaşan savaş, The New Statesman yazarlarından Jeremy Cliffe'nin de işaret ettiği gibi 1945'ten bu yana küresel sistemi sarsan en büyük jeopolitik deprem niteliğinde. Ukrayna krizinin küresel statükoya hükmeden Atlantik için bir ölüm kalım meselesi olduğunu en iyi bilenler bizzat bu sistemin bekçileriydi.
Nitekim ABD Başkanı Joe Biden, Ukrayna'daki savaşın küresel bir mücadeleye dönüşme riskinden bahsederken Almanya Başbakanı Olaf Scholz da Rusya'nın müdahalesinden üç gün sonra yaptığı açıklamada bu savaşın dünya için bir dönüm noktası (Zeitenwende) olduğuna işaret etti.
Korktukları başlarına geldi. Rusya'nın 'özel askeri operasyonu' altı ay içinde Atlantik'in adeta kimyasını altüst etti. Korona salgını sonrası başlayan gıda ve tedarik sorunlarını atlatamayan Batı dünyası Rusya'ya uyguladıkları yaptırımların ters tepmesiyle bu kez de enerji krizinin tetiklediği ekonomik darboğaza yuvarlandı.
Geçenlerde AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell işte bu yüzden kara kış paniği giderek artan Avrupalıların Ukrayna'ya verdiği desteğin bedelini ödemeye hazır olmaları gerektiğini itiraf etti.

***


Ukrayna'ya ABD'nin provoke ettiği Tayvan krizini de eklediğimizde dünya şu gerçeğin farkına varmaya başladı. Bu yüzyılın parametreleri bu krizlerin seyrine göre şekillenecek.
Zaten hemen herkes değişen küresel realitelere sürekli vurgu yapıyor. Örneğin 16 Ağustos'ta Moskova Güvenlik Konferansı'nda konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD ve vassallarının hayal âleminde yaşadıklarına vurgu yaparak dünyanın merkezinin artık Batı olmadığının altını çizdi.
Ukrayna'dakine benzer bir hamleyi Asya-Pasifik'te de devreye sokan ABD'nin amacını iyi bildiklerini yineleyen Putin, "Batı, hegemonyasını sürdürmek için çatışmaya ihtiyaç duyuyor.
Dünyadaki durumu kaotik hale getirmeye çalışıyorlar. İyi planlanmış provokasyonlar ABD'nin bilinçli stratejisidir" diye uyardı.
Dolayısıyla küresel sistemin dinamikleri değişiyor. Türkiye, Çin ve Rusya'nın yükselişleri ister istemez çok kutuplu yeni dünya düzeninin ayak sesleri olarak görülüyor.

***


Yeni küresel eksene ve giderek sağlamlaşan yeni küresel dengeye Batılı analistler birçok isim yakıştırmasında bulunuyor. Bunlar içinde en kapsayıcı olanı bence 'imparatorlukların geri dönüşü' tanımlaması. Ancak ortak teamül daha çok 'Post Amerikan dünyası', 'Batı sonrası yeni dönem' ile 'çok kutuplu dünya' şeklinde oluşuyor.
Ne var ki Atlantik hâlâ kuyruğu dik tutma gayretinde. Tıpkı Putin'in 17 Haziran'da St. Petersburg Ekonomik Zirvesi'nde işaret ettiği gibi Batı dünyası güçten düştüğünü ve zayıfladığını sürekli inkâr ediyor. Manipülasyon ve dezenformasyonlarla dünya kamuoyu ile kendi halklarını halüsinasyonlarına inandırmaya çalışıyor.
Oysa yeni dünya sağlam temeller üzerindeki yükselişini sürdürüyor. Bu bağlamda Ukrayna, Tayvan ve Suriye gibi krizler farklı egemen aktörler arasındaki bir çatışmadan çok daha fazla anlama geliyor.
Ukrayna başta olmak üzere bütün bu krizler her şeyden önce kolonyalist küresel sistemin sınır hatlarının yeniden belirlenmesi sürecidir. Bir bakıma yeni dünyanın kurucu aktörleri konumundaki Türkiye, Rusya ve Çin gibi ülkeler hegemonik ölüm döşeğindeki hadsiz Batı'ya haddini bildiriyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA