Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Çocuklarımızı korumak

Son günlerde bazı olaylar nedeniyle 'çocuklarımızı korumak' kavramı farklı farklı tartışılır oldu. Önce annesini öldüren gençlerle başladı, arkadaşı tarafından öldürüldüğü düşünülen genç kızla devam etti, iki yıl önce basının fütursuzca 'özgür kız' adını taktığı gencin ölümüyle doruğa ulaştı. Bu arada tacize uğrayan, evlendirilen çocuklar da tartışmanın kıyısından köşesinden olsa da konuşuldu. Kimi aile "Çocuğumuzu koruyamadık, bir yaştan sonra olmuyor," dedi. Kimi aile korumak bir yana, çocuğuna kötü davranmakla suçlandı. Kimi aile ise çocuğunun nerede ve kimlerle olduğunu takip etmemekle adeta sonuçtan sorumlu tutuldu. "Ailelerin görevi çocuklarını korumaktır" sözüne kimsenin karşı olması beklenemez. Ancak tartışmalar sonucu ortaya çıkan önemli bir sorun var: Çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Ve bir soru daha: Çocuk kime denir?

KİM ÇOCUK?
İnsanın ruhsal gelişim evrelerine bakıldığında yaklaşık 11-12 yaşlarında başlayan ergenlik dönemi, 10'lu yaşların sonunda yani 20 yaşında biter. 20 yaş ile başlayan ve 20'li yaşların sonlarına kadar süren zaman ise genç erişkinlik dönemi olarak adlandırılır. Yasalar ise 18 yaşın altında herkesi çocuk olarak kabullenir. Yani 18 yaşını doldurana değin kişi anne babasının yasal sorumluluğu altındadır. Anne babalara göre ise çocuk her zaman çocuktur. 30 yaşını geçenlerin ailelerinin onları doktora gelmeye zorlamasından ya da onlarla birlikte gelip her şeyi kontrol etmek istemesinden, bunu çok iyi biliyorum. Erişkin dönemdeki birini çocuğunuz bile olsa kontrol etmeye çalışmak ne kadar yanlışsa, gelişim döneminde "Koruyacağım," diye baskı yapmak da o kadar yanlıştır. Özgürlüğün tanımı kadar zorlandığımız bir tanım var mı? Canının her istediğini yapabilmek özgürlük mü? Özgürlük kendinize ya da başkalarına zarar vermeye başladığınız zaman savunulabilir mi? Henüz beş-altı yaşındaki çocuklar ailelerine "Bu benim özelim, benim de özgürlüğüm var," gibi sözler söylüyor ve aileler bunu 'kendine güven' diye değerlendirip övünebiliyorlar. Oysa yatma zamanı, oyun zamanı, nelerle oynayacağı, kendine zarar verecek şeyleri ayırt edemeyecek bir gelişim düzeyinde olan çocuk için özgürlük alanları olamaz. Ailenin bu onları belirlemesi ve öğretmesi gerekmektedir. Benzer şekilde 19 yaşına gelmiş, üniversiteye giden gencin her şeyini bilmeye çalışmak, onu korumak olamaz. En başından yaşına uygun sınırlar koyup, öğreterek ve gelişim dönemi değiştikçe bir sonraki adıma geçerek oluşturulan bir ilişki hem özgürlüğü hem de korumayı getirecektir. Çocuklarımızı her şeyden koruyamayız. Ama onlara korunması gerekenleri ve bunu nasıl yapacağını küçük yaşlarda öğretip, sonra onlara ve kendimize güvenebiliriz. Bu onları hata yapmaktan ya da yanlış insanlardan tamamen koruyamaz. Ama en azından büyük hatalar yapmayacak ve canı çok yanmadan yanlışlardan uzaklaşmayı bilecektir. Bilmesi gereken diğer bir şey de her durumda yargılamadan onu bekleyen ve sevecek bir ailesi olduğudur.

AİLELERİN SORUMLULUKLARI
Çocuklar konusunda hepimizin sorumluluğu var. Son yıllarda artan yazılı, görsel her türlü yayında birçok kişi çocuk yetiştirme kurallarını anlatıyor. Birçoğu kendi yaptıklarını yazıyor ve doğru olduğunu savunuyor, bir kısmı da doğru olduğunu düşündüğü yerlerden alıntılar yapıp duruyor. Bunların ortak noktası kendi yetiştirme tarzlarının doğru olduğuna inanmaları. Ama uzman olmadığımız konuda, bir kez yaptık ve zarar gelmedi diye başkalarının da yapmasını teşvik etmek büyük sorumluluktur. Her çocuğa, aileye, koşullarına göre birçok şey değişebilir. Özellikle ergenlik ve genç erişkinlik dönemi birçok ruhsal hastalığın başladığı dönemdir. Hastalıkların belirtileri bilmeyenler tarafından anlaşılamayabilir. Bu belirtilerin basın tarafından, olumlu ve yüceltilecek şekilde verilmesi hem haberin kaynağına hem de okuyanlara zarar verir. Normalin dışı denebilecek bir davranışı, özgürlük, aşk, cesaret gibi başlıklarla vermek büyük sorumluluktur. Özgürlük dediğinizin depresyon olduğunu anladığınızda iş işten geçmiş olur. Ailelerin sorumluluğu ise çocuklarına bir yandan doğruları küçük yaşlardan itibaren öğretmeye başlamak, bir yandan gelişim dönemlerine göre haklarını ve sorumluluklarını teslim etmek, bir yandan da anlamlandıramadıkları şeylerin ruhsal bir bozukluk belirtisi olup olmadığını anlamaya çalışmaktır

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA