Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ

Yeni bir yıl başlarken

Bugün yeni bir yılın ilk günü. Her yeni yıl başlarken birçok kişi yeni kararlar alır. Kendimiz için birçok hedef koyarız. "Yeni yılda şunları yapacağım," ya da "Şunları yapmayacağım," şeklinde başlayan cümleleri kendi kendimize tekrarlarız. Bir önceki yılı değerlendirmek ise zor gelir. Genellikle "İyi bir yıldı," ya da "Kötü bir yıldı," diye geçiştiririz. Ama çoğunlukla niçin kötü ya da iyi olduğuna, bunda kendi katkımıza bakmaz, hesaplaşmayız. Bu nedenle bir sonraki yıla bağlar ümitlerimizi, o bitince yenisini bekleriz. Son bir haftadır gelen her yaştan çocuğa soruyorum: "Yeni yıldan ne istersin?" diye. Aldığım yanıtlar, "Yılbaşı hediyeleri,'' oluyor. Çocuklarımızın hayallerini, beklentilerini birer yılbaşı hediyesine indirgemeyi nasıl başardığımızı düşündüm. Erişkinlerin beklentilerini sormadım, soramadım. Sadece her yaştan, her sosyal sınıftan çocuğun gelecek bir yılı, hediyelere bağlayacak örnekler olduğunu düşündüm. Bugün başlayan yılı düşünmeden, 2011 beklentilerini sıralamadan 2010'da neler yapmışız ya da yapamamışız, hep birlikte bakalım istedim.

2010'DA NELERİ PAYLAŞTIK?
En çok çocuklarımızdan bahsetmişiz. Paylaştıklarımızı deneyen, yapan ve yaptıklarını anlatan ebeveynlerden haber aldıkça mutlu oluyorum. Ama ofis, sokak, uçak, alışveriş merkezlerinde gördüğüm aile ve çocuk ilişkileri, yapamadıklarımızı gösteriyor. Yaşlarıyla uyumlu istekleri olmayan, her istedikleri yapılan, nerede duracaklarını bilmeyen çocuklar ve en az onlar kadar ne yaptıklarının farkında olmayan aileler, 2011'de yapılması gereken çok şey olduğunu gösteriyor. Hiç sınırı olmayan, her istediklerine kavuşan çocuklarla gençlerin mutlu olmadıkları, aksine kendileri ve çevreleri için birçok sorun yarattıkları gerçeği yeni yılın yazı konuları arasında yer almalı diye düşünüyorum. Cinsel tacize uğrayan çocuklardan, tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınlardan bahsetmişiz. Sadece biz değil, herkes bahsetmiş. Yine de yılın son gününe kadar olan haberlere baktığımızda hiçbir şey değişmemiş. Gerçekten tacize, tecavüze uğrayan, öldürülen çocuklara ve kadınlara televizyon dizilerindekiler kadar zaman ve yer ayırmamışız. Oysa anne ve baba, kadın ve erkek ama en önemlisi insan olarak tüm bunların değişmesi için elimizden ne geliyorsa yapmamız gerekir. Bunu da 2011 planlarına almaya ne dersiniz?

AİLE OLMANIN ANLAMI
Aile olmaktan, evlilikten, boşanmaktan konuşmuşuz. Aile olmanın önemli olduğunu, kuralları olduğunu yazmışız. Ama ne pahasına olursa olsun, aile birliğini destekleyen ve sonu facialarla biten haberler okumuşuz. Aile olmanın sadece aynı evde oturmak olduğu gibi bir inançla olsa gerek, aile içi şiddeti, tacizi sürdürmüşüz. Kurbanlara, çareyi aynı aileler içinde bulmalarını anlatmışız. Ailenin paylaşması, dinlemesi gerektiği kısmını atlamış, çocuklara çok şey vermiş, ama ilgimizi esirgemişiz. Bizim boşluğumuzu televizyon, internet, dijital oyunlar doldurmuş, onlardan yakınmışız. Boşanmaları doğru dürüst gerçekleştirememiş, ayrılırken eşler birbirini ama en önemlisi çocukları yaralamayı sürdürmüş. Hatta boşandıktan sonra birbirlerine olan kızgınlıklarını çocuklar üzerinden yaşatmaya devam etmişler. Ve mutlu olmaktan, nasıl hedefler konulacağından, hedeflerimize ve mutluluğa kavuşmanın yollarından bahsetmişiz. Yılın bu ilk günü için en iyi konu bu sanırım. Yeni, akılcı ve ulaşılabilir ilk hedeflerimizi koymak, onlara ulaşma yollarını düşünmek için en doğru gün. 2011 bugün başladı. Yapacak çok şey var. Herkese sağlıklı, başarılı, geçen yılın yanlışlarını düzelten ve mutlu bir yıl diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA