Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Emek mi istersiniz, balmumu müzesi mi?

Yeni yılın ilk gününde, insan sadece olumlu şeyler düşünüp yazmak istiyor. Ben de tüm okurlarımın yeni yılını kutluyor, sağlık ve mutluluk dileklerimi sunuyorum.
Ayrıca bu yıl bizlere böylesine ışıklı bir İstanbul sunan tüm yetkilileri de kutluyorum. Büyükşehir'in tarihi yapı ve mekan aydınlatmaları zaten çok başarılı. Buna Fatih, Beyoğlu (özellikle İstiklal Caddesi), Beşiktaş gibi belediyelerin göz dolduran çabaları da eklendi. Ama 'pastanın kreması' sanırım Nişantaş semti. Öylesine bir ışık meşheri ki bu, Paris'i bile aşar!... Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'e bizlere bu Batı megapolu düşünü gördürdüğü için teşekkürler...
Ama elbette bizleri kahreden Emek ve genelde Beyoğlu salonları sorunu tüm haşmetiyle duruyor. Son dönemde bana 'Emek kesinlikle yıkılmayacak' diyen yetkililer öyle çok ki... Beyoğlu Belediye Başkanı, Kültür Bakanı, en son Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın bu vaadleri basına da yansıdı. Eğer Emek yıkılırsa hangi konumda olacaklar, onlar düşünsün...
Deniyor ki: planda ne olacağı bilinmiyor. Ve de 'Emek olduğu gibi yukarı kaldırılıyor'. Ne olacağı aslında biliniyor. Bir yıl kadar önce, konu yeni gündeme geldiğinde, planın mimarları İKSV'de yapılan bir basın toplantısında ısrarla gelen sorular karşısında, baklayı ağızlarından çıkarmışlardı: Yeni binanın ilk katında geniş bir 'mumyalar müzesi' açılacaktı. Yani, Emek'in o benzersiz salonunun bir bölümü, yerini Batı taklidi bir 'ünlülerin balmumu heykelleri' müzesi olacaktı. Emek yerine balmumu heykel isteyenler parmak kaldırsın!.. Ayrıca dünyada hangi tarihi salon, hangi teknikle yukarı kaldırıldı, lütfen anlatıp bizi ikna etsinler!..
Ve ardından Taksim'deki Majik/Taksim/ Venüs sineması ve Maksim skandali patladı. Oysa ben bunu da aylar önce yazmıştım!... Ama Beyoğlu salonları konusu meğerse sırasını beklermiş!... Birden Emek'siz kalmak, o salonla kuşaklar boyu ilişkisi olmuş o kadar çok insanı ürküttü ki, medya da konuyu gündemine aldı. Ve belli bir noktaya getirdi.
O noktada artık beklenen, konuyla zaten Kamusal Alanda Sanat Uygulamaları adlı bir araştırma ve bunu özetle sunan kitapçıkla genel biçimde ve Emek'in 30 yıldır festivalin ana salonu olması nedeniyle özel biçimde ilgilenen ve yeni bir plan hazırlamayı öneren İKSV ve Borusan işbirliğinin temsilcileriyle, yönetimi temsilen kültür bakanının bir araya gelip çözüm aramalarıdır. İstenen, bu gibi yerler için sadece devletin değil, özel sektörün de işin içine katılması ve elini cebine atması değil miydi? İşte bu öneri tam da bunu karşılıyor.
Kamuoyunun ve aydınların tek beklediği budur. Başka herhangi bir çözüm kabul görmeyecek ve bu mücadele sonuna dek sürdürülecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA