Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Vicdan ve kurşun

Salı akşamı atv'nin fenomen dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın yayınını bekleyenler bir sürprizle karşılaştılar. Ama bu tatlı bir sürprizdi. Dizinin yerine, geçen sezonun en ilgi gören filmlerinden biri olan 'Can Feda' televizyonda ilk kez atv ekranlarındaydı.
Bir grup bordo berelinin sınır ötesinde 'ölümüne' giriştiği operasyonu anlatan filmin zamanlaması mükemmeldi.
Zira Mehmetçik, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı'ndan sonra sınır güvenliğimizi sağlamak adına yeni bir operasyon için şu günlerde eli tetikte emir bekliyordu.
Film; hem Türk askerinin vatan uğruna canını feda etmekte asla tereddüt etmediği mesajını veriyor, hem de savaşın terör örgütlerinde vücut bulan çirkin ve karanlık yüzünü tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyordu. Özellikle askerlerimizin, canını kurtardıkları küçük bir Suriyeli kız çocuğuna sarılıp onun saçını koklayarak evlat özlemlerini gidermeye çalıştıkları sahne 'fedakarlığın' anıtı gibiydi.
Zaten biz bugün sıcacık yuvalarımızda evlatlarımıza sarılıp kokularını doya doya içimize çekebiliyorsak; bu, o kahramanların sayesindeydi.
'Can Feda'nın en vurucu diyaloğu ise hâlâ kelimesi kelimesine aklımda.
Halkı için bölgede fedakarca görev yapan Türkmen kadın doktor, bizim tim komutanına şöyle diyor: "Peki sen gidince ne olacak? Biz yine aynı şeyleri yaşayacağız.
Askerle gelen barış, askerle gider..." Tim komutanımız ders kitaplarına girecek bir cevap veriyor: "Ben sana asker ile Mehmetçik arasındaki farkı anlatayım: Mehmetçiğin vicdanı her zaman kurşunundan önde gider..." Kim bilir bizim haberimiz olmadan askerimiz orada daha ne kahramanlık destanları yazıyor. Allah, ayaklarına taş değdirmesin...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA