Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Anlaşmalı ilişkileri aşk diye satıyorlar

Eğer aşka inancınızı tümden yitirmek istiyorsanız, size ekrandaki yaz dizilerini izlemenizi tavsiye ederim. Zira pek çok dizide entrikaları, ucuz kıskandırma çabalarını, anlaşmalı ilişkileri, sevda adına göz boyamaları 'aşk' diye reytinge tahvil etmeye çalışıyorlar.
Yeni başlayan iki dizi, Bay Yanlış ve Sen Çal Kapımı sözde romantik komedi diye ekrana sürülen ama aşkın özünü törpüleyen dizilerin başında geliyor. Her ikisinde de eski sevgilileri kıskandırmak için girişilen 'anlaşmalı' ilişkiler söz konusu. Eski Yeşilçam filmlerinin bu en köhne senaryosu her iki dizinin de omurgasını teşkil ediyor. Birbirine taban tabana zıt karaktere sahip, ekonomik ve sosyal statü açısından da bir araya gelmeleri, hatta tesadüfen karşılaşmaları bile 'mucize' olan bir erkek ve genç kız, eski sevgililerinden intikam almak için birbirlerine aşık gibi görünmek adına adeta kontrat imzalıyorlar. Seyirci de 'En büyük aşklar, en büyük kavgalardan doğar' gibi saçma sapan bir beklentinin içine sokuluyor. Karakterler mutlaka birbirlerine zıt olacak. Hatta mümkünse ilk başta birbirlerine derin bir kin besleyecekler. Sanki iyi anlaşan, huyu suyu birbirine uygun insanlar aşık olamaz, evlenemezmiş gibi...
Bu dizileri izleyen gençler, aşık olmak için taraflardan birinin Kuzey, diğerinin Güney kutbunda yaşaması 'gerektiğine' inandırılıyor adeta. Senaristlere göre davul hiçbir zaman 'dengi dengine' çalmıyor. Aynı statüye sahip insanların aşkı bir türlü yürümüyor. Araya mutlaka bir zengin erkek ya da kızın girmesi gerekiyor. Siz bu aralar dizilerde hiç aynı bankada çalışan ya da aynı gecekondu mahallesinde yaşayan iki gencin birbirine aşık olduğunu gördünüz mü?
Bir de aşklar ikili değil, üçlü yaşanmak zorunda sanki. İlle biri birine aşık olacak, üçüncü de bu ikisinden birine... Yaz dizisi senaristlerinin geometri defterinde üçgenden başka şekil yok. İlle de 'aşk üçgeni' olacak ve senaryo mutlaka 'üçgenin iç açılarının' toplamına denk gelecek...
Hadi sizin yine kaçacak başka kanalınız var. Peki ya her diziyi pür dikkat not alarak izlemek zorunda olan ben ne yapayım?

Ronaldo nasıl şampuan tasarlar ki?
Ekranlarda bir şampuan reklamı dönüp duruyor. Markanın yüzü ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo başrolde. Ama bu kez işi bir adım daha ileri götürmüşler. Yeni ürün için "Cristiano Ronaldo'nun tasarladığı şampuan" deniliyor. Hoppalaaa!.. Ronaldo kimyager mi, dermatolog mu, ne? Bir şampuanın 'tasarlanmasında' ne gibi bir katkısı olabilir? Hani Portekizli yıldız bir futbol okulu açsa, çocuğumu gözü kapalı gönderirim. Ama teknik olarak hiçbir bilgisi ve tecrübesinin bulunmadığı şampuan konusunda bir ürün geliştirdiğinde acaba hemen alıp başıma boca eder miyim, işte orası biraz meçhul...
Zaten başımıza ne gelirse, herkesin her işe soyunmasından geliyor. Kimse bildiği işi yapmıyor. Herkesin gözü, başkasının işinde. 'Ünlü olmak' her işi bilmek için yeterli görülüyor. Sadece şöhretten rant üretmek, dünyanın yeni felaketi olacak. Benden söylemesi...

Netflix'te küfür yağmuru
Netflix'ten son zamanlarda çok sayıda şikayet geliyor. İzleyiciler bu platformda yayınlanan film ve dizilerdeki galiz küfürlerin sansürlenmemesinden yakınıyorlar.
Bazıları ise bu şikayetleri anlamsız bularak, "Burası paralı bir kanal. Rahatsız olan izlemesin" diyorlar. İyi de Netflix'e üye olurken buranın bol küfürlü bir kanal olduğu, ailece izlenmesinde sakınca bulunduğuna dair bir uyarı yapılıyor mu? Tabii ki hayır. Adam hem para ödeyip, hem eşine, çocuğuna, misafirliğe gelen dostlarına niye mahcup olsun, yüzü kızarsın ki?

Gaf kürsüsü
"Kararı şu arkamda gördüğünüz yüksek mahkeme bozdu... (Dönüp baktıktan sonra) Pardon, buradan görünmüyormuş..." (AYM yakınlarında basın toplantısı düzenleyen CHP'li Engin Altay'ın şaşkınlığı)

Zap'tiye
Bülent Ersoy'un reklam filminde 15 lahmacun sipariş etmesini abartılı bulanlar bilmez ki bizim Diva onu yemek öncesi 'aperatif' olarak alır.

Ne demiş?
Rüyasında gördüğü defineyi bulmak için evinin altına 21 metre tünel kazan ev sahibi kadına "Rüyanızda ne gördünüz?" diye soran Show Haber muhabiri, beklemediği bir cevap aldı: "Seni gördüm, yetmez mi?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA