Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Yeni güçlü kadın idolü: Neva

Dizilerle ilgili en büyük şikayetimi bu sütunlarda sıkça dile getirmiştim. Demiştim ki, "Bizim dizilerde güçlü kadın karakter yok gibi. Hep ezilen, ihanete uğrayan, ötelenen ve sürekli ağlayan kadınlar görmekten bıktım." İmdadıma bir kez daha Atv yetişti. Geçen pazar akşamı ilk bölümüyle izleyicinin karşısına çıkan ve büyük ilgi gören İkimizin Sırrı dizisi tam da aradığım güçlü kadın karakterini karşıma koydu.
Neva, trafik kazasında ölen eşinin kirli işleri nedeniyle mafyayı peşine takıyor. Biricik kızıyla birlikte adamların tehditlerinden kaçmak için oradan oraya koşturuyor. Bu arada yolda tartıştığı bir başka adam da yeni girdiği işin patronu çıkıyor. Bunca dert yetmiyormuş gibi beyninde tümör olduğunu öğreniyor. Başka kadın olsa bunları kaldıramaz ve pes eder. Ama Neva öyle bir karakter değil. Bütün bu sorunlarla tek başına mücadele ediyor. Hiçbir güçlük onu yıldıramıyor.
Hemen her gün haber bültenlerinde ezilen, şiddete, tacize, tecavüze uğrayan, eski eşleri tarafından öldürülen kadınların haberlerini izliyoruz. Kimi, uğradığı tecavüzün ağır yükünü omuzlarında taşımayıp, hayatına son vermeyi bile seçiyor. Belli ki kadınlarımızın desteğe, rehabilitasyona, kendilerine idol alacakları güçlü önderlere ihtiyaçları var. Bu nedenle İkimizin Sırrı dizisindeki Neva'nın mücadelesini önemsiyorum. Sadece bir kadın bile onun savaşını kendine örnek alıp, hayatını kurtarsa yeter...
Bu arada dizinin hem senaryosunu, hem rejisini ve kurgusunu hem de oyunculuklarını güçlü buldum. İçine sos olarak bir de son zamanların en çekici konusu aşçılık katılınca ortaya güzel bir seyirlik çıkmış.

Lütfen oyuna gelmeyin!
Şu ülkemize kurulan kumpası görüyor musunuz? Bir tarafta tutuşturulan ormanlar, diğer yanda sel gibi ülkemize yöneltilen Afgan ve Suriye göçü, diğer yanda Yunanistan'ın tahrik ve şımarıklıkları. 15 Temmuz'da darbe ile gerçekleştiremediklerini bu kez sinsi manevralarla hayata geçirmeye çalışıyorlar. Tek maksatları var: Devleti güçsüz ve yönetilemiyor gösterip, iktidarı değiştirmek... Buna, içimizdeki "Erdoğan gitsin de ne olursa olsun"cular da destek verince, ortalık iyice toz dumana boğuluyor. Afetlerin en can alıcı anında yangına suyla değil körükle koşup, devleti güçsüz göstermeyi muhalefet etmek sanıyorlar. Yahu önce bir hortumu elinize alın, yangını söndürün de ondan sonra hesap soracak çok zamanınız olur. Yok ille de önce bağcı dövülecek...
Afgan göçü giderek kritik hale geliyor. Göç edenler ile ev sahipleri arasında çatışma ortamı yaratmak için illegal faaliyetler var. Benim asıl kaygım, bunların arasına karışacak teröristlerin provokatif eylemler yapması. Batı, "Afganlar için en iyisi Türkiye'ye sığınmak" diyerek bu eylemlere zemin hazırlıyor. İşte yeni çağın çirkin ve ahlaksız savaş yöntemlerine bir örnek daha...
Soğukkanlılığımızı koruyalım, oyuna gelmeyelim. 7 düvel ilk kez karşımıza dikilmiyor. Merak etmeyin, bu sefer de yıkamayacaklar bizi...

TRT Müzik'te Muazzez Ersoy isyanı
Olacak şey değil. Böyle bir olay TRT'nin tarihinde ilk kez yaşanıyor. Önceki gece Muazzez Ersoy'un TRT Müzik'te canlı sunduğu programda ünlü sanatçı, bir anda isyana başladı. Ekran başındakilerin hayretten fal taşı gibi açılan gözlerle izledikleri Ersoy'un konuşması aynen şöyleydi: "Beni provoke mi ediyorsunuz? Sözleşmem mi ağır geldi? Onu iptal etmesini de bilirim..." Bu beklenmedik sözler üzerine yayın kesildi. Güç bela ikna edilen Muazzez Ersoy yeniden stüdyoya döndü.
Ersoy, belli ki ses düzeni ve teknik konularla ilgili rahatsızlık duymuştu. Ama bu şikayetini, üstelik sözleşme koşullarını da öne koyup, bazı insanları açıkça suçlayarak canlı yayında dile getirmesi bana göre doğru olmadı.

Gaf kürsüsü
Muhabir, basın toplantısında bronz madalya kazandıran güreşçimiz Yasemin Adar'ın büyük başarısını pek beğenmemiş göründü: "Bronz madalya ama olsun, ilkler her zaman güzeldir..."

Zap'tiye
Yoğun sıcaklar sürücüleri çıldırtıyor. Hemen her gün ölümlü, yaralamalı bir trafik kavgası ekranlara düşüyor. Trafiğe de söndürme uçağı lazım!..

Ne demiş?
"O adama alkolmetre üfletmeye gerek yok. Çakmağı çakacaksın, o zaten parlar!.." (Neler Oluyor Hayatta programının yorumcusu Hakan Ural'ın dut gibi sarhoşken kaza yapan sürücüyle ilgili yorumu)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA