Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Squid Game büyüklere de zararlı

Dünya günlerdir bir Kore dizisini konuşuyor: Squid Game... Anlı şanlı sanatçılar, köşe yazarları, psikologlar dizi için adeta teyakkuza geçmiş durumda. Son olarak bizim ufaklığın okulundan da "Aman bu diziyi çocuklarınıza izletmeyin" diye mesaj gelince dayanamayıp, birkaç bölümünü birden izledim.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki; bu dizi sadece çocuklar için değil, büyükler için de büyük tehlike barındırıyor. Çünkü diziye adeta tüm insanlığı hedefleyen bir 'beyin yıkama' misyonu hakim. Hayat, tüm duygularıyla yaşanacak bir ömür değil de, sadece para odaklı bir yarış olarak gösteriliyor. Bildik çocuk oyunlarının kanlı sınavlara tahvil edilerek, çocuk masumiyetinin istismar edilmesi de cabası. Ayrıca maddi zorluklar, dünyanın sonu gibi gösterilip, zora düşen insanların 'hayatını' ortaya koyması da normalleştiriliyor.
Dizide 'oyun' gibi gösterilen yarışların 'Ya başaracak, ya öleceksin" şeklinde sunulması da paranın araç değil amaç olarak görüldüğü yeni dünya düzenine hastalıklı bir yönelişe sebep oluyor. Diziyi izlemeye niyetli olanların keyfini (!) kaçırmamak ve yaygın terimiyle 'spoiler vermemek' için hemen her karesinde banknot ve kan görülen Squid Game'deki diğer kasıtlı alt metinlerin sadece birkaçını tercüme edebildim. Tüm bunlara rağmen izlemeye niyetliyseniz, hiç olmazsa çocuklarınızı uzak tutun derim.
Bu arada yere göğe sığdırılamayan dizideki mantık hataları ise fena halde sırıtıyor. Mafyanın bir adama "Bize böbreğini ve gözünü vereceksin" diye feragatname imzalatması, gizli yarış alanına giden aracın içine o adresi tespit etmek için bir tane sinyal veren böcek yerleştirmeyi kimsenin akıl edememesi gibi...

Teşkilat nasıl kurtulur?
TRT 1'in dizisi Teşkilat'ı ilk bölümünden beri dikkatle izliyorum. Ama aynı zamanda da boşa giden emeği gördükçe üzülüyorum. İlk bölümündeki aksiyon sahneleri ile hepimize parmak ısırtan, "Vay canına bizde de böyle diziler çekilebiliyormuş meğer" dedirten Teşkilat, giderek tavsadı ve sıradan bir dizi haline geldi.
Oysa harika bir damar keşfetmişlerdi. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın dünyadaki rakiplerine nal toplattığı, iç ve dış operasyonlarla CIA'yı, MOSSAD'ı MI5'i adeta hasedinden çatlattığı böyle bir zamanda bu dizinin reyting listelerinin tepesinden inmemesi gerekiyordu. Ama nefesi yetmedi. Çünkü senaryo giderek sarpa sardı. Anlaşılması, hazmedilmesi zor bir hal aldı. Oysa bir polis ekibinin maceralarını anlatan Arka Sokaklar, 20 yıldır cuma gecelerinin reyting efendisi oldu. Neden? Anlatımı basit olduğu için. Dizinin en büyük özelliği de her konunun tek bölümde sonuca bağlanması. Bence aynı taktiği Teşkilat da uygulamalı. Birbirinden bağımsız, her bölümünde sonuca ulaşılan 'kompakt' bir anlatım diziyi kurtarabilir. Konu sıkıntısı çekeceklerini de düşünmüyorum. MİT'in gizli dosyalarına ulaşmaya gerek yok. Gazetelerin satır aralarında gizlenen büyük hikayeleri konu etseler yeter.

Ele verir talkını
Show Haber'de direksiyon başında telefon kullanmanın yarattığı sakıncalarla ilgili bir haber vardı. Son 9 ayda İstanbul'da tam 124 bin 704 sürücüye trafik cezası kesilmiş. Dikkatsizlikten kaynaklanan trafik kazalarının yüzde 74'ünün suçlusu, direksiyonda cep telefonu ile ilgilenmekmiş.
Haber önemliydi tabii. Pek çok değerli mesaj da içeriyordu. Gelin görün ki haberi yapan muhabir kızımız tüm anonslarını ve röportajlarını akan trafiğin ortasında, gelip geçen otomobillerin arasında yapıyordu. Otomobilleri yolun ortasında durduruyor, pencerelerinden sürücülere mikrofon uzatıyor, 'telefondan daha büyük bir tehlike' olarak trafiğin orta yerinde duruyordu. Neyse ki 'dikkatsiz' dediği sürücüler dikkatliydi de ironik bir kaza yaşanmadı.

Gaf kürsüsü
Fransız gazeteciler, Taliban tarafından vali olarak atanan militanın makam odasında bulunan kürede Afganistan'ın yerini göstermesini istediler. Vali (!) uzun süre uğraşmasına rağmen bulamadı.

Ne demiş?
Evden kaçan karısı Şengül'ü bulmak için Atv'deki Esra Erol'a çıkan Mustafa sitem etti: "Çok üzgünüm. Karım için yıllardır saçımı süpürge ettim."

Zap'tiye
Kuruluş Osman, Barbaroslar: Akdeniz'in Kılıcı, Destan, Payitaht, Alparslan, Kıbrıs: Zafere Doğru... Sezon sonunda tarihten yazılı da olacak mıyız?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA