"Ne saçmalıyor bu adam?" demeden önce anlatacaklarımı dinleyin:
Bu köşeyi takip edenler, benim en çok izlediğim belgesellerden birinin National Geographic'deki Uçak Kazası Raporu olduğunu bilirler. Belgeselin son bölümünde Alman şirketi Germanwings'in 24 Mart 2015'te Barcelona'dan Düsseldorf'a gitmek üzere havalanan 9525 sefer sayılı uçağının dağa çakılıp, 144 yolcu ve mürettebata mezar olduğu kaza inceleniyordu.
Uçak havalandıktan sonra yardımcı pilot Andreas Lubitz, kaptanına "Tuvalete gitmek için doğru bir zaman" deyince kaptan ihtiyacını gidermek için kokpiti terk etti. Lubitz ardından kapıyı kilitledi ve uçağa alçalma talimatı verdi. Kaptan ve kabin ekibi ne yaptılarsa kapıyı kırıp açamadılar. Çünkü Lubitz onca yolcuyu öldürmek pahasına intiharı seçmişti. Uçak dağa çakıldı ve kurtulan olmadı.
Daha sonra yapılan detaylı araştırmada Lubitz'in psikolojik sorunları olduğu, ağır depresyon ilaçları kullandığı ortaya çıktı. Daha önce tam 14 psikiyatra başvurmasına rağmen, bu konu doktorlar tarafından şirketine bildirilmemişti. Çünkü Almanya'da doktorların hastalar hakkındaki özel bilgileri paylaşması çok ağır tazminat davalarına konu oluyordu. Ancak bu kez Almanlar'ın özel hayata karşı duyduğu bu haddinden fazla saygı, 144 kişinin hayatına mal olmuştu...
Şimdi ne diyorsunuz? Yerdeki 14 psikiyatr, havadaki bir uçağı düşürebiliyor muymuş?

Yalnız Kurt'tan aşk dersleri
Yalnız Kurt'u izleyici açısından cazip kılan sebeplerden biri de bunca kurşun vızıltısı arasında insanın yüreğine aşkı, sevgiyi, vefayı, vatan millet sevgisini usul usul nakşetmesi. Yalnız Kurt bu haliyle duygusal açıdan pek çok aşk dizisinden daha donanımlı, daha naif görünüyor.



Bu hafta da Meryem konusunda yüreğinde kıpırtılar hisseden Altay, çareyi dizinin bilge karakteri Bayram'a açılmakta buldu. Meryem'in, kafasını karıştırdığını söyleyen Altay, "Aşık olmaya mı başlıyorum acaba?" diye sordu. Kendisi de dilini bile bilmediği bir kıza aşık olan ama araya giren ölüm nedeniyle vuslata eremeyen Bayram cevap verdi: "Aşık olmaya başlanmaz, aşık olunur." Daha sonra da Altay'a önemli bir hayat dersi verdi: "Sevmesini bilmeyen adam kuru ağaca benzer. Kuru ağacın meyvesi de, gölgesi de olmaz. Ondan olsa olsa odun olur."

"Deep fake" dünyanın sonunu getirebilir
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı nükleer silah kullanma ihtimali bu aralar üçüncü dünya savaşını gündemde tutarken, bence insanlığın sonunu getirecek gizli silah "Deep fake" adlı bilgisayar uygulaması olacak.



Efendim, bu program sayesinde herhangi birinin yüzünü alıp, dilediğiniz gibi konuşturabiliyorsunuz. Rus hacker'lar bu teknikle Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky'i sözde konuşturup, askerlerine silah bırakmayı emreden bir konuşmayı internette yaydılar. Aynı uygulamayla Paris Hilton, ünlü aktör Tom Cruise'a kendisi için serenat yaptırdı. Hatta eski ABD Başkanı Obama'nın Trump'a küfür etmesini bile sağladılar.
Tavsiyem odur ki, bundan böyle ekranda, sosyal medyada gördüğünüz her şeye inanmadan önce aklınıza "Deep fake"i getirin.

Ne demiş?
Çiğdem Tunç en ilginç tiyatro anısını anlattı: "Oyuncular beni çok güldürdü. Altıma kaçırınca arkadaşımın şalvarını giymek zorunda kaldım."

Gaf kürsüsü
Bizim kürsüye yapışıp kalan ABD Başkanı Joe Biden, ASEAN zirvesine ev sahipliği yapan Kamboçya'ya teşekkür etmek isterken "Kolombiya'ya teşekkür ediyoruz" demesin mi?

Zap'tiye
En iyisi general olmak. Yaşa takılmadan YAŞ'ta (Yüksek Askeri Şura) emekli oluveriyorsunuz.