Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

Güle güle evladım Arda...

Arda Güler'i bu sütunlarda çok okudunuz. Yeteneği, efendiliği, saflığı, masumiyeti ve katıksız takım sevgisiyle benim gibi pek çok futbolseverin "evladı" oldu. Sadece Fenerbahçelilerin mi? Son yıllarda oyundan çıkarken Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar, Trabzonsporlular tarafından alkışlanan başka Fenerbahçeli futbolcu hatırlıyor musunuz?
Ona adeta kefil olmuştum. "A takım için biraz daha pişmesi lazım" diyenlere "Hayır, direkt oynar" demiştim. "Şımarır" diyenlere karşı çıkıp "Onun olgunluğu, liderlik vasıfları, jübileye hazırlanan pek çok futbolcuda yok" diye yazmıştım. Onu neredeyse yedek kulübesine gömen, silah zoruyla yarı devre oynatan Jesus'a "Evladımızı bize icra yoluyla mı göstereceksin?" diye isyan etmiştim. Şimdi evladıma direkt seslenmek istiyorum:
Yolun açık olsun Arda oğlum. Gönlün hangi dünya devini çektiyse, nerede istikbal gördüysen oraya gitmek, ananın ak sütü gibi helalindir.
Neden mi?
Çünkü burada oynananın sadece adı futbol. Bizde oynanan oyunun kalitesi, senin kalitenin çok altında. Çünkü burada VAR oyunları var. Terine, emeğine yazık.
Çünkü burada yıldızları korumak, onları kasti tekmelerden sakınmak, buna yeltenenleri ağır şekilde cezalandırmak hakemlerin sorumluluğunda değil.



Çünkü burada arka arkaya üç top kaptırdığında tribünlerden muhterem anacığına söverler.
Çünkü gün gelir megaloman, kibirli bir yabancı teknik direktör gelir, seni yeniden kulübede oturtarak kendini tatmin etmeye kalkar.
İşte bu nedenle gitmende hayır gördüm evladım. Hiç arkana bakmadan, hiç tereddüt etmeden, ardında tek bir "keşke" bırakmadan gitmelisin... Ben senin yeteneğine ve karakterine bir kez daha kefilim. Gençliğin yüzünden belki zorluklar çekeceksin. Real Madrid'in dev logosu, kabuslarında üzerine üzerine gelecek. Belki dil sorunu, belki de sıla hasreti ayağına pranga olacak. Olsun. Senden bile daha çok eminim ki her güçlüğü aşacak yetenek ve kuvvetin var. Kim bilir belki de başarılı olamayarak dönüp geleceksin. Olsun. Dünya sırf hata yapmamak için olduğu yerde patinaj yapan hatasız ama faydasızlarla dolu. Sen onlardan olma...
Tabii ki gönlüm seni uzun yıllar kendi ülkende, renklerine gönül verdiğin çubuklu formanla izlemek isterdi. Ama bencillik etmeyeceğim. Seni Messi ve Ronaldo'dan sonra yeni yıldız arayan dünyadan esirgemeyeceğim.
Şimdi evladını askere uğurlayan bir baba gibi hissediyorum. Bir yarım gurur, diğer yarım hüzün dolu...
Git evladım Arda... Git ve göster dünyaya...



Takma kafana Işın!
Işın Karaca'nın sosyal medyada paylaştığı fotoğrafını görünce çok korktum. Saçları, kaşları, kirpikleri yoktu. O lanet hastalığın pençesinde kemoterapi gördüğünü sandım. Neyse ki değilmiş. Bir çeşit saçkıran olarak niteleyebileceğimiz deri hastalığına tutulmuş. Hemen o fotoğrafın altına notumu bıraktım tabii:
"Sevgili Işın, biz senin saçını başını değil, billur sesini ve kadife yüreğini sevdik. Kıldan tüyden şeyleri kendine dert etme. Onlar nasılsa daha gür şekilde geri gelecek. Ama senin kadar sesi gür çıkan bir kadın? İşte o çok zor..."

Ne demiş?
"Kulübe para lazımsa giderim. Kal derlerse kalırım. Benim için Fenerbahçe'nin çıkarları önemlidir." (Fenerbahçeli genç futbolcu Ferdi Kadıoğlu'nun sözleri)

Gaf'let kürsüsü
Seçimlerden sonra ülkeyi terk edeceğini söyleyen şarkıcı Gülşen, Bodrum konserinde çark etti: "Ülkemiz çok güzel değil mi? Her gün şükrediyorum. Burada olmak benim için paha biçilmez...' (Vize alamamış olmasın sakın?)

Zap'tiye
Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sonra Tanju Özcan da çareyi yürümekte buldu. İktidar, memleketi Türkiye Yüzyılı'na uçururken, muhalefet bir kez daha yaya kaldı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA