Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ELVAN DEMİRKAN

Neyi değiştirmek mümkün?

Mevcut hayatında memnun olmadığı şeyleri değiştirmek istemeyen var mı aranızda? Daha mutlu, daha tatminkar, daha sevgi dolu, affedebilen, hatta inanabilen birisi olmak ister miydiniz?
Peki, diyelim siz istiyorsunuz ama dünya sizi aşağı çeken, kötü, ruhsuz, kavgacı, çıkarcı insanlarla dolu değil mi? Ve böyleleri ile aynı dünyayı paylaşmak durumundasınız...
Yıllardır seminerlerimde; mutsuz insanların mutlu, katı insanların anlayışlı, menfi düşünenlerin açık düşünceli olmalarını öğretmeye çalışıyorum. Bir başkasına hiçbir şeyi; görmek istemediği bir perspektifle görmeyi, düşünmeyi, hissetmeyi, empati kurabilmeyi öğretemiyorsun. Bırak politikacıyı, terörü, sokaktaki saygısız yabancıyı; kocanı değiştiremiyorsun, çocuğunu değiştiremiyorsun, anneni, babanı, en yakın arkadaşını, hatta kendini bile...
Bir insanın yapısı, hamuru, mizacı, karakteri ne ise o değişmiyor.
Hepimiz böyleyiz. Karşı koymak insanın doğasında var. Genlerimizde otoriteyi sorgulamak için programlanmışız.
En yakın arkadaşınızla ya da annenizle bile derdinizi paylaşırken 'akıl' vermeye başladıkları anda o karşı koyma ihtiyacınızı düşünün.
Sesimizin tonunda bile hissedilir...
Biraz onların gözüyle anlıyor gibi olsanız da, hemen yargılayıcı zihin devreye girer ve konuyu saptırırız, anlamak istediğimiz gibi anlarız veya duygusal tepki gösteririz.
Başkalarını ancak etkileyebilirsin ama hayata nasıl baktıklarını, nasıl düşündüklerini, nasıl davranacaklarını yani 'kim olduklarını' değiştiremezsin.

'İYİ BEN'İ BULMA ÇABASI
Kim olduğunu kabul etmek, aslında değişmeyeceğiniz anlamına da gelmez.
Tam tersine; olduğundan başka birisiymiş gibi görünebilmek için kendini limitlemeyi bıraktığında gerçek değişim başlıyor. Gerçek potansiyelin, duyarlılığın, derinliğin ve olgunluğun ortaya çıkıyor. O yüzden ben kendi üzerimde uğraşıyorum. Kim olduğumu değiştirmek için değil, en iyi 'ben'i ortaya çıkartmak için kendimi eğitiyorum. Değişmek; öğrenilecek bir teknik değil, bir benimseme şekli çünkü...
Sorunlarla ilişkimi değiştirmenin beni daha az yıprattığını fark ettim. Evet belki tepki göstermeye değer çok şey var dünyada ama biraz davranış dedektifi oldum. Hangi tavrın, hangi sonucu getirdiğini gördüm.
Kendi anlayışımı, hoşgörümü, ruhsal sağlığımı sabote etmeden yaşamak ve bu farkındalığı yaymak benim hayat amaçlarımdan biri oldu. Bu şekilde hiç olmazsa enerjimi kontrol edebileceğim bir şeye yönlendirmiş oluyorum. Siz de dönün kendinize...
Dünyaya nasıl bir enerji vermek istiyorsunuz, oradan başlayın. Yargılayıcı, iddiacı, agresif ve tepkisel mi yoksa yapıcı, çözüm odaklı ve sakin mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA