Hangi gazeteyi, hangi televizyonu, hangi internet sitesini açsan sadece soğuk ve kar haberi var. Evde pencereyi açtığımdaysa; mabat donduran soğuğun bizzat kendisi nefesimi kesiyor.
İzmir'de her zamanki gibi kar yok, ama yine her zamanki gibi, başka yerde yağan karın bütün soğuğu ayazla birleşip bizi vuruyor.
Bilenler bilir, İzmir'in soğuğu çok pistir. Nemli nemli adamın ciğerini çürütür.
PANİK YOK... GEÇECEK!
Kentçek ince hastalıktan kırılmıyorsak, kışın kısa sürmesinden.
Yoksa bu ayaz, bu nemli soğuk aylarca çekilmez.
Neyse işte, sonuçta ülke olarak yalnız kanımızın değil; beynimizin de donma derecesine yaklaştığı günler geçiriyoruz.
Sohbet, muhabbet tek konu üzerine... Şimdi bir de mini buzul çağı geliyor söylentisi yayılmaya başladı. Yok artık devenin nalı!
İnsanoğlunun genlerinde baykuşluk var kesin. Bayılıyoruz felaket haberi üretmeye ve yaymaya.
İki kar yağdı, yel esti diye kolaydı öyle buzul çağına girmek.
Ayrıca ha gayret! Bakın şurada bahara bir ay kaldı. Hatta 20 gün sonra ilk cemre havaya düşüyor bile. Buzlarımızın çözülmeye başlamasına topu topu üç hafta kaldı yani.
Bunu düşünün de moraliniz düzelsin.
Panik yok; geçecek, geçeceeek!