İnsanların, birbirlerine hediye alıp sevindirmek, sürprizlerle mutlu etmek, bir araya gelmek, kutlama yapmak ve eğlenmek için türlü bahaneler yaratmasının hiçbir sakıncası yok.
Ama bu cüce Şubat'ın özellikle erkeklere ettiği eziyetin de tarifi yok!
14 Şubat yaklaşırken şimdiden kendini hediye almak ve sürpriz yapmak 'zorunda hisseden'lerin stresini ta içimde hissediyorum.
Ne gereksiz bir gerginliktir bu!
Klişelerden sıyrılıp karşılarındaki kadının yaşam şekline, iş hayatına, ev alışkanlıklarına, hobilerine uygun armağanlar 'yaratmak' hiç de zor değil aslında.
Ama işlerine gelmiyor işte! Uğraşmıyorlar, uğraşmak istemiyorlar.
Almış olmak için alınan hediyeler ise ütü, düdüklü tencere, elektrik süpürgesine kadar varıyor.
Erkeklerin hediye seçimindeki yeteneksizliklerini kaderleri olarak görmeyen bazı hemcinslerim ise, kendi başlarının çaresine bakmayı tercih ediyor.
Geçen ay Cosmopolitan'da yılbaşı hediyeleri konusu açıldığında o kadınlardan ve taktiklerinden bazı örnekler vermiştik.
Şimdi bir hediye ayı daha gelmişken; o hemcinslerimi ve istedikleri hediyeyi sanki karşı taraf akıl etmiş de almış havası yaratan yöntemlerini tekrar analım.

ENTRİKA KADIN İŞİ
Telefonum bozuk, camı da kırık, o yüzden attığın mesajları okuyamıyorum :(
Ayaklarım üşüyor, bir çizme almam lazım ama daha geçen sene aldığımın taksidinin bitmesi gerek :(
Ben mücevher falan sevmiyorum yaa... Gerçi hiç olmadı öyle bir şeyim ama... (Yüzü düşer, alt dudak sarkar.)
'Bana gel film falan izleriz' diyeceğim ama benim TV tüplü. Önümüzdeki sene ikramiyelerimi biriktirip yenisini alacağım, o zaman gelirsin.
Ya bu benim külüstürün dört lastiği de kabak. Kaza yapacağım diye çok korkuyorum. Ben ölsem çok üzülür müsünnn?
Pet shop'ta bir köpek gördüm 2500 dolardı, ayy ama nasıl şekerrr! Satılmazsa barınağa vereceklermiş. (Yuh!) Çok üzüldüm. (Gözlerde hafif nem...)
Ben çakma çanta kullanamam.
Bende bir tane orijinal vardı ananemdem kalma, ama sapı koptu. Şu telefonumu, cüzdanımı, gözlüğümü, anahtarlarımı, rujumu, allığımı cebine koysana...
Aslında fantezilere açık bir insanım ama işte evde ne kamera var ne de onu yükleyecek bilgisayar. (Memelerini titreterek iç geçirir.)
Hiç yurt dışına çıkamadım. Ama biliyorum bir gün bir mucize olacak, karşıma bir melek çıkacak, beni uzak diyarlara götürecek diye pasaportumu hazır tutuyorum... Melek demişken; sen aslında çok iyi bir insansın biliyor musun?
Evet, erkekler hediye seçmeyi bilmezler ve sevmezler de, ama içinde Baltacı'nın Katerina'sını büyüten kadınlar tarafından çok başarılı bir şekilde yönlendirilebilirler.
Eh ne de olsa entrika kadının işi...
Doğuştan gelen yeteneği...