Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Yap+Ye = Mutlu ol

Yemeğin paylaştıkça güzelleştiğini anlıyorsan, içinden sofralar kurup dostlarla, aileyle vakit geçirmek geliyorsa, market alışverişi yük olmaktan çıkıp zevke dönüşmüşse haberin olsun, mutlusun demektir!
Kaç yıldır şöyle adam gibi girmedim mutfağa.
Buzdolabım boştu... Yani bomboş değil ama yalnızlık boşluğu. Birkaç meyve, içecekler, beyaz peynir ve ekmek... İşte o kadar.
Şimdi kim kalkıp da soğanları doğrayacak, manavdan en güzel domatesleri seçecek, sebzeleri koklayacak, harika mönüler hayal edecekti ki...

KİME PİŞİRECEKTİM?
Hem tüm bu girişimlerde bulunsam, benimle sofrada kim oturacaktı?
Kahvaltı dışarıda, öğle yemeği çalışırken atıştırmaca, akşama arkadaşlarla şu köşedeki kafede yeriz, olmadı yemeksepeti.com sağ olsun. Buydum yani...
Yıllardır tırtıklamaktı, laf olsun diye karın doyurmaktı benimkisi.
Halbuki ne severdim heyecanla mutfağa girmeyi, pişirdiğim yemekleri arkadaşlarıma, aileme, sevgilime tattırmayı.
Tamam, itiraf ediyorum, o kadar romantik bir aşçı değilim. Bildiğiniz anneanne modeli yemeklerimi yiyenlerin tepesine dikilir, 3 bin 500 kere sorduğum "Güzel mi, lezzetli mi?" sorularıyla burunlarından getiririm.
Ama özenerek hazırladığım, diyelim bir tabak makarnayı ne çok özlemişim.
İyi de kime pişirecektim o börekleri 180 derecede? Kim için çırpacaktım yumurtanın akını?

AJDA DEMİŞTİ Kİ
Kim sevinsin diye sabah erkenden kalkıp kuracaktım kahvaltı masasını? Kim mutlu olsun diye Beşiktaş pazarından arayıp bulacaktım en leziz salataları, balıkları...
Bu yemek işi hoş, güzel de tek başına çekilmiyor be usta.
Aklıma Ajda geldi şimdi. Süperstar Ajda Pekkan'ımız.
En son ona poğaça yaparken (Nevra Serezli'nin kaynanayı oynadığı poğaçalı reklam filmini izleyip canı çekmişti) sevinçle mutfağa girmiş, "Ev dediğin mis gibi ekmek kokacak, yemek kokacak, pilav olacak, çay demlenecek, kekler pişecek" demişti.
Siz de benim gibi, o fit ve de cool kadın Ajda; salatadan, balıktan başka bir şey yemez sanıyordunuz değil mi? Duydunuz zilin sesini, değil işte.
Çünkü yemek pişen ev huzurludur, ev gibi evdir, mutludur, sıcaktır, hatta yuvadır ve kim olursak olalım özleriz o yuvayı. Belki de çocukluğumuzu. 'For English press nine'.
Neyse, bu kadar duygusal soslama yeter. Ana mönüye dönmek için ikiyi tuşluyorum.
İşte bende hal böyleyken, son günlerde mutfak dünyasında en iyi çıkışı yapmış bulunuyorum. İçimde Emine Beder'ler, Jamie Oliver'lar dans ediyor vallahi.

BAHARAT, REÇEL, ZEYTİN
Konu yemeğe gelmesin; "Ben buna çok az da fesleğen koyuyorum" gibisinden cümleler kuruyorum. Kendime şaşıyorum ama el tembelleşmiş maalesef. Yemek listem tıkanmış.
Geçen gün kitapçıda kitaplara bakarken Aydan Üstkanat'ın yazdığı 'Yap+Ye = Mutlu Ol' kitabı geçti elime.
Ne yalan söyleyeyim, önce kitabın ismine, sonra Aydan Üstkanat'ın kapaktaki sevimli suratına tav oldum.
Kitabı alıp eve koştum.
Aradığım her şey burada toplanmış. Ohh canıma yarasın.
Bıçakların seçiminden, baharatlara, kahvaltı sofralarına, keklere, reçellere, içkilere, misafir ikramlarına, etlere, balıklara, makarnalara, zeytini nasıl sunacağımıza kadar neler neler anlatmış.
Bir de hepsini nefis fotoğraflarla taçlandırmış.
Yapmaya korkmayacağınız kadar basit, aklınıza gelmeyecek kadar özel binbir çeşit yemek tarifleri sunmuş.
O zaman yaşasın Aydan Üstkanat! Sen de istersen Yap+Ye = Mutlu Ol.
Benim bir artım daha olacak tabii. Yap artı, paylaş artı, ye eşittir mutlu ol.
Herkese mutluluklar dilerim.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA