Farkındasınızdır; son yıllarda kahve, şarap merakının yerini aldı ve bambaşka bir seviyeye taşındı. Öyle suyu kaynattın, kahveyi attın, karıştırdın, şekeri bastın, içtin yok!
Kahve ince iş, detaylı iş... İyi bir kahve içmek; emek, dikkat ve damak tadı isteyen bir iş. İyi kahve demlemekse, biraz bütçeli ama tadını alınca vazgeçilemeyen bir iş. Henüz Türk kahvesini bile adam gibi pişirmeyi beceremediğimiz bir gerçek. Havalı kafelerde bile şöyle adam gibi bir Türk kahvesi içmek için çok şanslı olmanız gerek. Ya suyu ya da kahvesi bol kaçıyor, köpüğü tutturulamıyor.
Gelin görün ki üçüncü dalga kahve dükkanları patır patır açılıyor, kahve merakı artıyor, farklı tekniklerle kahveler pişiriliyor, kahveciler cool damgası yiyor. Peki ne dalga, bu üçüncü dalga? Özetle makinesiz, kahveyi yakmadan, öldürmeden, aromasını en iyi biçimde çıkararak yapılan kahveler.
Nişantaşı'ndaki MOC Kafe'nin kurucusu; bu işin doktoru, uluslararası barista jürisi üyelerinden Avustralyalı Sam Çeviköz'ün Galata'da Federal Coffee'yi açtığını duyunca hemen konuya girdim. Kendisiyle kahve çekirdeklerini kavurduğu, adeta kimyager edasıyla çalıştığı Tarabya'daki kahve fabrikasında buluştum.
Mis gibi kahve kokuları içinde, kahveleri denerken biraz da bilgi topladım. Siz de konuya yabancı kalmayın, kahve söz konusu olunca biriki bilgiyi atlamayın istedim.
BUYRUN NOTLARIM:
French press denilen, basma yöntemiyle yapılan kahveler iyi kahve değilmiş. Çünkü kahve sıcakta uzun süre beklediğinden tadı bozulurmuş.
Makinada filtre kahve pişiriyorsanız çok miktarda yapmayın. En fazla yarım saat beklemiş olsun çünkü lezzeti değişirmiş.
Kahvenin üstüne fokur fokur kaynamış suyu dökmeyin. Kaynamadan önce suyu alın ve önce kahveyi ıslatın, böylece acılaşmazmış.
Çekilmiş kahvenin ömrü 15 dakikaymış. Öyle çektirdim, eve aldım iki ay kullandım olmazmış, aroması kalmazmış.
Kavrulmuş kahve çekirdekleri bir aya kadar dayanırmış. Yani marketlerden kahve almak, kahve meraklıları için söz konusu bile olamazmış.
YEŞİL KAHVE İLE ZAYIFLA
Gerçek kahveseverler, kahveye şeker ve süt koymazmış.
Kavrulmuş kahve, beş gün dinlendirilip gazı çıkartılmalıymış.
Guatemala kahvesi, kahvaltıya ve yemek sonrasına en yakışan kahveymiş.
Dünyanın en pahalı kahvesi olarak bilinen, kahve yedirilen kedilerin dışkısı ile yapılan Kopi Luwak kahvesi boykot ediliyormuş.
Çünkü Endonezya'daki üreticiler, kedilere sadece o kahveden yediriyor ve altı ayda ölmelerine sebep oluyorlarmış.
Arabica kahve çekirdeklerinin kafeini azmış. Dört-beş bardak bile içseniz çarpıntı yapmıyormuş.
Fotoğrafta gördüğünüz yeşil kahve çekirdeklerinden kahve yapıp zayıflamak için içiyorlarmış. Tadı kötü olsa da metabolizmayı hızlandırıyormuş.
O zaman, kahvenizi nasıl alırdınız?
SNAP INSTAGRAM'A AYAR VERDİ
Sosyal medyada günün konusunu yazıyorum; Snapchat, Instagram'ı dize getirdi sevgili selfieciler. Snapchat, son zamanlarda Twitter ve Instagram'ın tahtını fena halde sallamaya başladı. Kullanıcıların hesabında sadece 24 saat kalan snap'ler büyük eğlencelere sebep oluyor çünkü. Üstelik altına yorum yazmak yok, kaç like aldı derdi yok, sadece kaç kişinin izlediğini görebiliyorsun. Daha hızlı, geçici, doğal, kasıntısız ve eğlenceli.
Dün sabah bir uyandık ki, Instagram videolarımızın izlenimlerinde acayip artışlar olmuş. Mesela bin 500 like alan video, olmuş 24 bin like. Çünkü Instagram'cılar, Snapchat'in cazibesine uyanmış. Instagram'a yüklenen videolarımızın altında artık like yani beğeni sayıları değil, görüntülenme sayıları yazacak. Aynı Snapchat gibi.
Yani artık Instagram'da filtrelenmiş fotoğraflardan çok videolar görmeye başlayacağız. Bakalım Instagram, kaybetmekte olduğu popülerliğini bu atağıyla geri kazanabilecek mi?
