Tamam! Kabul ediyorum; ilk açıldığı dönemde bir kamyon laf ettim. Hatta daha açılmadan başladım "Ne bu böyle şehrimizin göbeğine uzay gemisi mi indi?" diye.
Sonra açıldı, tam gaz ilerledim; "Soğuk" dedim, "Karışık" dedim, "Çok beyaz ışık" dedim, trafiğinden dem vurdum, Zincirlikuyu'daki Zorlu Center'a bir türlü ısınamadım yani.
Ama şimdi! Şimdi gidip tüm yetkilileri ayakta alkışlayasım var. Çünkü İstanbul'a PSM'yi, yani Performans Sanatları Merkezi'ni kazandırdılar.
Geçen perşembe 'Kürk Mantolu Madonna' yı, cuma da 'Yoldan Çıkan Oyun'u izlemek için PSM'deydim. Abartım yok, bu kış ne Nişantaşı kafeleri, ne Etiler restoranları, ne Bebek, ne Karaköy, ne Beyoğlu... Benim favori programım Zorlu PSM'ye gitmektir.
Oyundan önce AVM'nin içindeki bütün restoranlar ağzına kadar dolu. Arkadaşlar, kız grupları, sevgililer, karı- kocalar... Her akşam birkaç performans var. Diyelim Drama Sahnesi'nde bir oyun, Büyük Sahne'de konser, Stüdyo'da başka bir konser ya da DJ performansları...
PSM'nin içinde de tatlı kafeler açılmış. Git otur bi'şeyler iç, sohbet et, gelene geçene bak. Sonra doğru oyuna ya da konsere.
Tek eleştirim, çıkıştaki otopark ödeme kuyruklarına. Madem her otopark katında otomatik ödeme sistemi var, bunu gelenlere bildirmeniz lazım. Tek ödeme noktası olduğunu zannettiğimiz için uzun süre kuyrukta sıra bekledik ki öyle güzel bir gecenin finaline yakışmıyor. Neyse demem o ki, İstanbul'a bir PSM yetmez. Performans takvimiyle, girişiyle, çıkışıyla, hizmetiyle, kafeleri, restoranlarıyla bir değil birkaç yer lazım bize. Bir diğeri de Maslak Uniq olacak diye düşünüyorum; etkinlik takvimini hareketlendirirse tabii.