Lars von Trier'in 'Nymphomaniac' filminin Türkiye'de gösterimi yasaklandı.
Filmi basın gösteriminde izledim.
Aradan bir ay geçti. 'Acaba farkında olmadan ahlaki bir çöküntü yaşadım mı?' diye arkadaşlara sordum.
Bende bir değişiklik göremediler.
Evet, 'Nymphomaniac'ın hem birinci, hem de ikinci bölümünde gerçek sevişme sahneleri var. Hani 'konulu seks filmi' derler ya, o hesap; filmin yarısı sevişme sahnesi... Ama bu öyle konulu bir seks filmi ki, izlerken şehvet duygusuna kapılmıyorsunuz. Banu Alkan'ın eski filmleri bile daha erotik!
Eleştiri yazımda da yazdım; bir Lars von Trier filminin eleştirisi yazılmaz, sadece filmi anlamaya çalışırsınız.
Adam uçmuş, entelektüelliğin zirvesinde, farklı bir dünyada yaşıyor.
Yönetmen; sakıncalı görülen 'Nymphomaniac' serisinde, Fibonacci sayılarından Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki farka, Vatikan'ın Bach'ın çalmasını istemediği senfoniden, demokrasi denen aldatmacaya, ırkçı sözlerin kullanılmamasının dile ihanet olup olmadığına kadar birçok sıra dışı mevzuda beyin jimnastiği yapıyor. 'Toplum doğru söyleyip yanlış yapanı yüceltir. Yanlış söyleyip doğru yapanı ise dışlar' diyor falan...
Vallahi ben bu filmde ahlaki çöküntü yaşamadım, aksine müthiş aydınlandım.
Şimdi Fibonacci sayılarını araştırıyorum.
Hoş, 40 yaşındaki bir adam ahlaki çöküntü yaşasa ne olur ki!

+18 SINIRI YETERDİ
Tamam, filme +18 yaş sınırı getirin, bu sınırın altında izleyici alan salonları kapatın ama 30-40-50-60 vs. yaşındaki insanların da neyi izleyip neyi izlemeyeceğine karar vermeyin yahu! Ayrıca yasak her zaman ilgiyi artırır; 'Nymphomaniac' şimdi bu yasaktan sonra da en çok aranan seri olacak.
Er ya da geç bu film internete düşecek, korsan DVD'ciler satacak. 'Nymphomaniac' vizyona girseydi, 5-10 bin kişi izleyecekti. Bu yasaktan sonra belki de 1 milyon kişi izleyecek, evlerde izlenme rekoru kıracak.