Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

Boş evlere vergi, kirada tavan fiyat!

Son dönemde İstanbul'da ev kiraları anormal arttı. Öğrenciler ve orta direk, kiraları ödemekte zorlanıyor. Daha kötüsü konut sıkıntısı da yaşanıyor. Arz az, talep çok. Mega kentlerde zaman zaman bu sorunlar yaşanıyor.
Bizden daha kötü durumda olanlar da var. Örneğin Berlin'de kiralık ev sıkıntısı var ve fiyatlar son 10 yılda ikiye katlandı.
Ve Berlin halkı, Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra yatırım fonlarına ya da özel sermaye şirketlerine verilen 200 binden fazla konutun kamulaştırılıp uygun fiyatlara kiraya verilmesi için referanduma gidiyor. Almanya'da genel seçimlerin yapılacağı 26 Eylül'de Berlinliler söz konusu evler kamulaştırılsın mı diye oy kullanacaklar. Büyük ihtimalle kazanan Berlin halkı olacak.

Bizde Almanya'daki gibi kamulaştırılması talep edilen 110 binden fazla konuta sahip olan 'Deutsche Wohnen' gibi dev emlak şirketleri yok. Ama Eskişehir'de 63 dairesi olan ve 'öğrenciler dairelere zarar veriyor' diye isyan eden Abdullah Boztepe gibi emlak zenginleri var! Keşke herkesin böyle tatlı dertleri olsa!
Daha önce yazdım. İstanbul'da 400-700 bin arası hiç oturulmayan 'boş ev' olduğu tahmin ediliyor. Bu boş duran daireler bir şekilde kullanıma açılmalı.
Örneğin oturmaya müsait ama yıllardır satılmayan veya kiraya verilmeyen evlerin vergisi artırılabilir. Böylece mal sahipleri yüksek vergi ödemek yerine ev satış fiyatı ya da kirada indirime gidebilirler. Ya da semtlere ve evlerin metre karesine göre tavan kira fiyatı belirlenebilir.
Devletin bu sorunu çözme konusunda çalışmaları olduğu söyleniyor. Umarım kiracıların yüzü güler.

***


STEVE JOBS'UN ÇOCUKLARINA MİRAS YOK!
Apple'ın kurucusu Steve Jobs, 2011'de 56 yaşındayken pankreas kanseri yüzünden hayatını kaybetmişti. Geride 21.7 milyar dolar servet bırakan Jobs'un eşi Laurene Powell ile evliliğinden üç çocuğu, daha önceki ilişkisinden de bir kızı bulunuyor.
Jobs'un ailesinden hiç miras devralmamasının eşi Powell'a da örnek olduğu söyleniyor.
57 yaşındaki iş kadını Powell, "Çocuklarıma servet bırakmam doğru bir felsefe değil. Parayı hayır işlerine harcamayı tercih ederim. Servet biriktirilmesi bir toplum için tehlikeli bir durum. Herkes kendi hayatını kendisi kazansın. Bireylerin milyonlarca insanın varlığına eşdeğer büyüklükte servet biriktirmesi yanlış" diyor.

Miras bırakmama ünlüler arasında trend oldu aslında. Örneğin şarkıcı Sting, 270 milyon dolarlık servetini, altı çocuğunun hiç birisiyle paylaşmayacağını açıkladı. Microsoft'un kurucusu Bill Gates de 131.6 milyar dolarlık servetini hayır kurumlarına bağışlayacağını açıklamıştı.
Bu insanlar çok çok zengin, çocukların eğitimi ve kariyerleri için her şeyi yapıyorlar ve onlardan da kendileri gibi başarılı olmalarını bekliyorlar.
Elbette asgari ücret ya da orta direk aileleri bu tartışmanın dışında tutuyorum. Hayatı boyunca çalışıp ev alamayanlar var! Zengin aileler için konuşursak, bizde daha anne-baba ölmeden miras kavgası başlıyor. Çocuklar, akrabalar birbirleriyle mahkemelik oluyorlar. Miras kavgası yüzünden hayatını kaybedenler var.
Kendisine büyük miras kalacağı söylenerek büyütülen çocuklar ise genelde kariyerlerinde başarısız oluyorlar. İş kariyerleri bile olmuyor.

***


YERLİ YARDIMCI KÖTÜ FİKİR
A Milli Futbol Takımı'nın başına altyapı hocası getirildi diye eleştirenler var. Stefan Kuntz, en son Alman U21 takımının teknik direktörlüğünü yapıyordu ama öncesinde Karlsruhe, Mannheim, Bochum, Kaiserslautern gibi iddiasız takımları çalıştırdı. Kuntz için altyapı hocası demek mantıklı değil. Tabii ki, büyük takım tecrübesi yok ama çok tecrübeli olanları da gördük! Süper Lig ve milli takımlar zaten yıllardır Alman altyapısından besleniyor. Şimdi de Alman altyapısının patronunu getiriyoruz fena mı?

Takımımızın yaş ortalaması genç ve genelde lejyonerlerden oluşuyor, onlarla aynı dili konuşan Kuntz iyi işler yapabilir. Genç takımlar da Kuntz'un tecrübesinden yararlanabilir. Yerli yardımcı Kuntz'u yanlış yönlendirebilir. Bizim farklı bir bakış açısına ihtiyacımız var. Kuntz kendi ekibiyle çalışmalı.

***


REZİL POLEMİK!
Haftalardır magazin dünyasında Deniz Akkaya ve Selin Ciğerci arasında berbat bir polemik yaşanıyor. Akkaya ile tartıştıktan sonra Selin Ciğerci diye birisinin olduğunu öğrendim bu arada. Polemiğe Oray Eğin kadar vakıf olmadığımı belirteyim. Eğin'in yazısını okuyunca konuyu biraz anlar gibi oldum ama Akkaya'nın, Ciğerci'yi FETÖ'cü ilan etmesiyle kafam iyice karıştı.

Akkaya'nın üç gün cezaevinde 'paşalar gibi' yatmasına neden olan bu polemikte homofobik sözler, taşıyıcı anne, bel altı vurmalar, pedofili ve FETÖ; ne ararsan var. Magazin, magazin olalı böyle rezil bir polemik görmemiştir herhalde.
Bu berbat tartışma TV programlarında, medya ve sosyal medyada devam ediyor. En kötüsü de bu zaten. Milyonlarca insan bu rezil tartışmayı merak etmese bile kulak misafiri oluyor.

***


NEREYE DÜŞTÜM BEN!
'Benzemez Kimse Bize' programında, sunucu Bülent Ersoy konuşamıyor ve zaman zaman ağzı kayıyordu. Yıldız Tilbe ise başka bir alemde, yerinde duramıyor, hopluyor-zıplıyor ve Ersoy'un kucağına oturuyordu.

O esnada Mustafa Keser de yaprak sarması anısını anlatıyordu. Ersoy bir ara dudaklarını büzüp Keser'i öpmek için hamle yaptı, Keser korktu, sanki "Ben nereye düştüm" der gibi baktı vs.

Özetle çok acayip bir programdı.
Ersoy sonrasında alkollü olmadığını açıkladı. Alkollü müydü değil miydi bilemem ama Başakşehir-Fenerbahçe maçından daha heyecanlı ve garip bir programdı.

***


Altyazı
"Arkadaşlar giysi gibidir. Üzerinde oldukları sürece iyidirler ama en sonunda ya yıpranırlar ya da sen büyürsün." (One Day)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA