Bugün itirazlardan açıldı madem konu... Sigarayla ilgili yazdıklarıma da bir sürü itiraz gelmiş. Birini yayınlayayım, okur hakkı kalmasın! Murat Belge ve Pınar Kür'ün 'Sigara yasağı faşizan bir tutum almaya başladı' tezinden yola çıkarak, "Sigara odalarını kaldır, maçta yasakla, açık havada yasakla, fazla değil mi bu kadarı?" diye sormuştum. İşte tespitlerime katılmayan bir okur yorumu: "Sabah çoluk çocuk kahvaltıya gitmişsiniz, yaz gelmiş, 'Boğaz kenarında keyif yapalım' diyorsunuz. Daha ağzınıza bir lokma atmadan yan masadan gelen dumanın altında kalıyorsunuz. Leş gibi bir koku! Açık havadasınız ama esen rüzgar bütün dumanı sizin üstünüze üflüyor. Hani sigaranın sahibi paketin yarı parasını sizden istese yeri var! Ya da vapura binmişsiniz, açıkta oturup kimseyi rahatsız etmeden güzel bir yolculuk yapmak istiyorsunuz. Sevgilinizle buluşacaksınız. Yıkanmış, temiz pak giyinmişsiniz. Yanınızdaki de keyif yapmak istiyor ama sigarasız olmuyor! Bütün yolu o sigara dumanının altında geçiriyorsunuz. Ne denizden keyif alabiliyorsunuz, ne de sinir kalıyor sizde. Siz de gidip o sigara içenlerin önüne, zart zart gaz çıkarmaya başlasanız... Alışkanlık değil ama ihtiyaç meselesi... Üstelik kanser de yapmıyor. Bu durumda bunu da savunmalıyız, değil mi? Ya da seks bağımlıları halka açık yerlerde de alışkanlıklarına sahip çıkabilsinler. Abarttığımı düşünüyorsunuz muhtemelen ama kim karar verecek sınırı nerede çizeceğimize? Kendi keyfimiz için başkalarına eziyet etmenin savunulur ne yanı var? Murat Belge benden daha çok tarih bilgisine sahip, Pınar Kür de benden daha iyi cümle kuruyor diye niye haklı olsunlar ki? Nur içinde yatsın, gel de Bertrand Russell'a hak verme: Aptalca bir şey, bir milyon kişi de söylese yine aptalca bir şeydir."